En Sıcak Konular

Doç. Hakyemez: 'Yargının tek bağımsızlığı kadar tehlikelisi yok'!

19 Temmuz 2008 19:21 tsi
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Doç Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Türkiye'de sürekli yargının bağımsızlığına vurgu yapıldığını belirterek, tarafsız olmayan bir yargının tek başına bağımsızlığı kadar tehlikeli bir şeyin olmadığını söyledi.

Hakyemez, "Son yaşanan olaylara baktığımızda Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın kararlarında yetki sınırı noktasında çok önemli sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız. Bu nedenle bunlara yönelik çözümlerin üretilmesi gerekir." dedi.

Kahramanmaraş Barosu tarafından Ticaret ve Sanayi Odası'nda "Demokrasi, Hukuk Devleti ve Yeni Bir Anayasa Arayışı" konulu panel düzenlendi.

Kahramanmaraş Valisi Niyazi Tanılır, Kahramanmaraş Baro Başkanı İsmail Kahveci ve hukukçuların takip ettiği panele, Güvenlik Birimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zühtü Aslan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Doç Dr. Yusuf Şevki Hakyemez ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haluk Alkan konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Kahramanmaraş Baro Başkanı Av. İsmail Kahveci, hukukçuların tarafsız olması gerektiğine vurgu yaparak, "Hukukçu haklardan hareketle doğru bildiğini akademisyen avukat ve ya hakim olsun doğru zemine oturtacaktır diye düşünüyorum." dedi.

Panelde ilk konuşan KSÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haluk Alkan, mevcut anayasada kurucu iktidarın düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek, "Hangi şartlarda anayasayı tamamen değiştirebilecek bir süreci nasıl işletebileceğini anayasada düzenlersek bu tartışmaları da bir şekilde sonlandırmış oluruz. Anayasa değişikliği gündeme geldiğinde mutlaka tartışılması ve sonuçlandırılması gerekir diye düşünüyorum." diye konuştu.

Panele konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez de, birçok konuya temas etti. Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu'ndan bu yana anayasa sorunu olduğuna dikkat çeken Hakyemez, anayasa ile ortaya çıkan sorunlara işaret etti.

Çok değişik kesimlerin anayasa yapım sürecine mutlaka katılması gerektiğini altını çizen Hakyemez, sivil anayasa çalışmalarına yapılan eleştirilerin haksız olduğunu ifade etti.

Hakyemez, "Sanki anayasayı yapma, değiştirme işi Türkiye'de birilerinin tekelinde. Birileri anayasa yapabilir birileri yapamayabilir. Oysa hukuktan bahsediyorsak anayasanın öngördüğü bir mekanizma vardır. Bütün çalışmaların meclis inisiyatifi ile birlikte artık hayata geçirilmesi gerekir. Şu anki süreç anayasaya ve hukuka ne kadar ihtiyacımız olduğunu göstermektedir. Bu noktada hukuka yönelik bakış açısının düzeltilmesi gerekiyor. Yapılması gereken bir konu da güvenin tamamlanmasıdır." şeklinde konuştu.

Hala bu anayasayı bu meclisin yapabilirliğinin tartışıldığına dikkat çeken Hakyemez, " Bir anayasayı sıfırdan anayasal düzeni silah zoruyla değiştiren darbeciler yapabiliyor ama bir anayasayı halkın oyu ile göreve gelen parlamento yapamıyor. Bence ne kadar deşiklik yaparsanız yapın 1982 anayasasının bu otoriter bulduğu başlangıcını düzeltmediğiniz sürece bu anayasa değişikliği hiçbir anlam ifade etmez." diye konuştu.

Laiklik anlamında Türkiye'de çok ciddi sorunlar bulunduğuna değinen Hakyemez, "Laiklik mesela herkese göre bir tanımı ve kabul ettirilmeye çalışılıyor. Laiklik konusunda bize ilkokuldan bu yana öğretilmeye çalışılan tanımlar vardır. Bunları anayasaya soksak veya laikliğin özgürlük boyutuna vurgu yapsak pek çok sorun belki de çözülecektir. Ama Anayasa Mahkemesi kararları ile tanımlanan bir laiklik herkese kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Oysa batılı demokrasilerin hiçbirinde böyle bir anlayış yoktur." dedi.

AK Parti'ye açılan kapatma davası ile ilgili de görüşlerini bildiren Hakyemez, Yargıtay Başsavcısı'na tek başına kapatma davası açma yetkisi verilmesinin ciddi sorunlar doğurabileceğini belirtti.

Bu konu ile ilgili çözümler getirilebileceğinin altını çizen Hakyemez, bunun ihtar yaptırımı olabileceğini vurguladı.

Yüksek Askeri Şura kararlarına karşı da yargının açık tutulması gerektiğini kaydeden Hakyemez, "Daha da önemlisi yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını mutlaka ikisi ile birlikte hayata geçirilmesi gerekir. Yani Türkiye de hep yargının bağımsızlığına vurgu yapılmaktadır. Ben bunu kabul etmiyorum. Yargının tek başına bağımsızlığı kadar tehlikeli bir şey yoktur. Yargının yetkisinin sınırının nerede bittiğini belirtmek lazım. Çünkü son yaşananlar baktığımız zaman Anayasa mahkemesin ve Danıştay'ın kararlarına yetki sınırı noktasında çok önemli sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız. Bu nedenle bunlara yönelik çözümlerin üretilmesi gerekir. Bizim hukuk devleti kültürüne, anayasal devleti kültürüne ihtiyacımız vardır." şeklinde konuştu.

Panelde konuşan Polis Akademisi Güvenlik Birimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zühtü Arslan ise, Türkiye'de hiçbir zaman anayasaların sivil iradenin ürünü olarak hazırlanmadığını belirtti.

Son 2 anayasanın da askeri müdahalelerin ürünü olduğunu kaydeden Aslan, Türkiye de yeni bir anayasa yapılacak veya anayasa ciddi bir şekilde değiştirilecekse, yapılan tartışmaların da bir şekilde sonuçlandırılması gerektiğini dile getirdi.

Yapılan anayasa tartışmaları sırasında en temel problemin etik problemi olduğunu ifade eden Arslan, "Çünkü dün 1982 anayasasının otoriter, faşizan bir anayasa olduğunu söyleyenler bugün bu anayasanın değiştirilmemesi gerektiğini savunuyor. Dün TBMM'nin anayasayı asli kurucu iktidar olarak değiştirebilir diyenler bugün bu meclisin yeni anayasa yapamayacağını söylüyor. Dolayısıyla ilkeli davranmıyorlar. Artık ilkeli olmak en ahlaki kurallardan biridir. Hepimiz farklı görüşleri savunabiliriz ama anayasanın nasıl hazırlanacağı konusunda usul konusunda prosedür konusunda bir takım temel ilkeler, kurallar ve mutabakat sağlanması gerekiyor." şeklinde konuştu.

cha



Bu haber 532 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,143 µs