En Sıcak Konular

Eksenim, eksensin, eksenler!

11 Temmuz 2008 13:05 tsi
Eksenim, eksensin, eksenler! Başbakan’ın 1 günlük Irak ziyaretinden çıkan sonuçlar, iki ülkenin Ortadoğu’dan Avrupa’ya muazzam genişlikte bir kart açtığını işaret ediyor. Bu kart aynı zamanda ABD’nin de kozu. Peki kozun muhatapları ne der?

Tabi bu cümleden “iki ülke yakınlaşmamalı” manası asla çıkarılmamalı. Kasıt bu değil. Kasıt, bu yeni sürecin yarattığı stratejik dalgalanmaların küresel etkileri için. Bundan çok fazla ülke ve bölge rahatsız  olacak. Bu kesin.

Yaklaşık 18 yıl sonra bir Türk Başbakanı’nın Irak’ı, Bağdat’ı, 12 kilometrekarelik “Yeşil Bölge”yi ziyaret etmesi, burada, koskoca dünyada daha önce sadece bir örneği bulunan (Almanya-Fransa) bir anlaşma imzalaması elbette herkesin dikkatini çekmesi gereken bir adım.
.
Bir günlük yoğun görüşmede yaşanan diplomatik ve bürokratik safahat bir kenara bırakıldığında, imzalanan "Yüksek Düzeyli Türkiye-Irak Stratejik İşbirliği Konseyi Belgesi” çok daha fazla anlam içeriyor.

Öneminin büyüklüğünün Bağdat yönetimi de farkında. Başbakan Barham Salih, yakınlaşmanın "tüm Ortadoğu'nun çehresini değiştirecek nitelikte" olduğunu söylüyor.

Bu bile yeterli ama yine Salih’in ağzından ziyarete katılan Türk gazetecilere zikredilen  "Türkiye-Irak ekseni" ifadesi de aynı derecede önemli.

Kendi başına “eksen” kelimesi bile “stratejik” güç barındırıyor. Bu içerik, kısa tanımlamasıyla “Körfez-Avrupa bağlantısı” olarak okunmalı.

Böyle okunduğu andan itibaren de bu eksenin muhalifi olan ülkeler de netleşebilir. Körfez petrol/enerji demek. Avrupa ise alıcı. Eksen iki enerjinin gideceği yolu da tarif ediyor. Bu yolun güvenliği söz konusu olduğundan tabloya ABD’de ekleniyor.

Bu üçlü mimariden en rahatsız olacak ülkeler listesinde ise Rusya ve İran geliyor. Bu “yol”, Rusya’nın Avrupa ile olan enerji, ve bağlı olarak politik avantajlarının by-pass edilmesi demek.

Keza Körfez Bölgesi enerjilerinin “eksen”e bağlanması, sadece “komşuluk” ilişkisi açısından Tahran’ı da taraf kılıyor. Muhalif bir taraf.


Yaklaşık 20 yıllık dostuma, "Bu gelişme, bir Ortadoğu Ortak Pazarı'nın başlangıç noktası olacak" demesi üzerine, "Bunu, 1950'lerdeki Almanya-Fransa beraberliğine benzetebilir miyiz" sorusunu yönelttiğimde, "Tam anlamıyla öyle" karşılığını veriyor.

Konu enerji/petrol olduğunda başkası da düşünülemez. Çünkü herkes biliyor ki, Irak aslında petrol demek ve bu deyiş “50 Trilyon dolara” isabet ediyor.

Kısaca, müstakbel eksenin Avrupa ve ABD korumasında olduğunu söylemek iddialı sayılmaz. Türkiye’nin “küresel enerji vanası” olma projesi de bu paralleliğe hayli denk düşüyor.

Zira, enerji ekseni büyük olasılık, Nabucco’ya bağlanacak. Bu da Rusya’yı karşı boynu bükük kalan Avrupa’yı Rus tekelinden koruyacak. Bu nedenle Washington ve Avrupa’nın eksen hamiliği eşyanın tabiatına uygun!

İran konusuna gelince. Tahran’a yönelik tehditdkar bakışların bu günlerde iyice keskinleşmesinin, eksenin inşası ile ilgisi ne olabilir? Körfez söz konusu olduğunda, ABD için İran “hep” risk demek.

Eksen, Körfez üzerinden petrol ve doğalgaz çıkışını da yedekliyor. Akdeniz ve Türkiye üzerinden yeni bir yol açıyor. Bu da ABD’yi rahatlatan gelişmelerden birisi.

Bir başka kritik konu, ekseni ana ülkelerinden biri olan Türkiye’de siyasi huzurun stabilizasyonu. Bağdat için bunun önemi, hem Irak yöneticilerinden hem de Irak’ın Kuzeyi’ndeki isimlerden gelen açıklamalarla gösteriliyor.

Ziyarete katılanlardan Cengiz Çandar’ın aktardığına göre, Irak yöneticileri Türkiye’deki gelişmelerden kaygı duyuyorlar. “Neden” kaygı duyduklarının açıklaması, “Irak'ta bir dizi köktendinci grup var. Biz Türkiye'deki örneğe dikkat çekerek, İslam ve demokrasinin bir arada işleyebileceğini söylüyoruz. Türkiye'de bu yol tıkanırsa, bizde ve tüm Ortadoğu'daki köktendincilere terörizmden başka yol kalmadığı kanıtlanmış olacak."

Bununla birlikte Iraklı yöneticilerin kaygılarını, ülkelerindeki köktenci hareketlerin ıslahı için bir “model” olarak Türkiye’yi göstermeleri ile sınırlamak eksik kalabilir.

Türk gazetecilerin aktardıklarına göre kaygı AKP’nin kapatılması ile de ilgili görünüyor. Yani Bağdat yönetimi AKP’nin kapatılması ihtimaline kaygıyla yaklaşıyor.

Bölgede benzer görüşte olan başkaları da var. “Eksen”, coğrafi olarak her iki ülkedeki Kürtleri de kapsıyor ve Barzani’nin AKP’nin kapatılmasını istemediği yönünde verdiği beyanatı hatırlatıyor.

Görünen o ki, Ankara-Bağdat anlaşması jeopolitik ve stratejik vektörleri fazlasıyla içeriyor.



Bu haber 1,631 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    14,927 µs