En Sıcak Konular

2. Dolmabahçe olayı: Özkök Erdoğan’a gitti!

24 Temmuz 2008 10:34 tsi
2. Dolmabahçe olayı: Özkök Erdoğan’a gitti! İyi ki iyibilgi var. Yoksa Ertuğrul Özkök’ün Başbakan Erdoğan ile iki saati bulan görüşmesinin ne anlama geldiği her halde anlaşılamazdı. Önceki gün iyibilgi Özkök’ün kıpırdanmalarına dikkat çekmişti. Şimdi pazılın parçaları birleşiyor: iyibil

Bir yayın grubunu en mutlu eden şey her halde şu olmalı: Türkiye’yi izliyorsunuz, konuşmaların satır aralarına odaklanıyorsunuz, kim aslında ne demek istedi, yorumluyorsunuz ve ortaya çıkardığınız resmi okurlarınıza sunuyorsunuz. Daha sonra gelişmeler sizi doğruluyor. Siz tarihin önünden gidiyorsunuz.

İyi ki iyibilgi var. Çünkü önceki gün yaptığımız şu analiz şimdi yapılan bazı görüşmelerin ne anlama geldiğine ilişkin önemli ipuçları veriyor. Tam da bu analizde söylediğimiz gibi, amiral gemisinin kaptanı Özkök pozisyon belirlemeye çalışıyor. Daha doğrusu “411 el kaosa kalktı” manşetinin sahibi dümen kırıyor. Ergenekon operasyonunu sorgulayan manşetleri bir kenara bırakıyor. Artık Hürriyet’te ne Ergenekon ne de kapatma davasıyla ilgili haber bulmak güç. Özkök köşesinden uzlaşı çağrısı yapıyor.

İşte Özkök’ün dönüşen bu tavrının son noktası Başbakan Erdoğan’la baş başa görüşme talebi. Basına yansıyan bilgilere göre Ertuğrul Özkök Başbakan Erdoğan’la görüşmek istedi. Erdoğan’ın talebi kabul etmesi üzerine dün Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinde iki saati bulan görüşme gerçekleşti. İkili baş başa iki saat ne konuştu? Ne görüştü?

Bir ihtimal: Özkök, kendisine gelen ve bugün köşesinde yayınladığı “anti-Ergenekon terör örgütü” ile ilgili mektuptan rahatsız oldu ve Başbakan’la bunu paylaşmak, Türkiye’yi karanlığa çekmeye çalışan diğer örgütlerin varlığından Başbakan’ı haberdar etmek istedi. Bu bir ihtimal, ancak düşük bir ihtimal. Çünkü Özkök’ün o bilgileri Başbakan’a iletmesine gerek yok. Özkök’ün elindeki “ciddiye alınamayacak” mektuplar kriminal vaka. Başbakanla paylaşılmaktan çok terörle mücadele şubesiyle paylaşılması gerekiyor.

İçeride ne konuşulduğu ile ilgili ikinci ve güçlü ihtimal: Uzlaşı…

Özkök’ün bir haftadır fikir değiştirdiği, manşetlerinden Ergenekon operasyonunu “sulandıracak” haberleri vermekten vazgeçtiği, “411 el kaosa kalktı” çizgisinden uzaklaştığı, bir dönemde… Sık sık “artık Türkiye uzlaşmalı” mesajını vurguladığı bir dönemde gerçekleşen görüşmede başka bir meselenin gündeme geldiğini düşünmek zor görünüyor.

Peki, ama Özkök neden uzlaşı istiyor? Türkiye’nin gereksiz yere enerji kaybettiğini düşündüğünden mi? Kaosa kalkan eller şu anda yaşadığımız gerilimin köşe taşlarından birisiydi. Neden şimdi yaşananların “gereksiz enerji kaybı” olduğu düşünülüyor? Şimdi değişen ne?

Bu soruların yanıtı cevap bekliyor, ancak Özkök’ün çağrısı yanıt bulmuyor da değil. Bakın dün çok ilginç bir gelişme daha oldu. Özkök’ün talebi üzerine dün Başbakan Erdoğan’ın Dolmabahçe’de gerçekleşen ve iki saati bulan görüşmesinin ardından, Erdoğan Zaman Genel Yayınyönetmeni Ekrem Dumanlı’yı çağırdı. Büyük bir ihtimalle Erdoğan, Özkök’ün kendisine sunduğu “uzlaşı” formülünü Ekrem Dumanlı’ya aktardı. Bugün Zaman gazetesinde Hüseyin Gülerce’nin kaleminden yayınlanan “Ertuğrul Özkök’e açık mektup” başlıklı yazı dün yaşanan ziyaret trafiğinin bir sonucu gibi. Gülerce “uzattığın uzlaşı elini tutacağız, seni destekleyeceğiz” diyor.

Kapatma davası ve Ergenekon operasyonları gölgesinde Türkiye ilginç bir uzlaşmaya gidiyor. Daha önce kaos vurgusu yapanlar mevzilerinden beyaz bayrak çıkarıyor. Türkiye, kapatma davası nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, her halde ılıman denizlere yelken açıyor. Dünkü iki görüşme uzlaşmanın basın ayağı için oldukça önemliydi. Şimdi uzlaşmanın diğer ayaklarının gündeme gelmesi beklenmeli…

Elbette şunu da vurgulayalım: iyibilgi uzun bir südüredir, dünyada oyunun kuralının yeniden belirlendiği, çok kutuplu yeni dünya düzeninin temellerinin atıldığı, bölgemizde Türkiye'yi yakından ilgilendiren önemli gelişmelerin ortaya çıktığı bir dönemde ülkemizin iç gerilimlerle enerji kaybetmesine karşı çıktı, tüm kesimleri Türkiye için bir araya gelmeye, geleceğimizi birlikte şekillendirmeye çağırdı. Bu yüzden "uzlaşı" önerisi kimden gelirse gelsin, Türkiye'nin yararına olacak tüm adımları kararlılıkla izleyeceğimizi beyan edelim. Elbette, uzlaşmanın ne anlama geldiği tartışmasını detaylı bir şekilde yaparak.

Çünkü, aslında Özkök'ün de tahmin ettiği gibi, uzlaşma "demokratik yürüyüşten geri adım" anlamına gelmiyor. Demokrasiden vaz geçmenin uzlaşısı olmaz. Laiklikten vaz geçmenin uzlaşısı olmayacağı gibi... Demokrasi ve laiklik Cumhuriyet'in temel değerleriyse, bunların üzerinde pazarlık yapılamaz. O halde Ergenekon operasyonu bu uzlaşının bir parçası mı? Hayır... Peki, kapatma davası? O da değil. Öyleyse ne?

iyibilgi.com



Bu haber 4,362 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,173 µs