PRAVDA' konuştu: Ergenekon! | " /> PRAVDA' konuştu: Ergenekon! | "/>

En Sıcak Konular

Ve 'PRAVDA' konuştu: Ergenekon!

19 Temmuz 2008 20:55 tsi
Ve 'PRAVDA' konuştu: Ergenekon! '1924 yılında bu ülkede değişim yaşandı. 'Türk nüfuzunun' hayatı temelden değiştirildi. Atatürk– onun otoritesi hala SSCB dönemindeki Lenin'in otoritesine benzer– laik toplum oluşturmak maksadıyla reformlar yaptı. Ülke ise onun başkanlığı

Ergenekon soruşturmasının Rusya tarafından nasıl algılandığını ortaya koyan makale.

Türklere özgü bir yapılanma: Ülkeyi mucize sayesinde anti-İslamcıların darbesinden kurtardılar.

Türkiye'de İslam yanlısı hükemeti devirmeye hazırlanan emekli askerlerin planları gerçekleşmeden durduruldu. Ancak gözaltına alınanların işini Anayasa Mahkemesi devam ettirebilir. Şayet Anayasa Mahkemesi hakim partinin kapatılması yönünde karar verirse iş devam etmiş olacaktır. Ülkedeki durum her an gerginleşebilir. Avrupa Birliği'nin ise bü tür bir geleneğe sahip olan ülkeri sıralarına alıp almama konusunda düşünme zamanı gelmiştir.

1923 yılında dünya haritasında yeni devletin ismi yazıldı: Türkiye Cumhuriyeti. Ülke büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun kırıntılarının üzerine bina edildi. Halkının çoğunluğu İslam dininin ehli sünnet koluna bağlı olan Türklerden oluşmaktadır. Onlar uzun yüzyıllar boyunca kendi adetlerini, gelenek ve inançlarını kutsal bir şekilde muhafaza ettiler.

Ancak 1924 yılında bu ülkede değişim yaşandı. "Türk nüfuzunun" hayatı temelden değiştirildi. Ülkenin devlet başkanı Mustafa Kemal Atatürk – onun otoritesi hala SSCB dönemindeki Lenin'in otoritesine benzeridir – laik toplum oluşturmak maksadıyla reformlar yaptı. Ülke ise onun başkanlığı altında Avrupai yolla gelişim yolunu tercih ettiler. Doğrudur bu gelişme yerel özellikler taşımaktaydı...

Belki de Türkiye ile Batı ülkeleri arasındaki temel (tek) fark ülkede yönetim İslam yanlısı partinin eline geçer geçmez ordunun darbe yapmak hakkının doğmasıdır. Benzeri olaylar 1960-80 yılları arasında yaşanmıştır. O dönemde ordunun temsilcileri üç kere askeri darbe aypmışlardır. Dördüncü askeri darbe ise daha yakın bir dönemde yani 1998 yılında gerçekleşti.

Böylelikle de Türkiye'de laiklik taraftarları ile İslam yanlıları arasında bir dengenin oluştuğunu söyleye biliriz. Biriciler büyük ticarete ve orduya, ikinciler ise küçük çaplı ticaret, köylüler ve dini gruplara yaslanmaktadır. Her iki kanat da imperatorluk haleti ruhiyesini taşımaktadır ve Türkiye'nin ekonomik gelişimi, Avrupa Birliğine üyeliğini desteklemektedir.

Ancak AB'nın Türkleri Avrupa'ya entegrasyon konusundaki sıradaki olumsuz kararı İslam yanlıların pozisyonunu ciddi manada sağlamlaştırmıştır.

Yakın geçmişte Türkiye'de ordunun devlet aleyhinde yeni bir darbe hazırlığında olmasına dair bir olay aydınlığa kavuşmuştur. Aşırı Milliyetçi "Ergenekon" teşkilatı Türkiye'de darbe hazırlığı yapmakta idi. Hazırlık yapanların belgeleri 1 Temmuz tarihinden başlayarak tüm Türkiye genelinde özel birimlerin gerçekleştirdiği ameliyatlar sonrası ele geçirilmiştir. Savcılığa göre "Ergenekon"un faaliyetleri ile irtibatı olabilecek emekli general ve devlet memurları göz altına alındılar.

Temmuz ayı süresince Türkiye'nin kırk ilinde hükümetin ekonomi politkası aleyhinde izinsiz protestoların düzenlenmesi gerekiyordu. Milliyetçiler durumu daha da zolaştırmak ve baskıyı artırmak maksadıyla güvenlik birimlerinin de içerisinde bulunduğu aktivitesi yüksek olan bir grup oluşturdular. Onların protesto yapanlara ateş açarak, onların güvenlik birimleri ile karşı karşıya gelmelerini sağlamaları gerekiyordu. Ülkede kaotik ortam oluşturduktan sonra ise aşırı milliyetçiler yönetime el koymağı planlıyorlardı.

