Ecevit haberi neden önemli

17 Temmuz 2008 17:50 tsi
Sezer’in “Bazı paşalar Ecevit’e çekil dedi” açıklamasından sonra Ecevit’in koruması Birgün’ün “onu 24 saat sakladık” şeklindeki sözleri Ergenekon'la ilgili önemli bir gerçeğin üstündeki örtüyü kaldırıyor. B

Güvercini vuracaklar… Okunduğunda tüyler ürperten bu iddia Hrant Dink’e gönderme yapıyor. Ancak Dink’le ilgisi yok. Emekli paşaların Bülent Ecevit’e çekil baskısı ortaya çıktıktan sonra Ecevit’in yakın koruması Recai Birgün aynı dönemde Ecevit ile ilgili çok ciddi bir suikast ihbarı aldıklarını şu sözlerle anlattı: "Rahmetli Ecevit Başbakan'ken bizi epey korkutan, kuvvetli bir duyum aldık. 2001'in başıydı. Bize ulaşan bilgiye göre suikastı planlayanlar Ecevit'in Cumhurbaşkanlığı'nda bir resepsiyona gideceğini biliyorlardı. Halbuki bu resepsiyon programı önceden belirlenmiş bir program değildi. Doğrusu bu, bizi ürküttü. Tüm basının gözü önünde Başbakan'ı kaçırdık. Gazeteciler Ecevit'in içinde olmadığı bir aracı takip ettiler. Ecevit'i 24 saat sakladık. Mihrakla ilgili bilgi edinemedik. Ecevit'i Başbakanlık'tan uzaklaştırmaya yönelik bir planın olduğunu ben biliyorum. İster Ergenekon deyin ister başka bir örgütlenme, birileri Ecevit'i uzaklaştırmak istedi.”

Bu suikasti kimin düzenlemek istediği net değil. Ancak net olan bir şey var. Dönemin emekli generalleri Ecevit’in Başbakanlık koltuğunda oturmasını istemiyordu. DSP lideri Zeki Sezer bu gerçeği dün yaptığı açıklamayla ortaya çıkardı. Sezer “bazı emekli paşalar Ecevit’e çekil baskısı yaptı” dedi.

Bu haber iki yönden tüyler ürpertici… Öncelikle Org. Hilmi Özkök’e de 2004 yılında “çok ciddi fiziki eylem” haberlerinin basına yansıdığını biliyoruz. Yani demokrasiden nasibini almamış yapılanmaların bir dönem bu ülkenin Genelkurmay Başkanını, Başbakanını hedef almaktan çekinmediği ortada. Başbakan Erdoğan’ın da benzer suikast girişimlerinden kurtulduğu geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı.

Haberin ikinci önemli noktası da şu: Bülent Ecevit’i Başbakanlık koltuğunda görmek istemeyenler sorunlarının AK Parti ya da Erdoğan’la olmadığını gözler önüne serdiler. Anlaşılan hangi iktidar gelirse gelsin onlar ülkeyi kendileri yönetmek istiyor. Daha kötüsü ülke yönetimine bu şekilde ortak olmaya çalışanların demokratik yöntemlerle vakit kaybetmeden ülkenin geleceğine ipotek koyma kaygısı.

Bu gerçeğin altını kalın bir şekilde çizelim. Ecevit’in başbakanlık koltuğundan indirilme çabası, ülke siyaseti üzerinde söz sahibi olmak isteyen siyaset dışı aktörlerin 2003-2004’ten bu yana değil, 2001’de de aynı tutumu sergilemiş olmaları.

Aynı tarihlerde bugünkü tavrının aynısını ortaya koyan elbette sadece siyaset dışı aktörler değil. Kimi gazeteler de tıpkı o dönemde olduğu gibi bu dönemde de siyasete dışarıdan müdahalelere “çanak” tutuyor. Bugün Ergun Babahan’ın yazdığı gibi… O dönem “Ecevit’e iyi bakılmıyor, altını ıslatıyor, tırnakları temizlenmiyor, Ecevit hasta” yazısını yazan gazeteciler bugün de Ergenekon’u neredeyse savunacak, iddianamenin zayıf gözükmesini sağlayacak tutumlarını sürdürüyor. Yani yedi yıldır bu gazetecilerin yaklaşımında bir değişiklik yok. Halbuki Türkiye bu yedi yılda çok değişti.

Bu haber 847 defa okundu.