Kritik dönemlerin kritik adamı

21 Temmuz 2008 14:22 tsi
Org. Hilmi Özkök sadece görevli olduğu dönemde değil, emekliliğinde de demokratikleşme yönünde hayati dokunuşlar yaptı. İşte bu yüzden, belki de “kritik dönemlerin kritik adamı” lakabını ondan daha çok hak eden yok. Özkök’ün üç müdahales

Org. Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı aslına bakılırsa onun emekliliğinde de gündemden düşmeyeceğinin bir göstergesiydi. Darbe günlükleriyle öğrendiğimiz Özkök’ün “demokrasi direnci” onun Genelkurmay Başkanlığı döneminde yüzleştiği eleştirileri açıklıyor. O dönemde “İslamcı tehditle gerektiği şekliyle mücadele etmeyeceği” suçlamasıyla karşılaşılan Hilmi Özkök’ün “yeterli düzeyde laik olmadığı” kulaktan kulağa fısıldanırdı. Ancak darbe günlükleri yayınlandığında biz bu söylentilerle aslında ne anlatılmak istendiğini öğrendik. Öğrendiğimiz şuydu: Hilmi Özkök, Türkiye farkında olmasa da kapalı kapılar ardında Türk demokrasisinin kesintiye uğramaması, devlet devamlılığı ve ciddiyetinin sürmesi için canhıraş bir mücadele vermişti.

Buraya kadar aslında herkesin vurguladığı, herkesin hakkını verdiği bir gerçeği dile getirmiş olduk. Ancak dahası da var. Biz bir adım ileri gidelim ve “kritik dönemlerin kritik adamı”nın Genelkurmay Başkanlığı sona erdikten sonra yaptığı üç hayati müdahaleyi hatırlatalım:

1. Takvim yaprağı 11 Nisan 2007’yi gösteriyor. Konjonktür oldukça karmaşık. Türkiye Cumhurbaşkanını seçmeye hazırlanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yirmi günden az kalmış. Başbakan Erdoğan’ın üzerinde tabandan ve dışarıdan gelen iki farklı ciddi bir baskı var. Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı seçimlerini “rejim meselesi” haline getirmesi ve Genelkurmay’dan sürece müdahale etmesini isteyen çağrıların gelmesi durumu içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın bir açıklama yapacağı duyuruluyor. Açıklamadan herkes Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik sert açıklamalar bekliyor. Büyükanıt konuşmasını 12 Nisan’da yapacak… Ancak 11 Nisan’da Org. Hilmi Özkök “öncü” açıklama yapıyor ve o dönemdeki sansasyonel tartışma darbe günlüklerine değiniyor: Adliyeye sevkedilmiş bir konuda hiçbir şey söyleyemem. Özkök’ün bu açıklaması darbe günlüklerinin var olduğu inancını güçlendiriyordu. Yine aynı konuda Oramiral Özden Örnek’in günlükleri yalanladığını hatırlatan Özkök, ancak günlükleri yayınlayan Alper Görmüş’e de kulak verilmesi gerektiğini ifade ediyordu. Özkök’ün tarihi açıklamaları gündemdeki tartışmalara yön vermişti.

2. Özkök’ün çok kritik bir dönemde yaptığı bu müdahaleyi yine çok kritik bir dönemde yapılan ikinci müdahale izledi. İlk açıklamasından sonra uzun bir süre sessizliğe bürünen Özkök, sükunetini Türkiye’nin siyasi bir kaosun eşiğine geldiği bu günlerde yaptı. Temmuz ayı başında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün devreye girmesi gerektiğini ima eden Özkök “Resmi bir aktörün ortalığa çeki düzen verecek bir hareketi lazım” dedikten sonra Anayasa’nın kurumlararası “tesanüdü (uyum) kimin sağlayacağını belirttiğine işaret etti. Özkök, ”akil adamların“ da, ortalığa çekidüzen verecek harekete “katkı“ yapması gerektiğini söyledi. Muhalefete de seslenen Özkök “kaptana gemiyi sağ salim karaya ulaştırması için yardımcı olmak hepimizin görevidir” dedi. Özkök daha sonra Cumhurbaşkanı Gül’ün davetlisi olarak Çankaya’ya çıktı ve görüşlerini Gül’le paylaştı.

3. Org. Hilmi Özkök’ün son müdahalesi ise geçtiğimiz günlerde geldi. Ergenekon operasyonu ile ilgili tartışmaların arttığı, Türkiye’de gerçekten bir darbe çalışmasının yapılıp yapılmadığı konusunda hummalı bir tartışma yaşanırken Özkök, Fikret Bila’ya dikkatlice düşünüldüğü her halinden belli olan titiz bir röportaj verdi. Özkök darbe çalışmaları ve tutuklu sanık Şener Eruygur’un tutumuyla ilgili yaptığı açıklamada “var da yok da diyemem” diyerek bir anlamda Eruygur’un darbe çalışması içinde olduğunu ima etti ve Ergenekon tartışmalarında şüphelerin ortadan kalkmasına neden oldu.

iyibilgi.com

Bu haber 717 defa okundu.