En Sıcak Konular

"Liderler 'peşrev'den sonra çözüme gelmeli"

19 Temmuz 2008 16:34 tsi
Erdoğan, ''Kıbrıs'ta çözüm Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında, BM Genel Sekreterinin iyiniyet misyonu çerçevesinde, adadaki gerçeklere dayanan iki eşit halk, bunun altını özellikle çiziyorum ve iki kurucu devlet arasında oluşturulacak, yeni bir or

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Başbakan Erdoğan, yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.

Erdoğan, sıcak karşılamadan dolayı Talat ve KKTC halkına teşekkür etti.

Talat ve KKTC hükümeti mensupları ile baş başa ve heyetler arası görüşmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, faydalı bir görüş alışverişi yapıldığını dile getirdi.

''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı çözüm bulunması yönünde ilk günden bu yana çok yoğun bir çaba sarf ediyoruz'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''Türkiye, iki lider tarafından 21 Mart tarihinde başlatılan süreci memnuniyetle karşılamıştır. İki liderin önümüzdeki günlerde yapacağı görüşmelerde kapsamlı müzakerelerin başlatılacağı tarih konusunda mutabakata varmalarını bekliyoruz. Kıbrıs'ta çözüm BM çatısı altında, BM genel sekreterinin iyiniyet misyonu çerçevesinde, adadaki gerçeklere dayanan iki eşit halk, bunun altını özellikle çiziyorum ve iki kurucu devlet arasında oluşturulacak yeni bir ortaklık ilişkisi çerçevesinde bulunacaktır.

Çözüm konusunda Cumhurbaşkanı Sayın Talat'a ve ekibine olan güvenimiz tamdır. Kendisinin müzakere heyetlerinin de KKTC Hükümeti'nin bu konuda aktif ve yapıcı bir çaba içerisinde olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak sizleri bu yönde desteklemeye devam edeceğiz.''

KKTC'de son yıllarda kaydedilen ekonomik gelişmede hükümet olarak izledikleri çözümün, çözüm eksenli siyaset kadar sağladıkları desteğin de önemli bir rol oynadığını ifade eden Erdoğan, 2003 yılındaki KKTC ile bugünkü arasında gözle görülür bir refah ve gelişmişlik farkının olduğunu kaydetti.

1997-2002 yılları arasındaki sürede Türkiye'den KKTC'ye yıllık ortalama 210 milyon dolar yardım gerçekleşmişken, 2003-2006 yılları arasındaki dönemde yardımın ortalamasının 360 milyon dolara yükseldiğini anlatan Başbakan Erdoğan, ''2007-2009 yılları arasındaki dönemde ise bu ortalama 420 milyon dolar olarak gerçekleşecektir'' dedi.

KKTC ekonomisindeki gelişmenin sürekli ve kalıcı olabilmesi amacıyla turizm ve yüksek öğretim alanındaki yatırımlara teşvikler sağlandığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Temennimiz, ilk hedefte eğitimde 42-43 bin öğrenci iken bunu 60 bine çıkarmaktır. Turizmde son 28 yılda 6 bin yatak kapasitesi artışı gerçekleşmişken, hükümetimizle sağlanan ortak çalışma neticesinde, 2009 yılı sonuna kadar 7 yılda ilave 20 bin yatak kapasitesi oluşturulacaktır. Turizmde olduğu gibi yüksek öğretimde de bu birlikte atılım inanıyorum ki KKTC ekonomisini tetikleyecektir.

Üniversitelerde 1999 yılında 21 bin olan öğrenci sayısı, 2007 yılında 42 bine ulaşmış durumda. Elektrik, su, yol gibi alt yapı yatırımlarına büyük çapta destekler verilmiştir. Ayrıca, sağlam bir ekonomi için zaruri olan yapısal dönüşüm, KKTC makamlarıyla el ele sürdürülmektedir. Seyahatimizde bakan arkadaşlarımız karşılıklı olarak görüşmelerini yapmışlardır.

Ekonomik desteğimiz ve Kıbrıs Türk halkının üzerindeki izolasyonlara son verme çabamız bundan böylede aynı kararlılıkla devam edecektir. Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğüne kavuştuğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nın 34. yıl dönümünde KKTC'deki kardeşlerimizle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tabii, ayrı bir heyecan duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Türkiye, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türk halkının her anlamda yanında olmaya ona destek vermeye devam edecektir. Bütün dünyanın bunu anlamasını, bilmesini, bu konuda Türkiye'nin hangi iktidar olursa olsun farklı bir yöne sapma yapacağını bir defa beklememesini hatırlatmak istiyorum.''

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Başbakan Erdoğan, yaptıkları ortak basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladılar.

