En Sıcak Konular

O kulisteki isim A. Şener mi?

18 Temmuz 2008 17:21 tsi
Gerçek Hayat'ın bu hafta çok tartışılacak bir kapak dosyasıyla çıktı. Abdüllahit Şener'i kapağına taşıyan dergi Şener'in AK Parti'den ayrılmasına da ışık tutacak önemli bir kulise yer verdi.

Refah Partisi Başkanlık Divanı Üyeleri arasında sigara içen tek üyeydi. Hamidiye Cami müştemilatından olan RP Genel Merkezi’nde sigara içmek, hem de o yıllarda! Düşünsenize; envaî çeşit esans rahiyası arasında hamam külhanı gibi tütün dumanı tüten bir oda.

“FAİZLE MÜCADELE EDERKEN” RANTİYEYE KIYAK ÇEKMEK

 “Alışıldık” Millî Görüşçü’lerden olmadığını daha o yıllarda ihsas ettiriyordu ama elbette 15 sene sonra kartelden Sabah’çı Balçimek Pamir’e dediği gibi “Hayatımda hiç Millî Görüşçü olmadım” demeyi aklından bile geçirmiyordu. Muhtemelen “olmadığını” aklından geçiriyorsa bile, bunu elbette paylaşmıyordu. Çünkü 1990’lı yılların ilk yarsında öne çıkmaya başladığı Refah Partisi’nde ona herkes, “Millî Görüş’ün John Maynard Keynes’i ya da Adam Smith’i” muamelesi çekiyordu. Partiye girdikten kısa bir süre sonra da ekonominin dümeninin en azından önemli bir bölümünün başına geçme fırsatını Erbakan Hükümeti’nde Maliye Bakanı olarak bulan Şener, bu koltuktaki ilk sınavını ise hiç de iyi vermemişti. Daha 10 günlük bakanken, Meclis kürsüsünden kör gözüme sokarcasına “Faize savaş açtıklarını” dillendirecek, bu açıklama bir günde faizlerin 13 puan artmasına yol açacak, sonuçta “Millî Görüşçü Maliye Bakanı” rantiyenin cebine bir gecede fazladan 20 milyon dolar boca edecekti. Lisan-ı haliyle zaten faizlere sınırlama ve vergi getireceği aşikar olan bir siyasi kadronun bakanı kimliğiyle bunu bir “nara” edasıyla dillendirmenin bedeli ağır olmuştu. Şener’in “ilm-i siyaseti” böyleydi zahir!

“ERBAKAN’A DİRENENLER”DENDİ

Refah-Yol Hükümeti’nin o muhataralı günlerinde Maliye Bakanı olarak Başbakan Erbakan’la hangi konuda, ne kadar ters düştüğünü bilmiyoruz. Muhataplardan birisi direndiklerinin açıklanmasının aleyhine olacağını bildiği için, diğeri de liderlik pozisyonu gereği böyle şeylere tenezzül etmediği için 28 Şubat Süreci’nde Şener’in fazla yara aldığı söylenemez. Şu kadarı var ki, Erbakan’ın çok yakınından bir isim yıllar önceki özel sohbetimizde, Refah’taki “genç direnişçiler”den şikayet ederken, Abdüllatif Şener’le ilgili uzun bir bahis açmıştı. Devleti rantiyenin elinden kurtaracak “Havuz Sistemi” ile “yerli” otomobil üreticilerini hizaya getirecek ithal otomobile vergi indirimi gibi uygulamalar Erbakan Hoca’nın yıllar ötesinden taşıdığı hayalleriydi ve bu hayalleri hayata geçirmede “talebesi” Şener’i iknada zaman zaman ortağı DYP’li bakanları ikna etmeye çalışırken çektiği güçlük kadar güçlük çekiyordu.

