En Sıcak Konular

Ergenekon TSK için bir fırsat mı?

16 Temmuz 2008 08:17 tsi
Ergenekon TSK için bir fırsat mı? 
'TSK zirvesinin, demokrasiyi güçlendirme ve orduyu siyasetten uzaklaştırma noktasında göstereceği hassasiyet de bana göre tarihe geçecektir' diyen Ahmet Taşgetiren, Ergenekon davasının bunun için bir fırsat olduğunu belirtti.

Ahmet Taşgetiren / Bugün

TSK ne yapacak?

Şöyle bir soru anlamsız değil:
Acaba Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil'in, yolsuzluktan yargılanması TSK'yı yıprattı mı?
Belki, oramiral ve kuvvet komutanı seviyesine gelmiş bir insan bunları yapar mı, bunlar o seviyede yapılabiliyorsa, başka seviyelerde de yapılabilir, şeklinde değerlendirmelere konu olmuştur.
Ama bir başka açıdan da, TSK'nın en üst seviyelere çıkmış bir komutanına bile, yolsuzluk söz konusu olduğunda müsamaha etmediği, askeri yargının bir komutanı bile korumadığı, dolayısıyla TSK'nın kanunsuzluklara müsamaha etmediği kanaatini oluşturduğu söylenebilir. Bu yönüyle de şeffaflık ve hukuka saygı, TSK'yı güçlendiren bir olgudur.
Buradan güncele gelirsek...
Ergenekon'un bir ucu, hatta önemli ucu TSK'yı ilgilendiriyor.
Tutuklanan kuvvet ve ordu komutanı seviyesinde generaller var ve onlara yönelik suçlama, hükümet devirmekle ilgili.
-YAŞ'ta, Ordu'nun tepe noktasını tanzim etmek ve gelecekteki askeri müdahalelere zemin hazırlamak için gerçekleştirilen ayak oyunlarından söz ediliyor.
-“Demokratik teamüllere saygılı” bir Genelkurmay Başkanı'nın tasfiyesi için kimi oluşumlar yapıldığı öne sürülüyor.
-Genelkurmay'dan bilgi sızdırılıyor.
-TSK'ya ait silahların Ergenekon şüphelilerinin eline geçtiği bilgileri dolaşıyor.
-Gazetelere “Genç Subaylar rahatsız” manşetleri yansıyor.
-İfade vermekten kaçınmaları sebebiyle, uzun zamandan beri, bazı örtülü operasyonlarla ilgili oldukları öne sürülen üst rütbeli askeri zevatın hangi rolü oynadıkları netleşmiyor.
-Cumhuriyet mitinglerinde, sivil kıyafet giydirilmiş askerlerin yürütüldüğü iddiaları yer alıyor.
-General seviyesinde bir çok kişinin, bir sivil toplum örgütünün düzenlediği olağan-dışı toplantıda boy göstermesi söz konusu...
-Özetle siyasetle iç içe bir asker görüntüsü yaygınlaşmış durumda...
Böyle bir durumda, komuta heyeti ne yapar?
“Eskiden ne olduysa olmuş, biz üstünü örtelim, TSK'nın içi sancılı gibi bir görüntü vermeyelim” mi der? Yoksa “Örtülü bir şey kalmasın, kimse yaptığının kesesine kalacağını düşünmesin. Hiyerarşi dışı ve kanunsuz hareket eden bedelini ödesin. Kimse bir daha da böyle şeylere teşebbüs etmesin.” şeklinde mi düşünür?
Mustafa Kemal Paşa, “Siyaseti düşünen üniformasını çıkarsın” demesine rağmen, bizde Asker, siyasetle ilgilenerek geliyor. Bunu “Cumhuriyeti koruma ve kollama” misyonuna bağlayarak, kendince, siyaset dışı bir rol üstlendiği kanaatine bağlamış.
Ama, yapılan net bir siyaset.
Bu, Türkiye siyasetini allak bullak ediyor, Türkiye'yi kendi kendisi ile boğuşur hale getiriyor, buna karşılık TSK'yı da zora sokuyor.
Düşünelim ki:
Şu an TSK'nın başında Org. Yaşar Büyükanıt var. Yarın Org. İlker Başbuğ gelecek. Kuvvet komutanlıklarında
değişiklikler olacak.
Her komutan, kendi döneminde sorumluluk taşır.
Kendi komutası altındaki askerlerin başka komuta merkezleriyle alakalı olmasını, hele oralardan yönlendirilmesini kabul etmez.
Bu durumda, acaba şu an askerin içinde “Eruygur ya da Tolon Paşa”nın uzantıları var mı? Kıvrıkoğlu'nun gerçekleştirdiği operasyon bugünlere kadar uzandı mı, “Genç subaylar” denen olgu nedir ve bugün o olguya yönelik dışardan bir güdümleme söz konusu mu, ve tabii, darbe girişiminin serencamı nedir?

TSK'nın komuta heyeti bunları görmezden gelmez, gelemez. Bunu yasal bir zorunluluk olmaktan öte, kendi komuta hassasiyetleri açısından yapmak zorunda hissederler.
Onun için, Askeri Savcılık, bazı belgeleri sivil savcılıktan isteyerek, TSK bünyesinde bir süreci başlatmış oluyor.
Cumhurbaşkanı Gül'ün, taa Dışişleri Bakanlığı'ndan bu yana, kendi içinde süzerek seslendirdiğini sandığım, “Güçlü Türkiye için” ön gördüğü bir üçlü hedef var, diyor ki:
-Güçlü bir ekonomiye,
-Güçlü bir demokrasiye ve
-Güçlü bir Orduya ihtiyacımız var.
Evet, “Güçlü bir ordu” Türkiye'nin olmazsa olmazı. Ama güçlü bir demokrasi ve güçlü bir ekonomi de... Türkiye'nin ordusunu güçlendirmesi kaçınılmaz, bunun ilk şartı da onu siyasetten çekip kendi özgün alanına taşımaktan geçiyor.
TSK zirvesinin, demokrasiyi güçlendirme ve orduyu siyasetten uzaklaştırma noktasında göstereceği hassasiyet de bana göre tarihe geçecektir.
Ergenekon davası belki de bunun için de bir fırsattır.

 




Bu haber 325 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,627 µs