Babacan'dan yeni dış politika ayrıntısı

16 Temmuz 2008 22:51 tsi
Dışişleri Bakanı Babacan, Türkiye-Irak ilişkileri, Ermenistan'dan Cumhurbaşkanı'na gelen davet, büyükelçiler ve Kıbrıs'a kadar dış politikadaki yeni çizgiyi anlattı.

Babacan, TRT'de yayınlanan bir programda Türk dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dışişleri Bakanı Babacan, Ermenistan ile ilişkilerde yeni açılımların olup olmayacağına yönelik soru üzerine, bu ülkenin Türkiye'nin problem yaşadığı tek komşusu olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin son yıllarda tek taraflı çok adımlar attığını kaydeden Babacan, üst uçuşlara izin verilmesini, Türkiye'deki bir kaç il ile Erivan arasında doğrudan uçuşların başlatılmasını, üçüncü ülkeler üzerinden kara yolu taşımacılığı suretiyle ticaretin önünün açılmasını ve Akdamar Kilisesi'nin restore edilmesini örnek gösterdi.

Ermenistan'daki yeni dönemin ardından, Erivan'a bu dönemde diyalog içinde olunmak istendiği yönünde Ankara'dan mesajlar gönderildiğini hatırlatan Babacan, amaçlarının ilişkilerin normalleşmesi olduğunu söyledi. Babacan, ancak 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının, Türk-Ermeni ilişkilerini son derece önemli sıkıntılara soktuğunu ve iki ülke arasındaki ilişkileri zehirlediğini kaydetti.

Türkiye'nin, konunun tarih komisyonu suretiyle ele alınması gerektiği yönündeki görüşünü anımsatan Babacan, Ermenistan hükümetinin üçüncü ülkelerin parlamentolarında 1915 olaylarıyla alakalı kararlar aldırtmaya çalışmasının, iki ülke arasındaki ilişkilerde derin yaralar açtığını ifade etti.

Türkiye'nin kendi tarihinden emin olduğunu, en ufak bir kuşkusu bulunmadığını belirten Babacan, Türkiye'nin arşivlerini açtığını, Erivan'daki arşivlerin de açılması gerektiğini, bu çerçevede Türkiye'nin teklifinin hala masada olduğunu belirtti.

Önümüzdeki dönemde, yeni yönetimin Türkiye ile ilişkilerde nasıl bir yaklaşım sergileyeceğinin izleneceğini belirten Babacan, "Tek taraflı olarak aldığımız inisiyatiflere ne tür karşılıklar bulacağız, bunları önümüzdeki zaman içinde göreceğiz" dedi.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yaptığı maç davetine ilişkin soru üzerine de Babacan, bu konuda Cumhurbaşkanının bir karar vermiş olduğunu zannetmediğini söyledi.

Maçın oynanacağı güne kadarki gelişmelerin de önemli olduğunu ifade eden Babacan, "Gelişmeleri hep beraber izleyeceğiz. Cumhurbaşkanımızın kararı önümüzdeki dönemdeki gelişmeler çerçevesinde netleşecek" diye konuştu.

-IRAK-

Irak'la ilişkilere yönelik soru üzerine Babacan, Türkiye ile Irak'ın komşu olduğunu belirterek, bu çerçevede bu ülkeyle ilişkileri çok farklı şekilde ele aldıklarını, iki ülkenin birbirine yakınlaşması için ve ilişkilerin her alanda derinleşmesi için de ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.

İki ülke arasındaki üst düzey ziyaretleri hatırlatan Babacan, Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini önemsediğini ifade etti.

Irak'taki tüm grupların temsil edildiği bir hükümet yapısının bu ülke için önemli olduğunu söyleyen Babacan, Türkiye'nin tüm gruplarla diyaloğu olduğunu, bu çerçevede Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle de son aylarda diyaloğun başladığını kaydetti.

Yerel yönetimin, terör örgütü PKK konusundaki söylemlerinde ve filiyatında önemli bazı gelişmeler olması üzerine diyalog kararı aldıklarını anlatan Babacan, bu diyalog yoluyla terör örgütüne karşı mücadelede daha fazla neler yapılabilir istişaresinin gerçekleştirildiğini belirtti.

