Hilmi Özkök ne demeliydi ki?

10 Temmuz 2008 14:26 tsi
"Hilmi Paşa, kesin bir dille yoktur demediğine göre, “Vardır ama bana söyletmeyin!” mesajını veriyor. Mahkeme aşamasında tanıklık yapabileceğini ima ediyor. O arada, “Suç ve Ceza” romanından söz ederek, suç varsa cezayı çekmenin i

Derya Sazak/Milliyet

Ne demeliydi?

Özkök Paşa, 2003-2004 yıllarında Genelkurmay Başkanlığı dönemini ilgilendiren “darbe girişimi”yle ilgili tartışmalar üzerine Ankara Temsilcimiz Fikret Bila’nın sorularını yanıtlamış:

“Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla ilgili olarak, ne vardır, ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle, ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyeceğim budur.”
Ergenekon soruşturmasının “darbe günlükleri”ne uzanması ve iki emekli orgeneral Şener Eruygur ile Hurşit Tolon’un tutuklanarak Metris’ten Kocaeli F Tipi Cezaevi’ne gönderilmesi üzerine dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ün -eğer bu olaylar yaşanmadıysa- çıkıp net olarak, “Bunlar doğru değil” demesi gerekmez miydi?
Hilmi Paşa, kesin bir dille yoktur demediğine göre, “Vardır ama bana söyletmeyin!” mesajını veriyor. Mahkeme aşamasında tanıklık yapabileceğini ima ediyor. O arada, “Suç ve Ceza” romanından söz ederek, suç varsa cezayı çekmenin insanı rahatlatacağını söylüyor.
Eski Genelkurmay Başkanı, emekli paşalara yönelik gözaltı dalgası sonrası, “resmi bir aktör”ün devreye girmesini önermişti. Özkök, Çankaya’dan davet almış, bugün Cumhurbaşkanı Gül ile görüşecek.
Taraf’ta dün Neşe Düzel’e Hrant Dink suikastıyla ilgili olarak konuşan gazeteci Ali Bayramoğlu, Özkök döneminde atılan “Genç subaylar rahatsız” manşetlerinin Genelkurmay koridorlarında nasıl yankılandığını anlatıyordu:
“Ordunun içinde önemli bir grup darbe yapmak için toplumun önde gelen kesimleriyle temaslar kuruyor. Ankara Gölbaşı’nda kimi gazetecilerle de görüşülüyor. Aydın Doğan da davet ediliyor ancak bu işi akılcı bulmadığı için demokrasi dışına taşan niyetler konusunda askerlere yardım etmeye yanaşmıyor.”
Darbenin zeminin oluşmamasında Özkök’ün ikna edilemeyişi kadar Türkiye’nin AB süreci, Doğan grubunun aldığı darbe karşıtı tutum da büyük rol oynuyor.
Bayramoğlu’nun Taraf’ta Hürriyet Genel Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün anlattıklarına dayanarak yazdığı, “Eğer o dönemde askerlere destek verilse, Türkiye’de AB süreci dahil her şey terse dönebilirdi” saptamasını, 28 Şubat’ta Milliyet’te Genel Yayın Yönetmenliği yaptığım dönemin anıları ve geçen yıl Türkiye Çankaya krizine sürüklenirken “e-muhtıra”ya rağmen demokrasiyi sahiplenme ve seçimden başka yol görmeyen politikalar çerçevesinde de gerçekçi ve övgüye değer buluyoruz.
Keşke siyasi iktidarlar da demokrasinin rayından çıkarılmaya çalışıldığı dönemlerde muhalif saydıkları medya kadar sorumlu davranabilseler.
Türkiye sıkıntılı dönemden geçiyor. Dün de İstanbul’da ABD Başkonsolosluğu önündeki çatışmada “İBDA -C” üyesi olduklarından kuşku duyulan saldırganların ateşi sonucu 3 güvenlik görevlisi yaşamlarını yitirdiler.
Sıradan bir günü yaşamaya hasret kaldık! 

Bu haber 347 defa okundu.