Metroseksüel imam mı dediniz? | " /> Metroseksüel imam mı dediniz? | "/>

En Sıcak Konular

Metroseksüel imam mı dediniz?

19 Temmuz 2008 11:47 tsi
Metroseksüel imam mı dediniz? Salim Öğüt iyibilgi için yazdığı için bugünkü yazısında geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan "metroseksüel imam"la ilgili haberi ele alıyor. Meseleyi en genel çerçevde yani günümüzün din algısı çerçevesinde eleştirel bir biçimde değerlendiriyor.

Efendim, haşa huzurdan, “metroseksüel” demek, bakımlı erkek demekmiş. Bunlar cilt ve tırnak bakımından tutun da giyim kuşamındaki şıklığa varıncaya kadar bulundukları yerde dikkat çekerlermiş. Çünkü bu konuda yazanların verdikleri bilgilere göre “bakımlı erkek her zaman bayanların göz bebeğiymiş”

Bu toplum henüz bunların “zamparaları”na bile alışamamışken, bir mihrap adamının “metroseksüel” olarak nitelenmesini kaldırması kolay değildir haliyle.
Bu husus, meselenin bir yönüdür.

Asıl önemli yönüne gelince, bu da iki noktada yoğunlaşmaktadır:

Birincisi: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın istihdam politikasıdır. Bu politika gereği, en azından belli bir denge korunmalı ve, ne kadar başarılı olursa olsun hiçbir durumda Cübbeli Ahmed’i andıran bir hoca efendiyi, ödül gibi bir göreve göndermesi mümkün değilse, -affınıza mağruren söylüyorum- playboy görüntüsü veren bir görevliyi de ödüllendirmemelidir.

Çünkü bu gibi konularda hiçbir zaman “başarı” tek başına ölçüt olmamıştır.
İkincisi ise metroseksüel imamın bu konudaki bilgi birikimi ve o birikime dayalı olarak yaptığı değerlendirmelerle ilgilidir. Bu konuda kendisine bir iki kelime söylemek istiyorum:

“Sayın imam diyor ki: “Ben bakımlı bir insanım. Günde 5 kez cemaat önüne çıkıyorum. Bakımlı olmak, şık giyinmek zorundayım. Dinimiz de güzel görünmeyi emretmektedir. Özellikle camilere giderken güzel takıların takılması istenir. Ben de bu nedenle cemaatimize bakımlı görünmek ve örnek din adamı olabilmek için kılık kıyafetime dikkat ediyorum. Günde iki kez tıraş oluyorum ve hep takım elbise giyiyorum.” 

Sevgili Kardeşim, Siz gerçekten “EY ÂDEMOĞULLARI! (Allah'a) kulluk olsun diye yapıp-ettiğiniz her işte kendinize çekidüzen verin [serbestçe] yiyin için, fakat saçıp savurmayın: (çünkü) kuşku yok ki, O savurganları sevmez! (A’raf suresi, 7/31) ayet-i kerimesinin, imamları metroseksüelliğe davet ettiğine mi inanıyorsunuz.

Evet, Muhammed Esed’in de ifade ettiği gibi ayet-i kerimenin lafzı “süslerinizi (zîneh) takının” anlamını vermeye müsaittir ve bu yüzden meal hazırlayanların bir kısmı bu anlamı vermişlerdir. Ancak başta Ragıb el-İsfehânî olmak üzere dil ve tefsir alimlerinin açıkça belirttikleri gibi ayette geçen zînet/süs sözcüğünün asıl anlamı: “... ister bu dünyada, ister öteki dünyada olsun, insanın itibar ve onuruna gölge düşürmeyen, ona yakışıksız, pejmürde bir görünüş vermeyen [tersine onu güzelleştiren, yalınlaştıran] şey”. Demektir ki terim, sözcüğün hem cismanî hem de ahlakî çağrışımları içinde, güzel olan şeyi ifade etmektedir.

Diğer taraftan, bu konuda hiçbir temel bilgiye sahip olmasanız bile, günde beş defa makamına geçtiğiniz Hz. Peygamber’in (s.a.v) bu ayeti nasıl anladığını, nasıl traş olduğunu ve ümmetine nasıl tıraş olmalarını tavsiye ettiğini bilmeniz gerekir. Çünkü bu konuda müstakil kitaplar telif edilmiştir. Ayrıca şu son kırk-elli yılı istisna ederseniz, islam tarihinin bütün dönemlerinde  sadece alimler değil, başta saray erkanını oluşturan siyaset ve bürokrasi erbabı olmak üzere esnaf ve zanaatkarların tamamı erkeğin zineti olarak sakalı görmüşlerdir. Ulemamızın bir kısmı sakalın vacip olduğuna inanmaktadır. Geri kalanı ise en azından Sünnet-i Hüdâ’ olduğu görüşündedir..

Allah aşkına, modern dünyada iffetsiz bir hayat tarzını benimsemiş ahlaksızların kılık kıyafetlerini neredeyse “Allah’ın emri, Peygamber’in kavli” gibi göstermekten çekinmiyor musunuz.
Kişi noksanını bilmek kadar irfan olamaz. Bu  fehva gereğince, tutumunuzu bir zaaf olarak görür ve “ne yapayım, elimde değil” derseniz, kimse sizi kınamaz. Ancak kusurlarımızı ve zaaflarımız Kur’an’a mâl etmeye kalkarsak, haklı olarak itiraz sesleri yükselir.

Cemaatten bazılarının bu durumdan hoşnut olmaları da mümkündür ama bu ölçü değildir. Demek ki o zavallılar bu konunun dini hükmünü bilmemektedirler. Böyle durumlarda biz onların beğenilerini ölçü almak yerine, onlara, meselenin doğrusunu anlatmayı denemeliyiz.
Son söz olarak şunu söylemek istiyorum Sevgili Kardeşim:

Geçtiğiniz makam Peygamber makamıdır. Oraya geçenler de O’nun varisleri ve takipçileridirler, dolayısıyla O’nun izinden gitmek mecburiyetindedirler.  Bu gerçeği zaman zaman hatırlarsanız, karlı çıkarsınız.

www.iyibilgi.com Salim Öğüt



Bu haber 642 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,040 µs