En Sıcak Konular

Şener'in siyasi misyonu ne?

12 Temmuz 2008 14:22 tsi
Şener'in siyasi misyonu ne? AK Parti'ye kapatılma davası açılmış durumda. Aynı zamanda Ergenekon örgütüne dair soruşturma devam ediyor. Peki bu zamanda AK Parti kurucularından MKYK üyesi Abdüllatif Şener'in partiden istifa edip yeni bir siyasi hareket başlamasını nasıl okumalı? Mu

Murat Aksoy/Yeni Şafak

Türkiye olağanüstü günler yaşıyor. Bir tarafta bir yıldan fazla bir zamandır yürütülen bir soruşturma, diğer tarafta AK Parti'ye açılmış bir kapatma davası. Kaçınılmaz olarak bu ikisi arasında bir bağ kuruluyor. Hatta medyadaki deyimle bu iki olay arasındaki ilişki “rövanşizm”.

Oysa bu iki gelişme arasında rövanş ilişkisi kurmak son derece anlamsız. Ergenekon soruşturması ile başlayan süreç, hukuk dışı yollarla AK Parti hükümetine karşı teşekkül ettiği düşünülen bir örgütün ortaya çıkarılarak cezalandırılması iken; kapatma davası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AK Parti'nin “laikliğe aykırı eylemlerin odağı” gerekçesi ile kapatılması girişimidir. Eğer tarihsellik bağlamında bir diyalektik ilişki kurulacaksa burada söylenebilecek olan AK Parti'ye yönelik kapatma davasının, sürdürülen Ergenekon soruşturmasının rövanşı olabilir ancak.

Çünkü artık biliyoruz ki, AK Parti kurulduğundan itibaren -hatta 28 Şubat'tan bu yana- izleniyor ve 2002'de tek başına iktidar olmasından sonra onu siyaset dışı yollarla devirmek için “darbe girişimi”ne başlanıyor. Ancak gerek “Sarıkız”, gerekse de “Ayışığı” girişimleri başarısız oluyor. Her ne kadar bu darbe girişimleri ordunun komuta kademesi içinde görünse de, bu projenin ordu dışında da destekçilerinin olduğunu biliyoruz. Nitekim ordu içinde darbe girişiminde bulunanların emekli olduktan sonra bu işi sivil hayatta da devam ettirdikleri ve bunun için örgütlendikleri artık sır değil. 2007 yılı içinde Ümraniye'de, Eskişehir'de bulunan cephane evler, daha önce Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay Baskını'nın aynı yapının parçaları olduğu açık.

AK PARTİ'DEN RAHATSIZLAR

Bu tablo bize şunu söylüyor: Birileri AK Parti'den rahatsız ve bunun için siyaset dışı yollarla -kaos yaratarak, orduyu darbeye kışkırtarak- yönetime el koymak ve toplumu/siyaseti yeniden dizayn etmek istiyorlar. Ergenekon soruşturması da bu hukuk dışı yapının ortaya çıkarılması için yürütülen bir soruşturma. İki bin beş yüz sayfayı bulan iddianameden anlıyoruz ki karşımıza çıkacak tablo gerçekten çok sarsıcı olacak.

Buna karşın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AK Parti hakkında açtığı dava evet artık hukukun konusudur ancak soyut bir gözle bakıldığında Başsavcı'nın gerek iddianamesinde gerekse sözlü savunmasında hukukun otoriter zihniyet içinden yorumlandığı bir tablo ile karşılaşıyoruz. Savcının özellikle başörtüsü kullanan kadınlarla ilgili yapmış olduğu kategorik tanım bir tür “ikincil vatandaşlık” tanımından başka bir şey değildir. Bu dava hakkında Ergenekon bağlamında söylenecek söz, Ergenekon'un siyaset dışı yollarla yapmak istediğini, yani AK Parti'den kurtulmayı, kapatma davası “hukuk” adı altında yapmaktadır. Üstelik zaman dizgesi içinde bakıldığında Ergenekon soruşturmasının, kapatma davasının rövanşı değil, tersine kapatma davasının Ergenekon soruşturmasının rövanşı olduğunu söylemek daha kolay gözükmektedir.

Tabi burada önemli olan sivil siyasete yönelik bu daraltma girişimlerine karşı sivil siyasetin, bu alan içindeki aktörlerin nasıl tepki verdiği... Çünkü bu aktörlerin vereceği tepkiler sivil siyasetin alanın genişletilmesi açısından önem taşımaktadır.

Burada sivil siyaset, normatif olarak toplumsal taleplerin karar süreçleriyle kesişerek kamusal alanda kendini ifade edebilmesidir. Ancak bu normatif tanımın şimdiye kadar hayat bulduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değil. Çünkü tanımlanan sivil siyaset ancak belirli bir kimliği sahiplenenlerin girebildikleri, bu kimliğin dışındakilerin (Kürt ve dindar) giremedikleri bir alan...

