Batman'daki çocuklar neden İNTİHAR ediyor?

7 Temmuz 2008 18:48 tsi
Bu yılın ilk altı ayında Batman'da yedisi kadın 11 kişinin intihar etmesi, beraberinde pek çok soruyu gündeme getirdi. Bu konuda pek çok şey söylendi ama bir nokta sürekli olarak ıskalandı. iyibilgi analiz

Durkheim’den beri biliyoruz ki intihar eylemi ferdi bir tercih olmaktan ziyade toplumsal bir dünyanın neticesidir. 

Toplumsal ilişkilerde, yapılarda ve normlarda meydana gelen değişimler intihar oranlarını doğrudan etkilemektedir.

Dolayısıyla Batman’daki intihar oranlarının artmasını psikolojik değil sosyolojik bir perspektifte tahlil etmek zorundayız.

Doğrudur; bu mesele aslında bir doktora konusu olabilecek kadar çetrefillidir. Fakat bendeniz yine de bu hususta girizgâh mahiyetinde bazı fikirler serdetme yönünde cesaret sahibiyim. Zira şu ana kadar mezkûr konuda yapılan sosyoloji çalışmalarında birazdan işaret edeceğim noktanın ısrarlı bir biçimde eksik bırakıldığını düşünüyorum.

Evvela bu konuyu gündeme getiren Taraf gazetesinde geçen, Batman’da peş peşe yaşanan intiharların temel nedeni ‘ekonomik ve sosyal güçlükler olarak açıklansa da, bu gerekçe sorunu açıklamaya yeterli olmuyor’ tespitinin son derece haklı bir tespit olduğunu ifade edelim.

Çünkü mevzubahis ekonomik ve sosyal güçlükler yıllardır Batman’da mevcuttur ama intihar oranları son zamanlarda artmaktadır.

Bu sebeple, Batman’da son yıllarda nelerin değiştiğini düşünmemiz gerekiyor. 

Peki, nedir bu insanları intihar ettiren değişim?

En başta kişilerin dini normlarla olan ilişkilerinin esnemesidir...

Durkheim da yaptığı çalışmada bu noktanın üzerinde durmuştu: intiharın en ağır suçlardan sayan Katolikler’deki intihar oranları Protestanlardan daha düşük çıkmıştı...

Kişinin intihar edebilmesi için intiharı hayal edebilecek bir muhayyilesinin olması gerekir. Böyle bir muhayyilenin var olması için de kişileri intihardan kati surette nehyeden normların/kuralların söylem, pratik ve kurum itibariyle yürürlükte olması gerekir.

Hepimiz biliyoruz ki İslam dininde Katolik inancından bile daha kuvvetli bir biçimde intihar yasaklanmıştır.  İslam, intihar etmekten men eden normların yüzyıllar boyunca esas kurucu unsuru olmuştur.

Kaldı ki intihardan men edebilecek tek toplumsal kurumun da din olduğunu söylemeye gerek yok herhalde.

Durkheim’ı araştırmaya iten de zaten Fransız İhtilali sonrasında gerçekleşen sekülarizmin yarattığı düzensizlik ya da Durkheim'ın ifadesiyle anomie idi. Modern toplumda, din ortadan kalktığı noktada dinle mümkün olan normların yerine yeni seküler normlar ikame edilememiş ve netice intihar oranlarındaki artışa bile yansımıştı.
 
Dolayısıyla kendisi de bir pozitivist olan Durkheim’ın çalışması tam anlamıyla bir arayıştır: Din olmadan toplumsal nizamın tesis edilmesi arayışıdır.  

Bununla beraber sadece sekülerleşme tek başına intiharları arttıran bir durum değildir elbette. Ciddi ekonomik ya da siyasi krizler işin içine girmeden sırf sekülerleşme yüzünden Batman’daki gibi anomik intiharların gerçekleştiğini ileri sürmek çok güç.

Yani, sekülerleşmenin menfi veçhesi kendisini esas olarak kriz durumlarında göstermektedir.

Şerif Mardin ‘Kemalizm iyiyi, doğruyu ve güzeli öğretemedi, bu hep imam’ın tekelinde oldu’ derken bir tarafıyla intiharların neden gerçekleştiklerine dair bir ipucu da vermişti.

Zira iyinin, doğrunun ve güzelin eksik olduğu hayatlarda ancak egzistansiyel krizler olabilir. Bu krizler büyük ekonomik ya da siyasi krizlerle birleşmedikleri takdirde kişiyi öldürmez, sadece mega depresyonlara sürükler o kadar.

Ama Batman’da egzistansiyel kriz yaşamak, kolayca intihar anlamına gelebiliyor maalesef...

Onun için bu vakaların önüne hakikaten geçmek istiyorsak ya din yerine başka bir şey ikame edeceğiz insanları hayata bağlayan ya da dini insanların içine düştükleri boşlukların yerine dini ikame edeceğiz.

Bunun başka yolu yok.

www.iyibilgi.com analiz Erkam Can  

Bu haber 720 defa okundu.