Yavaş: Nereden çıktı ‘eş-baş müzakereci’? | " /> Yavaş: Nereden çıktı ‘eş-baş müzakereci’? | "/>

En Sıcak Konular

Yavaş: Nereden çıktı ‘eş-baş müzakereci’?

17 Temmuz 2008 12:15 tsi
Yavaş: Nereden çıktı ‘eş-baş müzakereci’? İç politika bir yana, dış politikada üst seviyede bir atamanın bu denli hızlı geliştiği vaka nadirdir. TÜSİAD fikri ortaya attı, hükümet üzerine atladı, Dışişleri ‘tamam’ dedi, milletvekilleri isim söyledi. Bunların hepsi 36 saat içinde oldu.

Eminiz herkes anımsayacaktır. Şu an Dışişleri Bakanı olan Ali Babacan, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı iken, kendisine “AB Başmüzakereci”si sıfatı/görevi verilmesi gündeme gelmişti.

Tartışmaları hayli sürdü. Bir kesim, o günlerde Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün bu görevi yürütmesi gerektiğini ile sürdü. Bir başka kesim ise-ki Başbakan’ın da dahil olduğu bir bölüm-Babacan’ın yabancı dil bildiği, görüşmelerin ekonomi konularında yoğunlaştığı, bu bağlamda Babacan’ın Avrupa ülkeleri ile güzel bağları bulunduğu yanıtını verdi.

Son kesim ise, biraz daha “fütürist” olduğundan, Babacan’ın zaten Dışişleri’ne geleceği ve meselenin çözüleceği tezine dayandı.

Ama her bakımdan AB ile müzakereleri tek ele toplayan ve açık biçimde önemli bir pozisyon olan bu makamın önemi kesindi. Öyle ki yine anımsanacağı üzere, AB konusunda otorite sayılan ama siyaseten görev alması müşkil Mesut Yılmaz’ın adı dahi önerilmişti.

Kısaca, Başmüzakereci makamı hem iç hem dış dinamikler açısından kritik bir görev koltuğuydu ve sahibini de önemli kılıyordu. Bu bakışı değerlendirerek, görece gelecek kişinin Türkiye’nin politik geleceğinde önemli yer tutubileceği bile iddia edildi.

Ve buraya kadar görüldüğü gibi, daha AB ile ilişkilerin önemi üzerine bir cümle kurmuş da değiliz.

Bir tane yetmez iki olsun!

Bunları hatırlatmamızın nedeni şu. Türkiye’nin yaşadığı gürültülü günler içinde-ki sadece son 36 saatten bahsediyoruz-ortaya yeni bir öneri getirildi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), AB müzakere sürecinde kadın sorunlarının çözümü için "kadın eş başmüzakereci" önerisini dillendirdi.

Tabii “nereden geldi aklınıza” böylesi bir fikir dendiği zaman alınacak yanıt belli: Türkiye’de kadın haklarının durumu ve AB ile görüşmelerde kadın hakları meselesi gündeme geleceğinden, konudan anlayan birinin ve tabii bir kadının iyi olacağı düşüncesi.

Neticede, TÜSİAD gibi hükümet dışı bir organizasyon tarafından yapıldığı için bu öneri değerlendirilebilir. Fakat AKP hükümeti TÜSİAD’dan gelen her öneriye muhakkak kulak asan bir iktidar değil.

Tersine, TÜSİAD’la hükümet arası ilişkilerin çok ama çok parlak olduğu da söylenemez. Ama bu sefer tam tersi oldu. Muazzam bir hıza ulaşıldı. Hükümet bu fikrin üzerine atladığı gibi, makamını paylaşmak zorunda kalacak Bakan Babacan bile yüksek destek verdi. “Anlayış devrimi” önerdi.

Böylece anlaşıldı ki Başbakan, kabine ve ilgili bakanlık tamam. Bunun da ötesine geçerek milletvekilleri bu göreve layık isimleri zikretmeye başladılar.

Bu noktada, emsali görülmemiş bu süratin, TÜSİAD’ın önermesinden evvel şekillenmiş bir mutabakat olup olmadığı sorulmalı. Akıllara gelmemesi mümkün değil.

Peki bu kötü bir şey mi? Değil elbette. Ancak hangi ve kesin ihtiyaçtan kaynaklandığı bilinmeli. Mesala diğer AB üyesi ve adayı ülkelerde örnekleri var mı? Ve tabii kim düşünülüyor?

Bu önemli çünkü, örneğin YÖK Başkanı’nın atanması sırasında ortaya çıkan tartışmalar ve kırılan potlar anımsandığında, AB’de de benzer üzüntülerin yaşanmaması lazım.

Peki kim olabilir?

Dediğimiz gibi özellikle AKP’li milletvekillerinin önerecekleri isim de hazırmış. Bu kişi “Yakın Ertürk”. Peki ama, neden bir başka bakan, tıpkı Babacan örneğinde olduğu gibi örneğin Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı değil? Hemen aynı örnek.

Kaldı ki olay duyulur duyulmaz kendini aday gösteren Canan Arıtman gibi vekiller de mevcut! Arıtman dün; “Ben bu göreve gönüllüyüm. Söz veriyorum en iyi şekilde yaparım” demiş bulunuyor.

Bir başka partiden olması olasılğı azaltıyor ama dediğimiz gibi Nimet Çubukçu’ya bu yönde bir eleştiri getirilemez.

Buradan, adı dün çok geçen Yakın Ertürk’ün beğenilmediği veya Çubukçu’nun istendiği anlamı çıkarılmasın. Söylemek istediğimiz, bu acele ve sanki “ayarlanmış” hissi veren gelişmenin daha sakin yürütülmesi.

Yoksa Yakın Ertürk’ün kariyeri son derece parlak. Çok kısa verelim; “Yakın Ertürk, New York Queens College (1972), Ithaca Cornell Üniversitesi (1974-1979), Riyad Kral Suud Üniversitesi (1979-1982), Hacettepe Üniversitesi (1983-1986) ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi (1986-1997) Sosyoloji Bölümleri’nde görev yaptı. Ertürk, 1997-1999 yılları arasında Birleşmiş Milletler Kadının İlerlemesi İçin Araştırma ve Eğitim Enstitüsü (INSTRAW) Direktörlüğü ve 1999-2001 yılları arasında Birleşmiş Milletler Kadının İlerlemesi Bölümü (DAW) Sosyal ve Ekonomik İşler Departmanı Direktörü görevlerini.”

Elbette bu görevdeki diplomatik ve siyasi görüşlerinin de anlaşılması gereklidir ama yetkin olduğu da aşikar.

Ama en başta sorduğumuz soruları yineleyelim; bu hangi temel ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır, neden yangından mal kaçırır gibi yapılıyor, örnekleri var mı, neden isim arayışı özellikle bir isme kayıyor?



Bu haber 1,530 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,538 µs