Askeri savcılık neyi soruşturuyor?

15 Temmuz 2008 11:35 tsi
Murat Yetykin buünkü yazısında Askeri Savclığın Savcı Zekeri Öz'den bazı belgeler istemesinin kafalarda yarattığı soru işaretlerini ele almış ve bir yol göstermiş. İşte o yazı..

Murat Yetkin/Radikal

Günlüklere de dokunulmalı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in dün ana hatlarını açıkladığı Ergenekon Soruşturması iddianamesi önemli suçlamalar içeriyordu. Aralarında eski subaylar, devlet görevlileri, siyasiler, üniversite ve medya mensuplarının da bulunduğu kişiler, silahlı terör örgütü kurmak, Danıştay’ın basılarak yargıç Mustafa Yücel Özbilgin’in öldürülmesi ve üyelerin yaralanması ile Cumhuriyet gazetesinin bombalanması olaylarıyla irtibatlı olmak, halkı kin ve düşmanlığa teşvik, askeri itaatsizliğe teşvik gibi çok ağır ithamlarla karşı karşıyalar. Bu suçları da hükümeti gayrı meşru yollardan devirme, ya da devrilmesine zemin hazırlama amacıyla işledikleri iddia ediliyor savcılık tarafından. Eğer öyleyse, bu ağır suçları işleyen kişilerin cezalarını çekmesini sağlayacak kanıtları iddianamede görmek herkesin hakkı. Eğer bunu görürsek, Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin olgunlaşması açısından önemli bir aşamayı geride bırakmış olacağız.

Pompalanan beklentiler
Dün iddianamede gördüklerimizin yanı sıra, görmediklerimiz vardı. Örneğin bir süredir, hükümet yanlısı medya tarafından pompalanan ‘sızdırma’ haberlerde, iddianamede Dink cinayeti, Necip Hablemitoğlu cinayeti, Malatya Hıristiyan cinayetleri, hatta Gazi olaylarının da bu örgütlenmeyle ilişkili olarak iddianamede yer alacağı yazılıyordu. Başsavcı Engin dün bu yanlış haberlerden üzüntüsünü açıkladı. Çünkü ilan ettiği suçlamalar arasında Danıştay ve Cumhuriyet olaylarını saydı, ama diğerlerini saymadı. Olup olmadığını iddianameyi okuduğumuzda görebileceğiz.
Bu suçlamaların iddianamede olmaması savcılığın eksikliği değildir. Çıkaracağımız sonuç, olaylar arasında gerekli ilişkiyi kanıtlayamayacak durumda olduklarına inanmalarıdır. Buradaki eksiklik, önlerine konan her kâğıdı belge, her akıllarına düşürüleni fikir sanarak kamuoyundaki beklentileri sorumsuzca yükseltenlerdir. Zaman her şeyi açığa çıkarmaya devam ediyor.

Günlüklere ne oldu?
Pompalanmış beklentiler olsun olmasın, iddianamede gerçekten eksikliği hissedilen konu ise, emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e atfedilen günlükleri işin dışında tutmasıdır. Bu iş giderek çetrefil bir hal alıyor. Örnek, günlük diye yayınlanan metnin kendisine ait olmadığını öne sürüyor. Yayınlayan gazeteci Alper Görmüş, kendisine ispat hakkı verilmesini istiyor. (Kendi ‘Günlük’ tanıklığımı 28 Haziran 2008 tarihli Radikal’de yazdım.)?Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Özden’in mutlaka mahkemece dinlenmesi gerektiğini söylüyor ve yargının kendisini dinlemek istemesi durumunda buna hayır demeyeceğinin işaretini veriyor. Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise ‘Günlükler’e dokunulmamasını eksiklik olarak görüyor, (subayların emeklilik öncesi dönemini ilgilendirdiği gerekçesiyle) askeri yargının duruma el atarak hem Özden, hem Örnek, hem de diğer ismi geçenleri dinlemesi gerektiğini söylüyor.
Ama ne hikmetse, ne sivil savcıların ne askeri savcıların münhasıran Günlükler soruşturması açtıkları açıklanmadı.

Yeni gelişme askeri cephede
Dün iddianamenin açıklanmasıyla birlikte, acaba Günlükler konusunun askeri yargı alanına alındığı için mi İstanbul Başsavcılığı tarafından soruşturma dışı tutulduğu sorulmaya başlandı. Ve anlaşıldı ki, 1 Temmuz’da emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’un gözaltına alınmalarına nezaret eden askeri savcı, “kendi soruşturmaları” çerçevesinde belgelerden bir kopyanın da kendilerine verilmesini talep etmiş.
Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın soruşturması Günlükler üzerine midir, yoksa Günlükler’i de içerecek şekilde, son zamanlarda Genelkurmay’dan bilgi ve belge sızmaları üzerine başlatılan geniş kapsamlı soruşturma çerçevesinde mi? Şu ana kadar eldeki bilgiler, bunun bir bilgi sızması soruşturması olduğunu gösteriyor. Belki askeri savcılık, Günlükler olayına da böylelikle dolaylı yoldan dokunmayı tercih ediyor.
Ama iş eninde sonunda, Kanadoğlu’nun vurguladığı üzere Günlükler denilen metnin içeriğinin de sorgulanmasına, yani darbe girişimlerinin, darbe için zemin hazırlama girişimlerinin sorgulanmasına da gelecek gibi görünüyor. Olaylar, asker kökenli zanlıların emeklilik sonrası faaliyetinin sivil, emeklilik öncesi faaliyetinin askeri yargıda görüleceği yönünde gelişiyor.

Bu haber 488 defa okundu.