Aydınlar iddianameye ne diyor?

15 Temmuz 2008 11:52 tsi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ergenekon soruşturmasına ilişkin iddianame hakkında yaptığı açıklama, sami Selçuk, Mete Göktürk, Taha Akyol, Mustafa Karaalioğlu, İsmet Berkan, Adem Sözüer, Özdemir Özok tarafından bakın nasıl yorumlandı.

Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olaylarının Ergenekon iddianamesinde yer alması, 'Danıştay saldırısı dosyası yeniden açılabilir' şeklinde yorumlandı. Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, son operasyonlarda gözaltına alınan emekli orgeneraller Şener Eruygur ile Hurşit Tolon'un da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında hazırlanacak ek iddianamenin asıl soruşturma dosyasıyla birleştirilebileceğini söyledi. Hukukçular davanın sivil mahkemelerde görüleceği kanaatinde birleşti. Yapılan açıklamalardan yola çıkılarak, 'savcının elinde ciddi deliller olduğu' ifade edildi. Hukukçular ve gazeteciler, Ergenekon iddianamesi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

Soruşturma doğru yolda yürüyor

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk: Aynı iddianameyi ilgilendiren ekler elbette ana iddianameye eklenebilir. Onun ismine ek iddianame demeniz de şart değildir. O da iddianamedir her an birleştirilebilir, koşulları da yasada bellidir. Benim kanaatimce görünen o ki dava sivil mahkemede görülecektir. Ama bu konuda kesin kanaat bildirmeyi doğru bulmuyorum. Askerî ceza yargılaması yasasında yapılan değişikliklerle daha da sınırlandı askerî mahkemelerin yetkisi. Benim gördüğüm kadarıyla şu anda doğru bir yolda yürüyor soruşturma. Zaten eğer askerî mahkemede yargılanacak olsaydı daha işin başında cumhuriyet savcısı meslektaşlarımız oraya gönderirlerdi. Şu aşamada doğru görünüyor ama mahkeme bazı incelemeler sonucunda askerî mahkemenin yetkisine girdiğini düşünebilir. Onu bugünden kestirmek mümkün değil.

İçeriği görmeden yorum yapılmamalı

Emekli Cumhuriyet Savcısı Mete Göktürk: İddianamenin içeriğini görmeden, okumadan yorumlar yapmak çok yanlış olur diye düşünüyorum. Dağ fare doğurdu demek bu aşamada yanlıştır. Bunu söylemek, yargıyı bir başka biçimde etkilemek ve sıkıştırmak anlamı taşır. Danıştay saldırısının da daha sonra Cumhuriyet'e atılan bombaların da bu oluşumun bir eylemi olduğu sonucuna varılmış ki iddianamede uzun uzun yer verilmiş. Ama bunun kanıtları nedir? Bunu şimdiden bilmemize imkan yok.

Adil yargılama için ortam hazırlanmalı

Prof. Dr. Adem Sözüer: Bir iddianame hazırlanmış, kabul edilmek üzere mahkemeye verilmiş. Hangi suçlamaların olduğu genel olarak söylendi. Başsavcı gerektiği kadar bilgi verdi. Bu açıklamadan yola çıkılarak dağ fare doğurdu denilemez: Bu açıklamadan şu sonuç da çıkarılamaz. Bu insanlar bu suçları işlemişlerdir suçludurlar ya da suçsuzdurlar denilemez. İddianame resmen ortaya çıktığında bu kadar tutuklama süresine gerek var mıydı? Olayın boyutu ve suçların içeriğini o aşamada göreceğiz. Herkesin sükunet içerisinde beklemesi, adil bir yargılama için uygun ortam hazırlanması lazım.

Herkes kendi üzerine düşeni yapsın

Gazeteci Alper Görmüş: Ergenekon soruşturması çerçevesinde darbe günlüklerinin devre dışı kalması mümkündür. Pekala burada da kalabilir. Belki bundan sonraki aşamada da gündeme gelebilir. Sonuçta bu ülkenin yasamasının, yürütmesinin, yargısının, medyasının herkesin üzerine düşen bir görev var bu aşamada. Biz bunu görmezden gelemeyiz.

İthamlar, beklenen suçlamalardı

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu: Başsavcı'nın açıkladığı ithamlar beklenen suçlamalardı. Bu ithamlar Ergenekon'un ne kadar ciddi bir mesele olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz kamuoyundan baktığımızda bu suçlamaların delillerini merak edeceğiz. Sayın Baykal'ın kendini davanın avukatı olarak ilan etmesi davanın selameti açısından tehlikeli. Davanın devamı da sayın Baykal'ı zor durumda bırakabilir. Ayrıca bu davayı kapatma davasıyla ilintilemek yüce mahkemeyi zan altında bırakır. Zira Ergenekon operasyonu 22 Temmuz seçimlerinden de önce başlamıştı.

Teröre yeni tanım getirilmesi yanlış

Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok:

İddianame, henüz kesinleşmiş ve mahkeme tarafından kabul edilmiş değil. Bana göre hiçbir hukuki dayanağı yok. Ayrıca sanık ve zanlılar hakkında sayın savcının açıkladığı suçlamaların ardından teröre yeni tanım getirmesi son derece yanlış. Terörün tanımı zaten bellidir. Yargının bağımsız, özgür ve insanlara güven vererek bütün kamuya eşit davranması gerekir. Bu konuda hiç kimsenin bir tereddüdü olmamalı. Başsavcı'nın iddiaları ciddi iddialar. Eğer bu iddiaları kanıtlayacak bilgi, belge ve yeterli donanım yoksa... ben bu şüpheyi gördüm.

Başka deliller bulunmuş olabilir

Gazeteci-yazar Taha Akyol: Ergenekon terör örgütünü yönetenlerin Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi bombalamasıyla bağlantısı olduğunu Başsavcı açıkça ifade etti. Bence bu açıklamanın en önemli hukuksal yanı Başsavcı'nın satır arasında kullandığı 'azmettirme' deyimidir. Böyle bir davada azmettirici gibi hukuki ve önemli bir deyimin kullanılması için 'orada aynı bomba vardı, burada aynı bomba vardı, falanca mitingde yan yana geldiniz, falanca konferansta ben sizin fotoğrafınızı çektim' demek yeterli olmaz. Demek ki başka şüpheler, deliller bulundu.

Rotamızı kaybetmemeliyiz

Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan: Bence en önemli tarafı ortada çok ciddi suçlamalar olması. Bunu unutmamak lazım. Belki iddianame bizim bilmediğimiz eylemleri de içeriyordur. Rotamızı kaybetmemeliyiz. En önemli şey istenen cezalardır. Bu dava sivil mahkemede mi görülecek yoksa askerî mahkemede mi? Çok da önemsemiyorum nerede yargılandıklarını, önemli olan yargılanmaları ama pek çok hukukçu bunun sivil mahkemede yargılanması gerektiğini söylüyor. İstanbul, Zaman
 
zaman

Bu haber 729 defa okundu.