Erdoğan ne yapmalı?

21 Temmuz 2008 16:44 tsi
Bir yanda Ergenekon operasyonu, diğer yanda kapatma davası. “Sadece TSK değil, Türkiye yıpranıyor… Artık bir uzlaşmayla ülke gerginlikten çıkmalı…” Bu haklı talep Türkiye’de günden güne yeşeriyor. Bu noktada Erdoğan’a m

Her şey Ergenekon’la başlamadı… Türkiye Şemdinli’de patlak veren olaydan beri gergin bir sürecin içine girdi. Önce cinayetler… Sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri… 22 Temmuz… Şimdi de parti kapatma ve Ergenekon davaları. Türkiye güçlü bir ülke, ancak kurumlar arası gerginlik ülkenin enerjisini emiyor. Ankara, girdiği çıkmazdan çıkabilmek için kendisine yol haritası arıyor. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün uzlaşmayı işaret eden röportajı önceki hafta yayınlandıktan sonra Türkiye’de uzlaşma ve gerginlikten çıkış tartışmaları başladı. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın verdiği röportajda Türkiye’nin gerginlikle enerji kaybettiğinin altını çizmesini, bugün Mehmet Ali Kışlalı’nın söyledikleri izledi: Bu gidişe Erdoğan mani olabilir.

Türkiye’nin bu krziden yara aldığı bir gerçek. Ancak Erdoğan ne yapabilir? Uzlaşma gerçekleşebilir mi? Hangi konularda uzlaşı kültürü geliştirilebilir? Bu konuları Türkiye siyasetini yakından izleyen üç isme sorduk. İyibilgi’nin konuklarından Mahir Kaynak “Ordu da Erdoğan’da uzlaşmak istiyor” derken “Dolayısıyla yakın dönemde kurumlar arasında bir yakınlaşma bekliyorum” beklentisini iletiyor. Gazeteci Mahmut Övür uzlaşmanın hangi konuda yapılacağının önemli olduğunu söylüyor. Sayfalarımızın konuğu olan diğer bir gazeteci Avni Özgürel ise “Erdoğan ne yapabilir” diye soruyor.

Prof. Dr. Mahir Kaynak- Emekli MİT mensubu, stratejist:
Ordu da Erdoğan’da uzlaşmak istiyor

Açıkçası ben Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’deki uzlaşmayı sağlamak istediğini düşünüyorum. Tavırlarından çıkarıyorum bunu. Askeri yıpratmamaya yönelik açıklamaları var. Bir yandan partisinden “darbe teşebbüsü var üzerine git” diye baskı var. Ancak diğer yandan o askeri yıpratmamaya yönelik açıklamalar yapıyor, hukuki süreci bekleyelim, askeri yıpratmayalım diyor. Gördüğüm kadarıyla ordu da bu konuda çok dikkatli. Dolayısıyla yakın dönemde kurumlar arasında bir yakınlaşma bekliyorum.

Mahmut Övür, Sabah gazetesi:
Nerede uzlaşılacağı önemli!

Ülkenin siyasi gerginlikle uzun süre devam etmesi doğru değil. Ancak şu anda Türkiye’nin ne yaşadığına da bakmak gerekiyor. 2004’te darbe sürecinden geçti Türkiye. 28 Şubat’a kadar uzanıyor bu süreç. Şu anda yaşadığımız Türkiye’nin demokratikleşme süreci. Bence bu süreçten geri adım atılmamalı.

Uzlaşmanın nerde yapılacağı önemli

İşte bu yüzden uzlaşmanın nerde yapılacağı önemli. Siyasette gerginlik var deniyor ancak Meclis’te ortak zemin var. Ama CHP’nin izlediği siyasi politika nedeniyle uzlaşmayı zayıf görüyorum. Org. Hilmi Özkök aynı gemideyiz dedi. Doğrudur. Ama uzlaşma derken neden bahsedeceğinizi konuşmanız gerekiyor. Bir tarafta Ergenekon avukatları bir tarafta Ergenekon operasyonunu destekleyenler… Ergenekon’un neresinde uzlaşma olur bilmiyorum.

Erdoğan 22 Temmuz’dan ders çıkardı

Türkiye nasıl buradan çıkacak bu da önemli soru. Yeni anayasa var. Ancak yeni anayasanın bu konjonktürde çıkabileceğini düşünmüyorum. … Cumhurbaşkanlığı sürecinde bir uzlaşmaya gidilebilirdi aslında. Erdoğan bu süreci uzlaşmayla götürmek istiyordu ama parti içinde bunu aşamadı. Erdoğan’ın 22 Temmuz’da ciddi dersler çıkardığını biliyorum. O nedenle de parti içinde ciddi bir ayıklamaya gitti. Oradan yola çıkarak Erdoğan’ın şimdiki olaylara bakışında serinkanlılık görüyorum.

Operasyon TSK’yı yıpratmaz

TSK yıpranmasın deniyor, bu noktadan hareketle demokrasiye gidilmez. Benim düşünceme göre Ergenekon bu kadarla sınırlı kalır ve uzlaşmaya varılır. Elbette AKP’nin kapatılıp kapatılmayacağı da önemli. Biraz da ona bakacak galiba bu operasyon. Ama ben burada kalmasını istemiyorum. Askerlerin müdahalesi olmasın istiyorum siyasete. Bu yüzden operasyon sonuna kadar gitsin ama olmayacak gibi. Bu arada operasyon TSK’nın zayıflaması değil güçlenmesidir. 

Avni Özgürel, Radikal gazetesi:
Sistemi kilitleyen yargı, çözümü o bulsun

Teklif kimden gelirse gelsin uzlaşma olmasın demek mümkün değil. Ama biz uzlaşmak gerektiğini hep ok yaydan çıktıktan sonra akıl ediyoruz. Bundan sistemin tüm kurumları yara alıyor. Bunu geç fark ediyoruz. Şimdi yapılacak bir şey değildi bu uzlaşma. Şu andaki tartışmaların hiçbirisi uzlaşılmayacak şeyler değildi. Yargı köşeli bakmasaydı olaylara, sert bakmasaydı, siyaset çözüm üretebilseydi bunlar yaşanmazdı, ama yapılmadı. Gerginlik tırmandı, kurumlar rakip hale getirildi. Bu süreçten yara alıyoruz. Bütün kurumlar yara alıyor. Yargı alıyor, TSK alıyor, siyaset alıyor. Başbakan bir şey yapsın deniyor, Allah aşkına ne yapsın? Yapabileceği bir şey yok. Sistemi kilitleyen yargıdır bana göre. Sistemi kilitleyen sistemi açar. 367 kararından beri sistem kilitli. Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davasıyla ilgili kararından sonra karar reddi yönünde olursa yani parti kapatılmazsa Erdoğan’dan bir takım taleplerde bulunma imkanı doğar. Ama Erdoğan şimdi ne yapsın. Ne diyecek? Başörtüsünden vazgeçelim mi desin. Ben çekiliyorum mu desin. Sisteme güven duygusunu kaybeden kitlelerin mağduriyetinin telafisine ihtiyaç var öncelikle uzlaşma sağlanabilmesi için. 

Yahya Bostan/ iyibilgi.com

Bu haber 1,598 defa okundu.