Akşam'ını öve öve bitiremedi

15 Temmuz 2008 10:30 tsi
"Akşam’ın yayın politikasının haklılığı ve asaleti hakkında noterden tasdikli bir belge isteseydik ancak bu kadar olabilirdi" diyen yazar kimleri utanmaya çağırdı

Serdar Turgut'un baş yazısı

Kamuoyunda merakla beklenen Ergenekon iddianamesi dün ortaya çıkmaya başladı. Başladı diyoruz çünkü 2455 sayfalık bir iddianamenin bir günde bir basın toplantısıyla anlatılabilmesine imkan yok gayet tabii ki. Hakimlerin de işi zor çünkü iddianameyi incelemek için 15 günleri var. Sonra da dava süreci başlayacak. Türkiye bir dönemiyle, bir zihniyet ile hesaplaşmasını başlatacak.

Dün yapılan açıklamanın AKŞAM Gazetesi açısından önemli bir yanı daha vardı. Biliyorsunuz bizim bir süredir Ergenekon soruşturması konusundaki tavrımız şöyleydi: Biz dava açılıncaya kadar hatta iddianame bile ortada yokken bazı gazetelere yapılan haber sızdırmalar yoluyla kamuoyunun manipüle edilmesine ve kişilerin savunma dahi yapamadan kamuoyu vicdanında hüküm giymelerine karşıydık ve bu konuda sızdırılan haberleri de kabul etmeyeceğimizi deklare ettik ve de sözümüzün gereğini yerine getirdik. Tuhaf mekanizmalarla bize ulaştırılan haberleri yayınlamadık. Her taraftan gelebilecek her habere yönelik tavrımız buydu. Eğer muhabirlerimiz haberciliğin evrensel kurallarına uygun koşullarda kendi çalışmaları sonucunda habere ulaşırlarsa, bir tek bunları yayınladık. Bunun dışında kaynağı bile tam belli olmayan kendisini hakimlerin yerine koyan kişilerin sızdırdığı haberlere rağbet etmedik.

Haberde bazen geride kaldık görünürde. Ben bunu göze aldım çünkü bunun alternatifi mesleğimizin ilkelerini ayaklar altına almak ve vicdani rahatsızlık olacaktı. Biz kimsenin hayatı ile oynamayız.

Dün iddianame açıklanırken edilen şu laflara bakalım ilk önce:

‘Bu soruşturmanın başladığı tarihten itibaren yazılı ve görsel basında soruşturmaya ilişkin ve gizli olan belgelerin yayınlanması suretiyle, gizliliği ihlal edilerek birçok yorum yapılıyor. Kamuoyunu bilgilendirmek elbette basının görevi ancak yayın ve yorumların büyük bölümünün gerçek dışı olduğunu ifade etmek istiyorum. Soruşturma ve yargılamayla ilgili basın mensuplarımızın gereken hassasiyeti sürdürmesini rica ediyoruz.’

AKŞAM’ın yayın politikasının haklılığı ve asaleti hakkında noterden tasdikli bir belge isteseydik ancak bu kadar olabilirdi.

Bizim vicdanımız rahat, beynimiz özgür. Övünüyorum AKŞAM’la.

Umarım hassasiyetimiz ve gösterdiğimiz dikkat nedeniyle bizi Ergenekoncu diye suçlamaya çalışan (okuma yazmayı yeni söken çocukların bile güleceği bir çamur atma gayretiydi bu, nitekim gülündü de) kendi gazetelerinde kendilerine sokuşturulan her şeyi haber diye yayınlayan gazetelerdeki insanlar umarım dünkü açıklamadan sonra biraz utanmışlardır.

Utanacaklarını da sanmıyorum çünkü o duyguları olsaydı, o hataları da yapmazlardı.

Umarım AKŞAM’ın tavrından biraz ders alıp istenilen hassasiyeti yeni dönemde göstermeyi başarırlar.

Yazımı son zamanlarda çok farklı ortamlarda duyduğum bir değerlendirme ile bitireyim. İyi ki AKŞAM var. Bir tek biz kaldık (‘Siz kaldınız’).

Akşam

Bu haber 709 defa okundu.