“KIRILMA” BAŞLARKEN…

Sonra geldik AK Parti’li günlere… Şener’in buradaki ilk yılları “Çerkes Lobisi”ni memnun edecek yapılanmalarla geçti. Ankara’lı gazetecilerin anonim görüşü, “Şener, hademesine kadar etrafında Çerkes ister”, gerçek oluyordu bu dönemde. Mesela, 28 Şubat bakanlarına canla başla hizmet veren ve daha sonra yakın çalışma arkadaşlarından olan bir bayana ilişkin yıllardır tanıdığı gazetecilerin, “Bu ismi uzaklaştırın” uyarıları Şener’i enterese etmiyordu. O, “bürokratik hayattaki etnik köken” kriterine fazlasıyla inanmıştı. Kamuoyu, AK Parti daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan ile Abdüllatif Şener arasındaki ilk “kırılma”dan Mart 2003’te özelleştirme yetkisinin elinden alınmasıyla haberdar oldu. Yani, bugün Türkiye’yi sallayan Ergenekon kapsamındaki bir darbe girişiminin kotarılmaya çalışıldığı günlerde gerçekleşti bu operasyon. Ne alaka mı? Bekleyin lütfen. Bu operasyonun ardından Şener’in “kimyasının” değiştiğine tanık olduk beraberce. 2004, 2005, 2006’da kimi beyanlarıyla herkesi şaşırtır oldu Abdüllatif Şener. İşte, mazisi dikkate alınınca duyan herkesi şoklatan o açıklamalardan bazıları: ”Hayatımda hiç Milli Görüşçü olmadım” / “Eşim kapalı olsa evlenmezdim” / “Kızımın başını örtmemesine karışmam” / “Ben Mülkiyeliyim. Yarı komünist sayılırım” / “Şarabın tadını merak ediyorum” / “Eşimin başını örtmesini hiç istememiştim. Açılırsa karışmam” / “Kayınpederim dindar insan değildir, hatta içki içerdi” / ”Refah Partisi’nde bir misafir gibiydim.”

“ALAKASIZ” BİR KULİS


Bu arada, “konuyla bir ilgisi yok” ama yine de Gerçek Hayat’ta geçtiğimiz yıl yayınlanan bir “kulis”ten sözetmeli belki de. Ne alaka mı? “Bilmiyoruz”! Orada sembolik bir anlatımla bir ülkedeki, ülkenin dört önemli adamından birinin, birden bire ülke yönetiminden sarfınazar ediyor görünmesi anlatılıyordu. Denilene göre, bu sarfınazar beyanından birkaç yıl önce birileri, iktidara gelmek istemişti iş başında meşru bir iktidar varken. Bunun için de nabız yoklamışlar, yoklarken de meşru iktidarda yetkili olan o dört kişiden birisini bulmuşlardı. O, bu “Seyfiye”yi makamında kabul edip tepkisizce dinlemiş, sonra da herhangi bir refüzeyi, herhangi bir yasal işlemi gerekli görmeden onları uğurlamıştı. Daha da kötüsü ise gelişmelerden “patron”u haberdar etmemişti. Günler geçip, bu görüşme gerekli yerlerdekilerce duyulunca da, o isme “Ya istifa et ya da bir daha ülkeyi yönetmene izin vermeyeceğiz” denilmiş, “Bunu kendin yap, refüze olma” diye de ilave edilmişti. Bu gelişmeler üzerine o isim de, “Benden bu kadar, artık oynamıyorum” diyerek herkesi şaşırtan bir karar almıştı. Bir daha söyleyelim, “burada güzel durdu” diye koyduk bu hikâyeyi, yoksa “hikâyemizle” ilgisi yok elbette!

AKP’deki son demlerinde bir aralar Çankaya hülyaları da gören, bu süreçte kartel medyasından CHP’sine, yargı dünyasından iş âlemine kadar eşinin başörtüsü “nedense” mesele olmayarak herkeslere “Hayırdır İnşallah” dedirten ama sonuçta menzil-i maksuda erişemeyen Abdüllatif Şener, şimdilerde “Trenden inip”, yeni yollara doğru yeni vesaitlerle yol almaya çalışıyor. Şener’e dair bu haftalık bu kadar. Ülkenin “darbe manyağı” yapılmaya çalışıldığı bu günlerde, tam da darbecileri memnun edecek, meşru iktidarı “içeriden bölme” hesaplarına çanak tutabilecek böylesine “renkli” bir arka planı olan bir ismin kotaracağı işlerden bize daha çoook ekmek çıkar nasılsa…

Gerçek Hayat Dergisi



Bu haber 723 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,127 µs