Berlin oyundan ‘fazla’ dışlandı!

18 Temmuz 2008 15:04 tsi
Almanya’nın bir süredir esamesi okunmuyor. Sebebi var. Ama bu ‘Berlin oyunda değil’ anlaşılmasın. Berlin hâla oyunda! Cezayir’e 1 Milyar Euro’luk Camii neden dikiliyor sanıyorsunuz? Kesmediyse dahası da var! Casuslukta eski k

Jhon F. Kennedy’nin Almanya’nın göbeğinde “ich bin ein Berliner” (Ben bir Berlinli’yim) demesinin üzerinden çok sular aktı. Bush döneminde Almanya artık “eski kıtanın yaşlı ülkesi” oldu.

Yeni kıtadan gelen bu “tarif” Almanya’nı birkaç yıldır küresel satranç tahtasının dışına tamamen itmediyse de en azından seyirci koltuğuna itekledi. Bugünlerde ise Almanya’nın AB içindeki lider konumu sorgulanıyor.

Bu sorgulanma yaygın değil. Daha çok AB ortaklarından, özellikle bir tanesinden gelen tehtid ile ilgili. Gerçekte, AB’nin en güçlü ülkelerini oluşturan, Almanya, Fransa ve İngiltere, tarih boyunca birbirleri ile didişmiş bir sacayağı oluşturuyor.

Günümüzde ise bu, Paris’in öne çıkmasıyla kendini ifade ediyor. Paris’in son olarak Akdeniz (için) Birlik’e Almanya’yı dahil etmemesi, ABD tarafından dışlandığının bilincinde olan, öte yandan enerji ihtiyacı yüzünden Rusya’nın önünde “ezik” kalan Berlin’i gittikçe geriyor.

Aslında AB üzerinden gelen politik saldırılara çok önem verdiği söylenemez Almanya’nın Çünkü hâla AB’nin kilit ve güçlü ülkelerinden biri. AB üzerinde finansal boyutta da hayli etkinliği var.

Fakat mesele küresel ilginin yoğunlaştığı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika olduğunda pozisyonu biraz geriliyor. Özellikle enerji boyutuyla bu bölgelerde pasifleşmiş durumda gözüküyor.

Bunun bir nedeni de Almanya’nın uzun zamandır İran ile olan yakın ilişkileri. Özellikle istihbarat alanında bu iki ülkenin ciddi bağlantıları bulunuyor. Ama şu an İran da hedef tahtasında ve bu durumu gittikçe zorlaştırıyor.

Dünya Savaşları döneminde Türkiye ile kurduğu yakın ilişkiler de artık tarih olmuş durumda. Ankara üzerinde etkinliği hemen hiç bulunmuyor Almanya’nın. Üstünlüğü İngiltere ve ABD’ye kaptırmış durumda.

Ama bütün bunların hepsi Almanya pes etti noktasına gelmiyor. Almanya hâla oyunda ve hatta gittikçe “agresifleştiği” de söylenebilir. Çünkü bu gelişmelerin hepsi, onun milli güvenliğini şu veya bu şekilde etkiliyor.

Bu yüzden yeni Almanya hamlelerinden basit iki tanesine dikkat çekmek istiyoruz. Bunlardan ilki Cezayir’de gerçekleşti. Cezayir radikal dinci grupların etkin olduğu bir Kuzey Afrika ülkesi.

Buraya hem Amerika’nın hem de daha çaplı olarak Fransa’nın ilgisi var. İşte tam da Akdeniz Birliği toplantısı yapılırken, Almanya ilk kartını burada açıyor.

İşaret ise bir camii. Ama sıradan bir cami değil. Tam 40 bin kişinin aynı anda ibadetine olanak sağlayacam yaklaşık değeri 1 Milyan Euro olan bir Cami. Minaresi 200 metre olacak ve bir kültür merkezini de barındıracak.

Bu basit gibi görünen jest açık biçimde Fransa’ya mesaj sayılıyor. Almanya Başbakanı Merkel’in bunun için yaptığı açıklama; “Cezayir’in demokrasi yolunda köktenci terörizmle mücadelesine destek”.

Yani küresel ilginin yeni gözdesi Afrika’dan Akdeniz Birliği’nin savunucusu Fransa’ya bir selam!

İkinci konu ise çok daha az biliniyor. Ama aynı oranda kritik. İsrail ile Hizbullah arasında gerçekleşen bir anlaşma sonunda, esir değişimi yapıldı anımsanacağı gibi. İki kesim arasındaki arabuluculuk görevini ise Mısır’ın yaptığı söyleniyordu.

Ancak yeni bilgiler, bu uzlaşının ve esir değişiminin organizasyonunun arkasında Almanya gizli servisinin bulunduğunu gösteriyor. Yani bu önemli adımı Almanya gerçekleştirmiş.

Bu da oldukça kritik bir mesaj. Hele gizli servislerin-adı üzerinde-operasyonlarını saklı yaptıkları anımsandığında bu bilginin sızdırılmış olması-en azından belli kaynaklara-önemli.

Çünkü bir yandan Türkiye, bir yandan Mısır, İsrail ve çatışma alanlarında arabuluculuk görevi yürütüyordu. ABD’nin de teşvik ettiği zaten biliniyor. Ama şimdi Almanya’nın “hele durun bakalım” dediği hissediliyor.

Bu haber 1,793 defa okundu.