Bir gazetecinin Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, Erdoğan'ın ''Rumların acı duyduğu bir günde KKTC'nin kutlamalarına gelmesini kınadığı'' yönünde değerlendirmelerde bulunduğunu ifade ederek, bu konudaki görüşünü sorması üzerine, Erdoğan, şunları söyledi:

''Şunu çok açık ve net söylemek isterim; 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı, bir defa Türklerin özgürlük ve barış mücadelesinin bir neticesidir ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti nereye, ne zaman, niçin, nasıl gideceğinin iznini, müsaadesini kimseden alarak yapmadı. O programını kendisi tayin eder.

Kaldı ki, bizler özgürlük ve barış mücadelesinin her zaman yanında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bu konuda bulunduğumuz yer burasıdır ve bu tür bir yaklaşımı göstermek aslında, barışa ne kadar uzak olduklarının da bir ifadesidir. Daha farklı bir ifade kullanmayı bizden hiçbir zaman beklemesinler.''

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, Kıbrıs sorunun çözümü için 25 Temmuzda yapılacak görüşme öncesi, Cumhurbaşkanı Talat'ın elini güçlendirecek ne gibi destekler verdiğine ilişkin sorusuna ise ''Barışı eğer müzakere masasında kovalarsanız netice alırsınız. Uzaktan, medya aracılığıyla, hiçbir zaman barışı yakalamak mümkün değil'' karşılığını verdi.

Süreci KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın başlatmış olduğunu belirten Erdoğan, iki liderin 3 kez bir araya gelmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Erdoğan, ''Temennimiz odur ki, bu ayın 25'inde yapılacak görüşme ile bu süreç devam etsin. Eğer sorunu çözmeye yönelik bir anlayış, sorunu çözmeye yönelik bir ön kabul varsa, inanıyorum ki, çok kısa zamanda netice almak mümkündür. Çünkü gerek Sayın Talat'tan benim şu ana kadar aldığım düşünceler bu istikamettedir. Bizler de garantör ülke olarak bunu böyle düşünüyoruz, bunun böyle olmasını umuyoruz'' dedi.

-GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ AÇIKLAMASI-

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, dün Genelkurmay Başkanlığından, ''TSK'ya karşı hukuk dışı saldırılar olduğu'' belirtilen bir açıklama yapıldığını hatırlatarak, bu konuyu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine şunları kaydetti:

''Silahlı kuvvetlerimize karşı hiçbir zaman hukuk dışı bir eylemin içerisinde olmayı, bir defa Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir ferdi, bireyi kabullenmez. Buna ben ihtimal vermiyorum. Hiçbir kurumu da kabullenmez. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal hiçbir kurumuna da hukuk dışı saldırılarda bulunmayı da, ben inanıyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan hiçbir vatandaşımız da kabullenmez. Burada silahlı kuvvetlerimize yönelik böyle bir hukuk dışı saldırılara hiçbir zaman sıcak bakmamız veya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sıcak bakması da inanıyorum ki mümkün değildir.''

-''ÇÖZÜM TEK TARAFLI OLMAZ''-

Bir gazetecinin, Hristofyas hükümetinden ''Kıbrıs sorunun çözümünün Türkiye'de olduğunu'' söylediğini belirterek Türkiye'nin Kıbrıs sorunu konusundaki yaklaşımını sorması üzerine, Erdoğan, ''Bir defa, hiçbir zaman çözüm tek taraflı olmaz. Çözüm her zaman masada taraflar arasında olur. Her iki taraf da çözüme olumlu yaklaşırsa netice alınır. Her iki taraf çözüme olumlu yaklaşmazsa o zaman netice almak mümkün değil'' dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı Talat gibi Hristofyas'ın da çözüme olumlu yaklaşması halinde bir neticeye varmanın mümkün olabileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

''Onun için de, bir defa bu işin ana kriteri şu; iki halkın, siyasi eşitliğin, iki kurucu devletin olduğu, adil, kapsamlı, kalıcı bir Kıbrıs. Bunu yakalamak... Bu anlamda eğer ön kabullerimiz varsa inanıyorum ki çözüme gitmek, diğerleri detaydır, çok daha kolay olacaktır. Burada bir anlayış birliği söz konusu değilse bu iş zorlaşır. Bu iş o zaman bugüne kadar nasıl olmadıysa bundan sonra da sıkıntılı olur. Bunu çok açık, net söylemekte fayda var diye düşünüyorum.''