Terkibinde yüksek makamda bulunan asker ve siyasilerin bulunduğu "Ergenekon" teşkilatı hakkında geniş bilgiye 2007 yılında Türkiye Savcılığı tarafından Türkiye'deki Ermeni gazetesi "Agos"un editörü Hırant Dink'in öldürülmesi, Nobel ödülü almış Orhan Pamuk ve diğer yerel basın mensuplarına yönelik suikast girişimlerine hazırlığı araştırmağa başladıktan sonra ulaşıldı. Aşırı milliyetcilerin kanaatine göre yukarıda ismi belirtilen şahısların tamamı Atatürk'ün tercih ettiği Türkiye'nin gelişme yönüne zarar vermekte ve ülkenin bağımsızlığını tehdit etmektedir.

Örgütün muhtemel üyelerinin gözaltına alınması ile Anayasa Mahkemesi'nin hakim İslam yanlısı Adalet ve Kalkınma partisinin kapatılmasına dair başvuruyu incelemesi aynı döneme tesadüf etti. Yakalananların tamamı hakim partinin faaliyetine karşı çıkıyor, onları devletin laik düzenini ortadan kaldırarak İslam devleti kurmak için çaba sarfetmekte ittiham ediyorlardı.

Teşkilatın özellikle de rahatsız olduğu konu çoğunluğunu AK partinin oluşturduğu Türkiye meclisinin, bu senenin Şubat ayının başında henüz Atatürk döneminden başlayarak mevcut olan laik müesseselerde – üniversiteler de buna dahil- Müslüman bayanların taşıdığı başörtüsüyle girme yasağını kaldırması idi. Onlar sadece olarak "milletin atasının" vasiyetine kayıtsız kalamazdılar.

AK partinin lidelerinin ülkenin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğuna dikkat edilmesi gerekiyor. Onlar ordunun siyasi hayatına müdahil olması sonucunda en iyi ihtimalle cezaevindeki yerlerinin hazır olduğunu herkesten iyi bilmekteler. Mamafih Erdoğan 1998 yılında İslam partisine üye olduğu dönemde siyasi faaliyeti dolayısıyla dört ay hapis hayatı yaşamıştır.

Erdoğan'ın askerlerle olan ilişkisi henüz geçen senenin Mayıs ayında bozulmuştu. O zaman partisi meclis seçimlerini kazanmadan önce cumhurbaşkanı makamına kendi partisinden olan İslam yanlısı Abdullah Gül'ü teklif etti. Genelkurmay başkanlığı bu kararı protesto ederek, askerleri sakağa çıkarmakla tehdit etti. Ancak yine de Gül'ü cumhurbaşkanı seçtiler. Askerler ise PKK'lı Kürtler ile savaşın hazırlığını yapmağa başladılar.

Şu anda ise savaş bitmiş bulunmaktadır ve Genelkurmay başkanlığı muhtemelen emeklilerinin gücünü kullanarak ülkedeki eski itibarını tekrar kazanmağı hedeflemektedir. "Ergenekon" teşkilatının yeraltı faaliyetinin sadece ordu yönetiminin hazırlık adımları olduğu da ihtimal dahilindedir. Muhtemelen onların İslam yanlılarına karşı gelmek için sırada diğer faaliyetleri de bulunmaktadır.

Ancak yine de aşırı milliyetcilerin gözaltına alınması Türkiye'nin şimdiki yönetiminin büyük bir başarısıdır. Onlar siyasi düşmanlarına ciddi darbe indirebildiler.

Muhtemelen, bununla da, ülkedeki yönetimi de ellerinde muhafaza edebildiler. Ancak bu uzun sürer mi? Askerlerin Anayasa Mahkemesi gibi kuvvetli müttefiki ortaya çıktı. Mahkeme iktidar partisinin kapatılmasına dair başvuruyu artık incelenmeye almış bulunmaktadır. Şayet AK parti kapanırsa bu olay Avrupa'da eşi benzeri olmayan bir olay olacaktır. Çünkü ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakanı müttehimler masasında oturacaklar.

Son olaylar Türkiye'nin siyasi hayatının eşi benzeri bulunmadığını ve onun her hangi paralelinin modern Avrupa'da bulunmasının imkansız olduğunu bariz bir şekilde ortaya koydu.

Bir tarafta İslam yanlıları, diğer tarafta ise işlerine gelmeyen yazar ve basın mensuplarına suikast düzenleyen laik milliyetçiler.

Şayet böyle bir ülke AB'ye kabul edilirse o zaman mevcut Avrupa normlarının tamamı şüphe altına alınmış olacaktır.

Başka bir gerçeklik de 70 milyonluk halkı olan Türkiye'nin Avrupalılardan çok farklı psikolojiye sahip oldukları, doğum oranının onlardan çok fazla olduğunu ve netice itibariyle de Avrupanın en büyük ülkesi olacağıdır. Biz bu gerçeklerden hiç bahsetmedik.

Bundan sonra Avrupa nasıl olacaktır ve mevcut olunacak mı? Büyük bir soru işareti olarak durmaktadır.

Mihail Vovk/Ppravda.ru/dünya bülteni/çev: İbrahim Ali



Bu haber 1,120 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,116 µs