İddianameyi Cumhuriyet nasıl gördü?

15 Temmuz 2008 09:32 tsi
Ergenekon İddianamesi dün açıklandı. İki zanlı İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay'ın bugün ne yazacakları ve Cumhuriyet'in 1. sayfası merak ediliyordu. İşte merak edilen yazılar ve Cumhuriyet'in 1.sayfası:

İŞTE İLHAN SELÇUK'UN YAZISI

Türkiye’de Sermaye

İslamcılaştırılıyor...

Gazeteci milleti, daha gözünü açmadan, neler oluyor, diyemeden gördü ki medya neredeyse İslamcıların eline geçti geçecek...

Büyük bir tasarımın (BOP) önemli bir bölümü bu...

Sermaye İslamcılaştırılıyor...

Hem de nasıl?..

*

Devlet İslamcıların eline geçti...

Belediyelerin çoğunluğu da İslamcılarda...

TMSF İslamcı iktidarın avucunda...

Bu ülkede iş hayatının turnikeleri, bilindiği gibi artık AKP iktidarının elindedir...

*

Bu yolda Türkiye medyasının ikinci büyük grubu Sabah’ın macerası çok çarpıcı...

TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar kapsamı içinde yerini alır...

TMSF, medyada ikinci büyük kuruluş olan Sabah-ATV sermayesini İslamcılaştırdı...

Fethullahçılar da üst üste kimi gazeteleri ve TV’leri satın aldılar...

Medya sermayesi yarı yarıya İslamcılaştırıldı...

*

AKP iktidarı Marksist öğretiyi bizim dönek solculardan daha iyi biliyor...

Marx en okkalı yapıtı ‘Kapital’i neden yazdı?..

Kapital’in Türkçesi sermaye...

Lafı güzafı bir yana bırakırsak Kapital kimin elindeyse iktidarı o belirler...

Kim akıl öğretmiş, nasıl ve nereden bellemişlerse, bizim AKP’liler -Feto dahil- biliyorlar ki bu ülkede sermaye sınıfı İslamcılaştırılmadan iktidarları sürekli olamaz...

AKP’nin siyaseti bu fikre dayalı...

Devleti, belediyeleri, dış ilişkilerini Türkiye’de sermayenin İslamcılaştırılması üzerine ayarlıyorlar...

Türban işin görüntüsü...

*

Ancak bu iş çok alengirli!..

Daha önceden, laik Türkiye döneminde kurumlaşmış bir sermaye patronu AKP’ye teslim olsa da dışlanıyor...

Sermayenin patronu ille de kendilerinden olacak...

Hangi tarikattansın?..

Hangi cemaattensin?..

Bir pabucu büyük diyecek ki:

- Bizdendir...

*

Evet, ülkede sermaye var hızıyla İslamcılaştırılıyor...

Katar Emiri bile Türkiye medyasına AKP marifetiyle dahil olduğuna göre, varın siz bu sürecin içeriğini ve hızını hesap edin!..

 

İŞTE MUSTAFA BALBAY'IN YAZISI

Büyükelçiler Ankara’da...

Son anda bir değişiklik olmazsa 103 ülkedeki büyükelçimiz bugün Ankara’da buluşuyor. Büyükelçiler 4 gün süreyle bir araya gelecek, düşünce alışverişinde bulunacak.

Işıklar içinde yatsın; İsmail Cem’den dinlemiştim, “Türkiye, diplomasi yoğunluğu bakımından dünyada 6. sırada” demişti. Bugün ne durumda bilmiyoruz ama, ilk 10’dan geriye düşmeyeceği kesin.

Balkanlar kan gölüne dönüyor; bir ucu Türkiye... Kan ve tarih bağımızın da olduğu uluslar, çözümün parçası olarak Türkiye’yi görüyor.

Kafkaslar karışıyor; mutlaka Türkiye’nin içinden de yankı buluyor. Nüfusumuzun onda biri Kafkas kökenli yurttaşlarımızdan oluşuyor.

Ortadoğu karışıyor; ayağımızın bağından dizimizin bağına kadar her şeyimiz etkileniyor.

Çemberi genişletmek de olası... Küresel güçlerin hiçbiri Türkiye’yi dışarıda bırakarak bölge oyunu kuramayacağını görüyor, biliyor. NATO’dan BOP’a küresel güvenlik planlarının da kesişme noktası ister istemez Türkiye...

Bu durum hem ciddi sorunları beraberinde getiriyor, hem fırsatları...

Ustalık, fırsatları öne çıkarmakta!

***

Elbette her konu masaya getirilir ama, büyükelçiler iki ana konuyu tartışacaklar:

Enerji ve su...

Her ikisi için şu tanımı kullanabiliriz:

21. yüzyılın harita çizim mürekkepleri.

Türkiye, enerji kaynaklarına sahip değil ama, kuzeyden güneye, doğudan batıya çok önemli bir geçiş yolu. Herkes kabul ediyor ki; enerjide kaynaklar kadar, pazarlara güvenli ulaşımı da önemli bir konu.

Su, ayrı bir durum...

Geleceğin gerilimleri, savaşları, sudan olacak. Zaten özellikle bölgemizin bugünkü ve yakın geçmişteki başlıca stratejik konusu da bu. Örneğin, İsrail’in 1967’de işgal ettiği toprakların başlıca özelliği şuydu:

Su kaynaklarına sahipti.

Pek çok ülke suyu “devlet güvenliği”nin bir unsuru olarak görüyor.

AB’nin, Türkiye’ye yönelik raporlar hazırlarken Dicle ve Fırat’a ayrı bir yer ayırması ve uluslararası yönetimden söz etmesi, bu konudaki planların daha ileri olduğunu ortaya koyuyor. Dicle ve Fırat’ın yanında Türkiye’nin sınır aşan 5 suyu daha var:

Çoruh, Aras, Kotur, Meriç, Asi.

Dünya henüz sınır aşan sular sorununa herkesin üzerinde birleşeceği bir çözüm üretebilmiş değil. Yeryüzünde sınır aşan 214 ırmak var. Bunlardan 69’u Amerika’da, 57’si Afrika’da, 48’i Avrupa’da, 40’ı Asya’da. Irmakların 155’i iki ülke sınırını aşıyor, 36’sı üç, 23’ü dört ve daha fazla...

Bu tablo içinde Türkiye’nin dünyadaki gelişmeleri yakından izlemesi ve atılan her adımın sonrasını hesap etmesi gerekiyor.

Küçük bir örnek:

Irak’ta Saddam döneminde su bakanlığı yoktu. ABD döneminde var!

***

Büyükelçilerin tartışacağı ana gündem hakkında genel hatlarıyla dikkatimizi çekenleri paylaştık.

Konu dışarıdan açılmışken şu noktayı da vurgulayalım:

Türkiye’nin yeni oluşan dünya dengeleri içinde kurulmakta olan uluslararası birlikteliklerde pek çok fırsatı var. İki örnek:

Orta Asya ülkeleriyle 1991’de başlayan sarılma, bazen darılmayla bazen kırılmayla karışık yarım işliyor. Şimdiye çoktan kimsenin ağabey olmadığı bir “Türk devletleri ligi” oluşabilirdi. Karadeniz Ekonomik İşbirliği, Karadeniz’in dalgalarına bırakılmış görünüyor.

Türkiye’nin ufku Avrupa ile Akdeniz’den ibaret değil!

 

İŞTE CUMHURİYET'İN BUGÜNKÜ BİRİNCİ SAYFASI

 

Bu haber 630 defa okundu.