Ahmet Altan'a gür sesli bir cevap | " /> Ahmet Altan'a gür sesli bir cevap | "/>

En Sıcak Konular

Ahmet Altan'a gür sesli bir cevap

10 Temmuz 2008 17:10 tsi
Ahmet Altan'a gür sesli bir cevap Dünkü menfur saldırının faillerinin arkalarındaki asıl saikin din olduğunu söylemiş Ahmet Altan bugünkü yazısında. Gerçek dindarları da bu duruma gür bir sesle tepki vermeye davet etmiş. Salim Öğüt de gür bir sesle cevap veriyor ama Altan’ın bekledi

GÜR BİR SESLE CEVAP VERİYORUM

Sayın Ahmet Altan, dürüstlüğü dolayısıyla değer verdiğim bir yazardır. Bu yüzden yazılarını ilgi ile okur ve değerlendiririm.
Bu son yazısını ise daha büyük bir dikkat ve merakla okudum; çünkü yazının başlığı benim açımdan daha çok dikkat çekiciydi.
Şimdi Sayın Altan’ın teklifine ve davetine icabet ediyorum ve gücümün yettiği ölçüde söz konusu yazıdaki bazı noktaları mercek altına almak istiyorum.
Öncelikle şu hususu arz etmeyi bir görev biliyor ve başta Sayın Altan olmak üzere, bu ülkede yaşayan bütün aydınlara seslenmek istiyorum:
Niçin bazı çetrefilli konuların çözümü sadece bazı insanların üzerine yıkılır ki?
Sakın ha “mesleki sebeplerden” demeyiniz.
Bu ülkede yaşayan her aydının –ki burada aydın kelimesini tam olarak felsefi manada kullanıyorum- bu ülkenin temel değerleri hakkında temel bilgilere sahip olması gerekmez mi?
Dolayısıyla mesleği icabı kendisine uzak konularda da bile yorum yapmak zorunda kalan –Sayın Altan’ın teröristlerin silahlarıyla ilgili yaklaşımında olduğu gibi- bir aydın, kendisine daha yakın olan böyle bir konuya niçin bu kadar bigane kalır ve neden meseleyi tamamen başkalarına ihale eder?
Bu durum kabul edilemez.
Ortada bir problem olduğu gerçek ama, bu problem yalnızca dindarların problemi değildir. Bu ülkede yaşayan sorumluluk sahibi herkesin problemidir.
Bu girişten sonra Sayın Altan’ın: “Bu dört kişi “Müslümanlık” adına cinayet işlediler” yargısını ele alalım.
Yukarıda bu eylemin neden bu tarihte ve bu acemice tavırlar içinde işlendiğini sorup da yeterli cevapları bulamadığını itiraf eden Sayın Altan ne yazık ki bu meseleyi böylesine bir netlik için de halledivermiş.
Evet, O’na göre Bu dört kişi “Müslümanlık” adına cinayet işlediler.” Yani bu kesin. Bunun dışındaki bütün ihtimaller saf dışı. Bununla da yetinmeyen Altan devam ediyor ve diyor ki: “onları oraya gönderenlerin amacı ne olursa olsun, o dört kişi oraya “din” adına gittiler.”
Nereden biliyorsunuz Sayın Altan. Kalplerini yarıp da baktınız mı?
Dilleriyle böyle söyleseler bile buna inanmanın imkânsız hale geldiği bir dönemde, bu konuları bu kadar kolaycı bir yoldan halledivermek ahlaki mi?
Danıştay saldırganının cebinden çıkan Vakit gazetesinden dolayı gerçekten o saldırganın Vakit okuru olduğunu ve işlediği cinayeti Vakit yazarlarının talimatıyla işlediğini düşünenlerden misiniz?
Dünkü Hrant Dink duruşmasında zanlılardan biri Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’na ve Alperenler Teşkilatı’na selamlar, sevgiler ve övgüler gönderiyordu.
 Bir yazar olarak siz bu selamların ve övgü dolu sözlerin saf saf ve iyi niyetle söylenmiş ifadeler olduğunu söyleyebilir misiniz?
Dikkat buyurunuz. Ağızlarıyla böyle beyanlarda bulunsalar bile, kendilerine güvenilemeyeceğini söylüyorum.
Ayrıca bu ülkede yaşayan bir aydın olarak hukukçuların hukuk adına, demokratların demokrasi adına, siyasetçilerin siyaset adına, gazetecilerin gazetecilik mesleği adına nasıl militanlaşabildiklerini, nasıl hukuki, demokratik, politik ve medyatik anlamda cinayet sayılabilecek beyanlarda ve tasarruflarda bulunabildiklerini, hatta kendileri kadar militan olmayanları da suçlamaya yöneldiklerini her gün yaşamakta ve müşahede etmektesiniz.
Ama buna rağmen bu birkaç militan yüzünden ne hukuktan ve demokrasiden vazgeçmek, ne de politikayı veya medyayı yok saymak gibi bir düşünceye kapıldınız.
Ayrıca ne de hukuku, demokrasiyi, politikayı ve medyayı, onların mahiyetine ve karakterine aykırı düşen bu söz ve tasarruflarla özdeşleştirmeyi düşündünüz.
En azından ben öyle sanıyorum.
Peki Acaba hangi saikle ve hangi sebeple dört tane militanın işlediği cinayet yüzünden müslümanlığı bu militanların cinayetleriyle özdeş kılma eğilimine girdiniz.
Gerçekten bu değerlere bu kadar mı uzak kaldınız?
Yani bu tür teröristlerin hangi tür silahları kullanmaları gerektiği konusunda bilgi sahibi olduğunuz kadar, İslam dininin temel karakteri konusunda bilgi sahibi değil misiniz?
Değilseniz, olmanız gerekmez mi?
Eğer böyleyse, en azından bu konudaki cümleleri biraz daha yumuşatabilirdiniz. Yani hüküm verir gibi yapmaktan çok, bilmediğinizi öğrenmek maksadıyla sorar gibi yapabilirdiniz.
Asıl problem ne biliyor musunuz Sayın Altan:
Din ile ilgili alanlarda bu ülkenin aydınlarının çoğu için şöyle bir hastalık söz konusu:
Tepeden bakma ve mütekebbir bir eda ile sorgulama!
Çünkü aldıkları eğitim gereği, zihin dünyaları, din denen olgununun korku ve ümide dayalı bir hurafe kumkuması olduğu düşüncesine kilitlenmiş. Yani din, olumlu anlamda ciddiye alınması gereken bir konu değil.
Ancak bir olumsuzluk söz konusu olduğunda ciddi ciddi sorgulanmalı ve günah keçisi ilan edilmeli.
Sayın Altan!
Benim İnandığım dinin temel özelliği Rahmet ve merhamet merkezli olmasıdır.
Yüce Allah’ın (cc) sayısız ismi varken, Besmele’de Rahmân ve Rahîm isimlerinin yanyana gelmesi ne tesadüftür ne de sıradan bir konudur.
Besmele “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” anlamına gelir.
“Kahhâr ve Cebbâr olan Allah’ın adıyla” da olabilirdi.
Ama, Rahmeti gazabını bastırmış olan Yüce Allah (cc) birinciyi münasip görmüş.
Ne müslümanlık ne de başka bir din cinayeti onaylamaz.
Bu yüzden şahsen ben, ne Amerika’nın Irak’ta yaptığı zulümleri ve sebep olduğu vahşeti Hz. İsa’nın (a.s.) getirdiği din ile, ne de İsrail’in Filistin halkına yönelik vahşet ve cinayetlerini Hz. Musa’nın (a.s) getirdiği din ile açıklamam ve açıklanmasını da doğru bulmam.
Ne yazık ki, bâtıl da olsa güçlü bir biçimde tekrar edilen ahlak dışı bir propaganda yüzünden en akıllı ve en sağduyulu insanlarımız bile, her konuda ve her kesime karşı kullandıkları feraset ve sağ duylarını, İslam dini ve müslümanlar söz konusu olduğunda kaybedebilmektedirler.
Asıl soru budur.
Bu neden böyle olmaktadır?
 