Kabul etmek gerekiyor ki, bu genişleme kendiliğinden rıza ile olan bir durum değil. Bu alanı tanımlayan ideolojik bakış, hegemonyasını sürdürmek için her yolu deniyor. Önce Darbe Günlükleri ile karşımıza çıkan ardından Ergenekon soruşturmasında bulunan kimi belge ve bulgular bunu açık biçimde ortaya koymaktadır. Yazının başında ifade ettiğim iki olay arasında bir bağ bu aşamada ortaya çıkıyor ki, o da AK Parti'nin kapatılma davası, öncül davalardan farklı gerekçelerle yapılmıyor. AK Parti'nin siyasi hayatımızdaki önemi de sivil siyaset alanının doğrudan genişlemesidir. Bu açıdan sivil siyasetin alanını dar biçimde tanımlayan bürokratik elit, bu alanı genişletecek her girişime karşı...

ŞENER'İN SİYASİ ROLÜ NE?

Peki var olan bu tablo içinde siyasetin aktörlerine baktığımızda ne görüyoruz? Var olan siyasi tablo içinde devletin ideolojik zihniyetini laiklik adına sahiplenen bir CHP, milliyetçilik adına sahiplenen MHP ile devletle yüzeyde bir ideolojik tartışma yaşayan bir AK Parti görüyoruz. Bu tablo içinde DTP kendi iç siyasi tartışması içinde kendi dışındaki siyasi alana yeterince müdahale etme şansına ne yazık ki sahip değil.

Türkiye'deki siyaset yelpazesi bize siyasetin merkezinde ya da sağında değil, solunda bir boşluk olduğunu söylüyor. Yani siyasal meşruiyetini toplumda/bireyde arayan, yerel değerleri evrensel ilkelerle uyumlulaştıran bir siyasal hareket Türkiye'nin en önemli ihtiyacıdır. Ve son aylarda yaşadığımız pratik siyasi gelişmeler de bu ihtiyacı göstermektedir.

Bütün bunlara rağmen ilginç bir figür siyaset sahnesine çıkarak siyasette boşluk olduğunu iddia etti: Abdüllatif Şener. Kimdir Şener? AK Parti'nin kurucularından, bir önceki hükümette Başbakan yardımcılığı ve Bakanlık yapmış hala partinin MKYK üyesi görevini sürdüren bir siyasi figür. Şener 22 Temmuz seçimlerinde kendi isteği ile milletvekili olmamış, siyasetin dışında durmayı tercih etmiştir. Ancak bu dışarıda kalma hali onu fazlasıyla sıkmış olacak ki yeniden siyasete dönüş sinyali verdi. Oysa kendisi farkında değil belki ama siyasetin içinde ve hala AK Parti'nin en etkili isimlerinden birisi. Eğer rahatsız olduğu konular varsa pekala bunları partinin yetkili kurullarında ifade ederek siyasetini gerçekleştirebilir. Ancak geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki, AK parti artık kendisine dar geliyor. Açıklamasında; “Türkiye'ye uygun yeni siyasi partiye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunun için talebe bağlı olarak üzerime düşeni yapacağım” diyor.

Peki bir anlamı var mı Abdüllatif Şener'in? Siyaseten nerede duruyor? Bir önceki hükümet döneminde Bakan iken birkaç ihaleye yapmış olduğu muhalefete mi güveniyor? O muhalif tavrının toplumda hatırlanacağını mı düşünerek siyasete dönmeyi düşünüyor? Sanmıyorum... Şener eğer siyasete dönecekse bu “bir proje” kapsamında olacaktır. Ve bu proje, bizatihi AK Parti'ye karşı olan, sivil siyaset alanını daraltan ideolojik çizginin taşıyıcısı olacaktır. Bu proje içinde Abdüllatif Şener'e düşen sadece vitrin rolüdür ancak geleceği olmayan bir roldür. Ancak biz kendisinin bu role gönüllü olduğunu görüyoruz.

Evet siyasette boşluk ve ihtiyaç varsa bu siyasetin merkezinde ya da sağında bir boşluk değildir. Bu boşluk, evrensel anlamda sol olan bir boşluktur. Bu boşluğu dolduracak olan parti, laik kesimden, İslami kesimden, Kürtlerden, Alevilerden ve toplumun tüm farklı kesimlerinin vicdanlı insanlarının işbirliği ile kurulacaktır.

Türkiye gerçekten ilginç bir ülke... Evet, gerçekten Şener'in ifadesi ile olağanüstü günler yaşıyoruz. Yaşadığımız bu olağan dışılık aslında bir toplumun hastalıktan kurtulma isteği. Kendisine vurulmuş Ergenekon aşısı, bu toplumu iyileştirecek aşılardan birisi. Ve eğer hukuk bu aşıyı yenecek bir antikor üretebilirse, toplum daha sağlıklı olacak...



Bu haber 450 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,843 µs