nereye kadar uzanıyor ? | " /> nereye kadar uzanıyor ? | "/>

En Sıcak Konular

Ergenekon nereye kadar uzanıyor ?

22 Temmuz 2008 16:33 tsi
Ergenekon nereye kadar uzanıyor ? Türkiye’nin önemli bir sürece girmesine neden olan Ergenekon terör örgütüne yönelik operasyonlar, Susurluk bağlantıları, 28 Şubat’ın günümüze etkileri ve AK Parti’ye açılan kapatma davasına en çarpıcı bakış açısı... Emekli askeri savcı F

12 Eylül Askeri Savcısı ve Merhum Özal dönemi ANAP Milletvekili Faik Tarımcıoğlu, habervaktim’e yine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ergenekon’un kökeni, bağlantıları, uzantıları ve kapatma davası ile ilişkisine kadar pek çok konuda sorularımızı cevaplayan Tarımcıoğlu, darbe dönemlerinden faili meçhul cinayetlere uzanan süreçteki kaygılarını da dile getirdi.

İşte Tarımcıoğlu ile yaptığımız söyleşinin ayrıntıları:

Operasyonun sanıkları tarafından ismi konulduğu ortaya çıkan Ergenekon nedir, ne değildir?

28 Şubat’tan sonra Genelkurmay Başkanı; ‘28 Şubat bin yıl sürecek!’ dememiş miydi? 28 Şubat’ın gerçek anlamını bilerek mi, yoksa o günkü demogojik ve sinsi havanın etkisiyle mi böyle tutarsız bir abukluk yaptı, bilmiyorum. 28 Şubat’ın bir dış servis operasyonu olduğunu, sadece o zamanın Başbakanı Erbakan’ın tasfiyesinden ibaret bir yaygara fitnesi olduğunu bilmiyorsa, eyvah ki, eyvah! Biliyorsa, eyvah ki, ne eyvah!? Ört ki, ölem! 28 Şubat’ın Türkiye ile Müslüman Dünya’nın baş-gövde ilişkisini koparmak, asla bir daha Türkiye’nin Başkomutan olmaması için statejik bir operasyon seneryosu olduğu anlaşılınca, TSK’de ciddi bir tasfiye hareketi olmadı mı? Peki, bu tasfiyeden sonra, bu günleri nasıl izah edeceğiz?

O halde sorun çok da kolay analiz edilecek cinsten değil. Yani bu olayların kaynağına ulaşmak için nerelere uzanmak gerekiyor?

Demek ki, yara ta derinlerde! Taa, NATO’nun arzı endamı günlerine gitmemiz gerekiyor... Her şey soğuk savaşın hediyesi... Gladyo gibi illegal örgütlerden, tam teslimiyet başıbozukluğundan, ‘ebedi müttefik’lik zırvalığından ve palavrasından bu çıkar! Birileri içimizi oymakla meşgulken, birileri de, ‘Cumhuriyeti biz kurduk, onu ila ve iba edecek ancak biziz! Siz kim oluyorsunuz? Bak, darbe yaparım, ha!’ diye muhafızlığa devam eder! İşte, sözün özü budur!

Şu an iddianame aşamasında olan Ergenekon nereye kadar uzanır?

Daha önce bir gazeteye verdiğim röportajda, ‘Ergenekon, suyun üstündeki buz parçalarıdır’ demiştim. Bununla bazı endişelerimi ve mesleki sezgilerimi dile getirmiştim! Türkiye’deki adli mekanizmayı, basın ve medyanın bile bile ahlak düşkünü yapısını, estirilen kamuoyu demagojisini iyi bildiğim için, bu endişelerim, bu gün de mevcuttur.

Soruşturma süreci ile ilgili kaygılarınız neler? Susurluk örneğine mi benzeyecek bu son operasyonlar ve yargılanma süreci?