www.iyibilgi.com Salim Öğüt

***

Ahmet Altan'ın bugünkü yazısının konuyla ilgili bölümü:

Ahmet Altan/Taraf

Ama bizim cevap bekleyen daha büyük bir sorumuz ve sorunumuz var.

Bu dört kişi “Müslümanlık” adına cinayet işlediler, onları oraya gönderenlerin amacı ne olursa olsun, o dört kişi oraya “din” adına gittiler.

Peki, Müslümanlık böyle bir şey mi?

Din bu mu?

İnsanları öldürmek mi?

Cinayet işlemek büyük bir günahken, cinayeti işleyenler Müslüman olunca, bu günah “sevaba” mı dönüşüyor?

Eğer biz bu ülkede hep birlikte demokrat ve özgür bir sistem kuracaksak, dindarlarımızın bu sorulara gür bir sesle cevap vermesi gerekiyor bence.

Ben bu ülkede demokrasiye doğru giden yolda “dindarlara” büyük görevler düştüğüne inanıyorum.

Bize gerçek demokrasiyi getirecek olan en önemli güçlerden biri dindarların içtenliği, masumiyeti ve merhameti.

Bu içtenliği, masumiyeti ve merhameti dile getirmek de, benim gibilere değil, gerçek dindarlara düşüyor kaçınılmaz olarak.



Bu haber 2,187 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,271 µs