-''OLUMLU ADIMLARIN ATILMASINI BEKLİYORUZ''-

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''şimdiye kadar iki taraf arasında sürecin kilitlenmiş gibi göründüğünü'' ifade ederek, bunun nasıl aşılabileceğini sorması üzerine, çözüme yönelik müzakerelerin tam manasıyla başlamadığını söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

''Onun için 25 Temmuzu önemsiyorum. BM zemininde bu sürecin yürümesi gerekiyor. Şu anda iki liderin, adeta, bizde 'peşrev' deriz... Bu peşrev safhasında bu görüşmeler devam ediyor. Bundan sonraki süreç, eğer bu temel ilkeler dediğimiz konularda mutabakat sağlanırsa hızla devam edecek. Öncelikle bu temel ilkelerin benimsenmesi lazım. Kaldı ki, KKTC'nin, garantör olarak bizlerin asla dilimizde telaffuz etmediğimiz, edemeyeceğimiz ifadelerle KKTC'ye yakıştırmalar yapılırsa, zaten burada neticeye varmak hiçbir zaman mümkün değil.

Şunu açık, net söylememiz lazım; 24 Nisan 2004'te Kıbrıs'ın genelinde, Kuzey'de ve Güney'de referandumlar yapılmıştır. Bu referandumlar niçin yapılmıştır. Gerek Kuzey Kıbrıs'ın, gerek Güney Kıbrıs'ın Annan Planı'na 'evet' deyip dememesi konusunda yapılmıştır.

Peki, BM'nin bu teklifine Kuzey Kıbrıs 'evet' demiş, Güney Kıbrıs 'hayır' demiştir. 'Hayır' dediği halde, Güney Kıbrıs ödüllendirilmiştir. Kuzey Kıbrıs, 'evet' dediği halde cezalandırılmıştır. Şimdi nasıl oluyor da Kuzey Kıbrıs bu süreci tıkıyor. Bu süreci tıkayan birisi varsa Güney Kıbrıs'tır. Kuzey Kıbrıs önünü açmıştır. Burada bizim beklediğimiz adalettir. Adaletin tecellisi içinde 24 Nisan 2004'te atılan adımla yine geciken bir süreç vardır. Daha önce geciken süreçler olduğu gibi, bunun çözülmesi gerekiyor. Biz bu bakımdan BM zemininde bu sürecin çözümüne olumlu adımların atılmasını bekliyoruz. Temennimiz odur ki bu adımlar atılır.''

-ADA'DAKİ SU SIKINTISI-

Bir gazetecinin, adanın en kurak yılını yaşadığını belirterek Türkiye'den gelebilecek suyun bir ''barış suyu projesi'' olarak sunulup sunulamayacağını sorması üzerine, Cumhurbaşkanı Talat, konuyu daha önce Başbakan Erdoğan ile kendisinin Ankara ziyaretinde görüştüklerini ve KKTC ile Güney Kıbrıs'ta kuraklık ve su ihtiyacı olacağının teknik komite çalışmaları sırasında da gündeme geldiğini anlattı.

Erdoğan'ın Türkiye'nin her konuda yardıma hazır olduğunu ifade ettiğini belirten Talat, başlangıçta tankerlerle su taşınmasını, sonra da boru yoluyla adaya su taşınmasını ve her iki durumda da Güney Kıbrıs'a su sevk etmeyi Türkiye'nin desteklediğini söyledi.

Kendisinin konuyu Rum tarafına değişik kanallarla hem yüz yüze ve hem de teknik komite vasıtasıyla ilettiğini ifade eden Talat, henüz Rum tarafının konuyu değerlendirip kendilerine dönmediğini, ancak Rum Hükümet sözcüsünün Kıbrıs sorunu çözülmeden su almayacakları yönünde bir açıklama yaptığını kaydetti. Talat, ''Ama bize iletilmiş resmi bir cevapları yoktur'' dedi.

Başbakan Erdoğan ise bu konuda şunları söyledi:

''Şu anda bir proje çalışması yapıyoruz. Bu proje çalışması önümüzdeki yıl bu zamanlarda bitecek bir çalışma. Bu çalışmanın bitmesiyle birlikte, ki bu bütün tatbikat projesi olarak bitmiş olacak, Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a deniz altı hattını o zaman döşemiş olacağız. Bununla birlikte bir defa Kuzey Kıbrıs'ın geleceğini de kuşatacak bir su imkanını getirmiş olacağız. Tamamıyla içme suyu, kullanma suyu olarak bunu söylemiyorum. Ondan sonra da bunun tabii yapımı filan, projenin önümüzdeki yıl bitiminden sonra, azami olarak söylüyorum, önümüzdeki yılın Haziranından sonra üç yılda bitecektir. Bunun talimatları da Çevre ve Orman Bakanımıza, DSİ oraya bağlıdır, verilmiştir ve orası tarafından sürdürülmektedir.''
 
zaman



Bu haber 506 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,015 µs