"PKK'nın hızla iki ülke arasındaki ilişkilerde bir gündem maddesi olmaktan düşmesini arzu ediyoruz" diyen Babacan, bunun da Bağdat'taki merkezi hükümet ile yerel yönetimin siyasi iradesi ve fiili olarak duruma müdahalesiyle mümkün olabileceğini söyledi.

Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin, terör örgütü konusunda ortaya koyduklarının yeterli bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine de Babacan, "Eskiye göre bir miktar olumlu gelişme söz konusu. Ancak yeterli bir noktada mıyız? Bunun cevabı maalesef hayır" dedi.

Daha somut tedbirler alınması ve daha dikkatli bir dil kullanılması gerektiğine işaret eden Babacan, "Söylemlerinde terör örgütüne destek olarak algılanabilecek unsurlardan kaçınmaları gerekir" dedi.

Babacan, bölgesel yönetimle terör örgütüne karşı ortak operasyonunu gündeme gelip gelmeyeceğine yönelik soru üzerine de "Burada hiçbir ihtimali göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum" dedi. Babacan, merkezi hükümetle Ankara'nın askeri konularda işbirliğine yönelik zaten bir çalışmanın olduğunu, askeri işbirliği anlaşmasının yakında imzalanacağını düşündüğünü kaydetti.

Bir soru üzerine Dış İşleri Bakanı Babacan, Kerkük'ün Irak'ın küçük bir modeli olduğunu belirterek, Kerkük'le ilgili alınacak tüm kararların mutabakatla alınması gerektiğini, tek taraflı bir adımın felaketlere yol açabileceğini düşündüklerini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bağdat ziyaretine ilişkin soru üzerine de Babacan, Başbakanın Bağdat'a gitmesinin tüm dünyaya Irak'ta normalleşmenin bir göstergesi olduğunu ifade etti.

-İRAN VE HADLEY'İN ZİYARETİ-

Türkiye olarak bölgede nükleer silahlara karşı olduklarını ancak, her egemen ülkenin nükleer teknolojiye sahip olması hakkına da saygı duyduklarını belirten Babacan, nükleer enerjiden Türkiye'nin de faydalandığını kaydetti.

Babacan, İran'ın nükleer programı hakkında uluslararası toplum ile İran arasında bir güven bunalımı bulunduğuna dikkati çekerek, mevcut kuşkuların diyalog yoluyla ortadan kaldırılmasının önemini vurguladı.

Sorunun çözümü için diyalog kapısının açık tutulmasını önemli bulduklarını belirten Ali Babacan, Türkiye'nin de şöyle ya da böyle bu resmin içinde olmasına dair farklı ülkelerden talepler geldiğini, temasların sürdüğünü ve süreceğini bildirdi. Babacan, İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki'nin cuma günü Ankara'ya geleceğini hatırlatarak, aynı zamanda önümüzdeki günlerde Bağlantısızlar Hareketi toplantısı için Tahran'a davet aldığını ancak gidip gitmeyeceğinin henüz kesinleşmediğini belirtti.

Babacan, ABD Başkanı George W. Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'in Ankara ziyaretine ilişkin soru üzerine, ziyaret sırasında iki ülke ilişkiler ile bölgesel konuları ele alacaklarını bildirdi.

-SURİYE-İSRAİL GÖRÜŞMELERİ-

Suriye ile İsrail arasındaki görüşmelere ilişkin soru üzerine de Bakan Babacan, bu konudaki çabalarının yaklaşık 1 yıldır sürdüğünü, Türkiye-Suriye ilişkilerinin son dönemde geliştiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye lideri Beşşar Esad ile ikili iyi ilişkiler kurduğunu belirtti. Bu görüşmelerin Türkiye'de olmasının asıl sebebini Türkiye'ye güven olarak gösteren Babacan, bunda da Erdoğan ile Esad arasındaki iyi ilişkinin payı bulunduğunu bildirdi.

Ali Babacan, uluslararası ilişkilerde güven unsurunun önemine değinerek, Türkiye'nin gücü ve bu gücün kaynağının kendisine duyulan güven olduğunu vurguladı.

