En Sıcak Konular

Kaç AB var AB'de, AB'den içeru?

12 Temmuz 2008 21:41 tsi
Kaç AB var AB'de, AB'den içeru? Sarkozy’nin Akdeniz ülkelerini bir araya getirmeyi amaçlayan Akdeniz Birliği önerisi her ne kadar ilk hâliyle kabul edilmemiş olsa da, AB içinde karşı girişimlere neden oldu. Polonya liderliğinde, Avrupa’nın doğusunda kalan ülkeler için 'Doğu

Nicolas Sarkozy’nin Akdeniz’e kıyısı olan ülkeleri bir araya getirmeyi amaçlayan Akdeniz Birliği önerisi her ne kadar ilk hâliyle kabul edilmemiş olsa da, AB içinde karşı girişimlere neden oldu. Polonya liderliğinde, Avrupa’nın doğusunda kalan Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Ukrayna gibi ülkeleri içine alan “Doğu Ortaklığı” İsveç-Polonya tasarısı olarak sunuldu. Kısa süre sonra ise Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlanan genişleme stratejisi raporunda “Karadeniz için Birlik” çağrısı yapıldı.

Karadeniz’de tasarlanan, AB’nin Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere yönelik daha kapsamlı ve gelişmiş bir strateji oluşturması. Raporda; yeni “Birlik” içinde yer alan ülkelerin AB ile işbirliğini ve ilişkilerini geliştirme fırsatı bulacakları, AB’nin ise bölge güvenliğine katkıda bulunmaya yönelik bir şekilde mevcut çatışmalara barışçıl çözümler üretme imkanı bulacağı ileri sürülüyor. Rusya’nın girişime tam anlamıyla dahil olması da amaçlardan biri olarak gösteriliyor.

Bu girişimde, Doğu Ortaklığı’ndan farklı olarak Türkiye’nin de adı geçiyor. Raporda Karadeniz için Birlik; AB’nin, Karadeniz ülkelerinin ve Türkiye’nin “eşit” olarak yer alacakları bir Birlik şeklinde sunuluyor. Doğu Ortaklığı’nın tasarımcıları olan Polonya ve İsveç, Türkiye’nin AB üyeliğini en fazla savunan ülkeler. Genişleme yanlısı her iki üye, Doğu Ortaklığı’nın amacını belirlerken uzun vadedeki nihai hedefi, bu ülkelerin AB üyeliği olarak ortaya koyuyor. Ancak Karadeniz’deki girişim, komşuluk politikasının bir türü gibi görünüyor. Bir başka ifadeyle, AB’nin üyelik sözü veremeyeceği ve komşu olarak kalmasını istediği ülkelere yönelik geliştirilmiş bir strateji üretilmesi söz konusu. Türkiye’nin adının “komşular” arasında geçmesi ise dikkat çekici. Akdeniz Birliği projesi, AB çatısının altına alınıp mevcut Barselona Süreci’nin canlandırılması şeklinde sulandırılarak kabul edilince Sarkozy’nin, bu girişimi Türkiye’ye AB’nin alternatifi olarak sunma planı ortadan kalkmıştı. Ancak Karadeniz için Birlik çağrısının AB üyeliğinden vazgeçilmesi karşısında Türkiye’ye rüşvet olarak sunulması söz konusu olabilir.

AB içinde şimdilik üç tane olan bu farklı gruplaşmaların üst üste binmeden, dışarıda kalan diğer AB üyeleriyle çatışma yaşanmadan yürütülmesi çok zor görünüyor. Bugün, AB içindeki bir ya da birkaç ülkenin bir araya gelerek kendi komşuları ve “stratejik bölgesi” ile ilgili ortaklıklara gittiği görülüyor. Birlik içinde birliklerin kurulması, zaten zayıflama sürecinde olan, halkların kabul etmekte ve anlamakta zorlandığı bir süreç haline gelen ve daha da önemlisi zorlamaya ve baskıya yönelme eğiliminde olan AB’yi, kurulma ve gelişme dönemlerinde sahip olduğu var olma nedenini de kaybettiğinden belki de sona yaklaştırıyor.

Birlik içinde birliklerin oluşumu, globalleşme karşısında yerelleşme hareketlerinin güçlenmesini anımsatıyor. AB’nin gerçekleştirdiği siyasi entegrasyon veya derinleşme çabasını bir tür “dikey globalleşme süreci” olarak değerlendirmek mümkün. AB içindeki, özellikle siyasi entegrasyon karşıtı ve çoğu aşırı sağ olan hareketlerin söylemlerinde “Avrupalılaşma” (Europeanisation) endişesinden bahsedilir. Bu da aslında “Avrupa globalleşmesi” veya “kıtasal globalleşme” olarak tanımlanabilir.

Globalleşme ve yerelleşme süreçleri bilindiği gibi iç içe geçmiş durumdadır. Bazılarına göre bu iki olgu birbirine rakip ve tezat süreçlerdir; çünkü yerelleşme globalleşmeye direniş biçimidir. Bu görüşün aksini iddia edenlere göre ise yerelleşme, globalleşmenin göstergesidir. Benzer bir düşünce de, yerelleşmenin globalleşme sürecine uyum sağlama çabası olduğunu ileri sürer. 

Lizbon Antlaşması’nın İrlanda tarafından halkoylamasında reddedilmesinden sonra çift vitesli entegrasyon modeli daha fazla tartışılmaya başladı. Bu modelde, belli bir alanda entegrasyona gitmek istendiği zaman, bu işbirliği içinde yer almak istemeyen ülkeler uygun gördüklerinde katılmak üzere dışarıda kalmayı tercih edebiliyorlar. Bugün bazı ülkelerin avro, Schengen, savunma, adalet ve içişleri  alanlarında dışarıda kaldıkları gibi. Böyle bir gelişme, her ne kadar AB’yi zaman zaman tıkanmaktan ve krizlerden kurtaracak bir çözüm olsa da, Avrupa’nın “birliğinden” bahsedilemez hale gelme tehlikesi de bulunuyor.

Gerek çift vitesli entegrasyon modelinin neden olacağı farklı katmanlar, gerekse Birlik içinde Birlikler AB’nin zayıfladığının göstergeleri olabilir. AB’nin global güç olmaya mı çalıştığı yoksa kendi içinde ciddi bir bölünme mi yaşadığı pek belli olmasa da, AB’nin ihtiyacı olan unsurun, bu ülkeleri yeniden “birlik” olmaya yönlendirecek bir itici güç, bir neden, hatta belki de bir korku olması gerektiğini söylemek mümkün.

Dr. Deniz Altınbaş-asam



Bu haber 736 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,664 µs