Hangisi daha tehlikeli?

21 Temmuz 2008 14:06 tsi
Mehmet Şeker, darbelerin ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak istemeyenleri yazdı.

Israrla "derin devlet"in bulunmadığını söyleyen Ömer Lütfi Mete'nin ifadesiyle "derin çeteler" davasında gözaltına alınanlar arasında emekli generallerin bulunması, bazı arkadaşlara çok şaşırtıcı geldi.

Hayretini gizleyemeyen o arkadaşların tavrı karşısında, ben de hayretimi gizleme ihtiyacı hissetmiyorum.

Ne yani...

Onbaşılarla mı girişilecekti öyle geniş çaplı bir harekete, yoksa uzman çavuşlarla mı?

* * *

Geçenlerde İskele Sancak'ta eski savcı Gültekin Avcı, bu operasyonun çok kapsamlı olduğunu, temelinin uzun yıllara dayandığını anlatırken, darbe girişimlerinin terör örgütünden bile daha tehlikeli olduğunu söyleyince epey tepki çekti.

Programı takip edenler, böyle bir mukayese karşısında internet üzerinden protestoya başladılar.

Erhan Çelik toparlamakta zorlandı.

Görünen o ki millet, darbe tehlikesinin ne çapta bir rezalet olduğunun henüz tam idrakinde değil.

* * *

Alçakça saldırılar düzenleyen, yollara haince mayın döşeyen, karakollara ve köylere baskınlar yapıp çoluk çocuk demeden öldüren, araçları bombalayan, asker sivil ayrımı yapmayan ve ülkeyi bölmeyi amaçlayan bir terör örgütü ile darbe yapmayı planlayanların ve yapanların mukayese edilmesi karşısında, halkımız hangisinin daha tehlikeli olduğunu fark etmemiş.

Üstelik bunca darbe tecrübesine rağmen...

O tepkilerden anlaşılan sonuç budur.

* * *

Bölücü terör örgütü, adı üstünde ülkeyi bölmek istiyor.

Maksat, bölgede egemenlik sağlayıp ayrı bir devlet kurmak...

Bir bakıma kolumuzu veya bacağımızı kesmek...

Diğerlerinin maksadı ise ülkeyi bütünüyle tepe taklak ettirmek.

Adeta boğazını sıkmak...

* * *

Her darbenin ülkeyi elli yıl geriye götürdüğü ve gelişmeleri budadığı, bizzat darbeye kalkışanlar tarafından bile açıkça ifade edildiğine göre, bugüne kadar toplam kaç yıl kaybettiğimizi varın hesaplayın.

Hesaplayın da genlerimize işleyen bu darbe geleneğinin nelere mal olduğunu görün.

* * *

Terör örgütünün bir numaralı ismi belli olduğu halde, darbecilerin bir numarasına dair en ufak bir işaret, bir iz yok.

İz sürücü rolündeki savcılar, havayı koklayıp, yerdeki ayak izlerini takip ederek, ileri gelenlerle ileri gidenleri tespit etmeye çalışıyor.

Nereye kadar ilerleyecekleri de meçhul.

* * *

Bütün bunların sebebi üzerine kafa yoranlara yardımcı olmak maksadıyla ufak bir ipucunu, minik bir hap halinde sunalım:

"Para var, sorun yok...

Para yok, laiklik elden gidiyor!"

Kısacası, arpa meselesi.

Rejim, laiklik gibi ortaya atılan sözler de meselenin kamuflaj unsuru.

Mehmet Şeker / Yeni şafak

Bu haber 565 defa okundu.