Görüşmelerde 3 turun bittiğini anımsatan Babacan, samimi ve yapıcı bir havada geçen görüşmeler sonucu iki tarafın da süreci sürdürme arzusu bulunduğu izlenimi edindiklerini belirtti. Müzakerelerin çok kapsamlı olduğunu kaydeden Babacan, iki tarafın da belli bir aşamaya gelince aynı masaya oturmasının söz konusu olabileceğini ve bu çerçevede dolaylı görüşmelerin daha en az birkaç tur daha süreceğini tahmin ettiğini bildirdi. Suriye-İsrail görüşmelerinin başarıya ulaşması durumunda hemen arkasından İsrail-Lübnan görüşmelerinin kendiliğinden gündeme gelebileceğini belirten Babacan, ancak sabırla hareket edilmesi ve beklentileri de çok yükseltilmemesi gerektiğini kaydetti.

-BM GÜVENLİK KONSEYİ GEÇİCİ ÜYELİĞİ-

Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği konusundaki soru üzerine ise Babacan, Güvenlik Konseyinde boşalacak olan iki koltuk için Türkiye de dahil üç aday bulunduğunu söyledi. Babacan, şu ana kadar aldıkları desteklere bakıldığında Türkiye'nin şansının yüksek olduğunu bildirdi. "Sanki bu iş bitti diyebilecek noktadayız ancak hangi seçim olursa olsun seçimler son dakikaya kadar yön değiştirebilir" diyen Babacan, hangi ülkenin kime oy verdiğinin hiçbir zaman bilinemediğini belirtti.

Babacan, bu ay içinde New York'u ziyaret edeceğini ve ülkelerin BM daimi temsilcileri ve delegelerle bir araya geleceğini, Eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulunda da temaslarda bulunacağını bildirdi.

Türkiye'nin son dönemde uluslararası alanda daha çok tanındığını, hakkında geçmişe kıyasla daha çok makale ve yorum çıktığını ifade eden Babacan, Orta Doğu'daki bazı kanalların Türkiye'deki maçları yayımlamaya başladığını söyledi. Babacan bu çerçevede, Türkiye'deki iç siyasi tartışmaların da takip edildiğini belirterek, Türkiye'nin sorunları aşacağına olan inancını dile getirdi.

-BÜYÜKELÇİLER KONFERANSI VE AKDENİZ İÇİN BİRLİK-

Ankara'da yapılan Büyükelçiler Konferansına da değinen Babacan, bu çalışmanın amacının Türk dış politikasına yeni açılımlar sağlamak olduğunu kaydetti.

Akdeniz için Birlik konusundaki sorulara karşılık da Bakan Babacan, toplantıya son 4 gün kala Türkiye'nin endişeleri giderecek adımlar atıldığını söyledi. Babacan, Türkiye'nin Akdeniz için Birlik oluşumuna katılımından dolayı özellikle memnun olduklarını Fransa'nın ve diğer ülkelerin aktardıklarını bildirdi.

Babacan, Türkiye'nin içinde bulunmaması durumda oluşumun eksik başlayacağını söyleyerek, Türkiye'nin de bundan sonra da katkısını aktif olarak vereceğini kaydetti.

-KIBRIS-

Kıbrıs sorununa ilişkin sorular üzerine Dışişleri Bakanı Ali Babacan, özellikle Kıbrıs Rum kesimindeki seçimden sonra yeni bir iyimserlik havasının oluştuğunu ve adada liderlerin bir araya geldiğini hatırlatarak, 25 Temmuz'da yeni bir görüşmenin yapılacağını ve bu toplantıyla teknik komitelerle ilgili son bir değerlendirme yapılacağını bildirdi.

"Biz çözüm isteyen tarafız" diyen Babacan, BM'nin yerleşmiş parametreleri çerçevesinde bir çözüm olması gerektiğini belirtti. Ali Babacan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un yeni bir temsilci atadığını hatırlatarak, bunun BM'nin çözüm umudunu gösterdiğini bildirdi.

 

AA

Bu haber 570 defa okundu.