Kahramanmaraş olayları, Sıvas, Çorum olayları, 1 Mayıs Taksim olayları, faili meçhul seri cinayetler, Sıvas katliamı, Uğur Mumcu’dan sonra “Kahrolsun Şeriat!” diye bağırtanlar, Turgut Özal’ın vurulması olayı, Hrant Dink, Malatya, vs. vs. Bütün bunlar soruşturulacak mı? Sanmıyorum... Buna da şükür deyip, bakakalacak mıyız, bilmiyorum… Sorulacak bin sorudan bir tanesi şudur: Sayın Erdal İnönü, SHP Genel Başkanlığından ve Başbakan Yardımcılığından, neden ve niçin istifa etti? Bunu, niye kimse sormadı?

Soruşturmanın emekli paşalara uzanması ve gözaltına alınan paşaların tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Tutukluların kimlikleri tesadüfî değildir. 27 Mayıs’tan beri, sadece günlük olayları incelerseniz, her şey kabak gibi ortaya çıkar! Danıştay cinayeti, darbelere “Gel! Gel!” demekten helak olan bir gazetenin sabıkalı çabalarını da unutmayalım! Koro halinde sulandırma gayretlerinin suçluların telaşı olduğunu bilelim!

TSK kendi içinde bir temizlik hareketi mi yapıyor? Darbe söylemlerinden TSK rahatsız diyebilir miyiz?

TSK bünyesinde yasa dışı unsurları barındıramayacağına göre, gereğini yapar. Esasen, zaman zaman bunu yerine getirmektedir. Zamanla bu otomatik hale gelirse, o zaman Türkiye’de darbe marbe olmaz! İşte bu ‘hali hayır’dır... Darbe için dış konjonktür şartları, umarım, bir daha önümüze çıkmaz! Veya çıkartmazlar! Yasa dışı bir kıpırtı olursa, Askeri Savcılık harekete geçerse, yani, hukuk işlerse, demokrasi de işler!

Ergenekon ile AK Parti’nin kapatılması davası arasında bir ilişki var mı?

Ümraniye olayı olmasa idi, er geç Ergenekon bir yerden patlak verecekti! Bu, şu demek: TSK, komuta kademesi bu işlerin arkasında değil! Olsaydı, böyle olmayabilirdi! Yani, Hükümet istedi diye bunlar ortaya çıkmadı! Bombalar, patlayıcılar ortaya çıkınca, Savcılık ne yapsaydı? Bombaların üstüne mi yatsaydı?

Bu durumda kapatma davası sürecinin asıl hedefi ne?

Asıl sorun Cumhurbaşkanlığı sorunudur! Bu bir rejim sorunu olarak algılanır... Rahmetli Özal’a ısrarla Cumhurbaşkanı olması gerektiğini, bu sebeple telkin ve tavsiye etmiştim. Yani, Meclis iradesiyle ve demokratik yöntemle! 12 Eylül’ün tasfiyesi ancak bu yolla olabilirdi, diye düşünmüştüm...

Burada bir siyasi iradeden bahsetmek mümkün mü?

Evet! Hükümet bir ciddi irade gösteremezse bu durum oluşmazdı. Bu ayrı bir şeydir, Savcılık süreci ayrı bir şeydir. Ergenekon’un ucu Susurluk’ta görünmüştü! O zaman siyasi ve adli irade olsaydı, cesaretle üstüne gidilseydi, bu gün başka şeyler yaşardık!

O günlerde, kim Ergenekon’la ittifak edip, en yükseklere çıktı?

Zayıf, ‘püf!’ desen yıkılacak hükümetleri kim istedi? Sermaye görülmemiş bir biçimde nasıl el değiştirdi? Burnunun önünü görmekten aciz rahmetli Ecevit’e, Ergenekon’un hamisi ve destekçisi birisini en tepeye, kim atamak için baskı yaptı? Zayıf iradeli o zamanki siyasiler bu atamayı niçin onayladılar? Tarih bu soruların cevabını mutlaka verecektir! Bu sorular bugünü aydınlatacaktır...

Engin Kaşdaş-habervaktim.com



Bu haber 634 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,887 µs