Darbecilere kim dur diyecek? | " /> Darbecilere kim dur diyecek? | "/>

En Sıcak Konular

Darbecilere kim dur diyecek?

4 Temmuz 2008 14:22 tsi
Darbecilere kim dur diyecek? Sarıkız ve Ayışığı darbe girişimleri, gerçekliği ispat edilen "Darbe Günlükleri", Cumhuriyet Çalışma Grubu ve son olarak, "Lahika-1" adlı psikolojik harp planı… Bu antidemokratik ve darbeci girişimlere karşı kim ne yapabilir ve kimse neden bir ş

Sarıkız ve Ayışığı darbe girişimleri, gerçekliği ispat edilen "Darbe Günlükleri", Cumhuriyet Çalışma Grubu ve son olarak, "Lahika-1" adlı psikolojik harp planı… Bu antidemokratik ve darbeci girişimlere karşı kim ne yapabilir ve kimse neden bir şey yapmıyor? Bu soruları yönelttiğimiz tüm aydınların ortak görüşü şu; "Antidemokratik girişimlere karşı, bugüne kadar görülmemiş bir toplumsal destek bulmasına rağmen, iktidarın sessizliği ve acizliği endişe veriyor."

Taraf gazetesinin "Genelkurmay'ın Türkiye'yi Biçimlendirme Planı" başlığıyla yayımladığı "Lahika-1" gibi, siyasi alana karşı girişimlerin iyiden iyiye ayyuka çıktığı bir dönemde, farklı kesimleri antidemokratik müdahalelere karşı ilk defa biraraya getiren "Darbeye dur de" yürüyüşü, darbe eğilimindeki çevrelerin önünü kesmek adına çok önemli bir toplumsal platformun oluşmaya başladığını gözler önüne serdi. Bu yürüyüş, Sarıkız ve Ayışığı darbe planları, "Darbe Günlükleri", Ergenekon, kapatma davaları, iptal kararı ve son olarak Lahika gibi olaylarla sarsılan, demokrasi arayışındaki bir toplumun ayağa kalkışının da göstergesiydi adeta.


"Türkiye'de müdahalecilere karşı sokakta ilk defa bir şeyler oluyor, her taraftan insan biraraya geliyor. Bu çok önemli". Görüşlerini aldığımız eski milletvekili Mehmet Bekâroğlu bu sözleriyle diğer pek çok aydının da katıldığı, kamuoyunun antidemokratik uygulamalara karşı tahammül sınırlarının aşıldığı tespitini doğruluyor. Ancak kamuoyu baskısına rağmen son yıllarda ardarda ortaya çıkarılan darbe girişimlerine karşı hâlâ bir şey yapılamamış olması ve siyasi otoritenin sessizliği bu son toplum mühendisliği plânının da yapanların yanına kâr kalacağı endişesini büyütüyor.
"Hükümet toplumsal desteğe rağmen teslimiyetçi"


Yazar Orhan Miroğlu'nun "Demokrasiyle yönetilen ülkelerde böyle işlerle uğraşanlar, resmi devlet güçleri dışında özel kuvvetler oluşturanlar en ağır cezalarla cezalandırılırlar" sözleriyle ifade ettiği beklentiler, "Lahika-1" eylem planı gibi antidemokratik ve illegal girişimlere karşı hemen herkesin ilk olarak yapılmasını beklediği işler arasında.


Görüştüğümüz aydınların neredeyse tamamı, yetkili olarak en başta tavır koyması ve hesap sorması gereken hükümetin bu tip illegal veya yetkisiz girişimlere karşı sürekli sessiz kaldığı ve boyun büktüğü ortak eleştirisinde birleşiyorlar. Bu konuda hükümeti eleştirenlerden biri olan Baskın Oran, "301. madde, özgürlük sorunları gibi pek çok konuda ikircikli tavır sergileyen hükümetin yine aciz kaldığı" görüşünde. Oran'a göre "hükümet demokrasi ve özgürlük konularında sağlam bir tavır sergileyemeyince bazı kurumlar hukuk dışı yöntemlerle kendi yetkileri dışına çıkmaya başladı".
Müdahale denemelerine karşı hükümetin neden teslimiyetçi bir tavır sergilediği ise ayrı bir merak konusu. "AKP hükümetinin bu antidemokratik uygulamalara karşı bir şey yapma mecburiyeti var" diyen eski askeri hâkim Ümit Kardaş "Antidemokratik güçler ile hükümetin ilk karşılaşmasının Şemdinli davasıyla başladığı ve savcının harcanmasına göz yuman hükümetin daha orada yakasını kaptırdığı" görüşünde. "Eğer (hükümet) baştan orada gereğini yapsaydı, bugün bu sıkıntılar yaşanmazdı. Bugüne kadar hükümetler bu düzenin dengelerine tabi bir şekilde gittiler hep. AKP'nin yaklaşımı da önceki iktidarlar gibi" sözleri Kardaş gibi pek çoklarının ortak eleştirilerinden biri. Kardaş, "Lahika-1" başta olmak üzere sivil toplumu hedef alan tüm uygulamalara karşı harekete geçmesi gerekenleri "Ancak siyasi bir otorite bu işin gereğini yapabilir. Eğer sorumluların yargılanmaları için yasal, anayasal engeller varsa bunun yolunu siyasi otorite açacak" sözleriyle işaret ediyor.


Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı darbeci eylem planına karşı siyasi iktidarın atabileceği bir adım, antidemokratik müdahaleleri durdurma hareketine örnek olması açısından önemli. Ümit Kardaş, bu örnek tavrın ne olabileceğini şu sözlerle ifade ediyor: "Burada ancak cumhurbaşkanı ya da başbakanın başlatabileceği bir tavır söz konusu olabilir. Mesela her ikisi de genelkurmay başkanını görevden alabilir".


Demokratik siyaset alanını daraltan müdahalelere karşı hükümeti etkisiz bulanlardan biri de yazar Orhan Miroğlu. Miroğlu, hükümetin arkasındaki toplumsal desteğe rağmen etkisiz kalmak için özel çaba sarf ettiği görüşünde: "Hükümet, 27 Nisan muhtırası karşısında gösterdiği tutumu, maalesef sonrasında sürdüremedi. Seçimlerdeki başarıya ve elverişli uluslararası konjonktüre rağmen ordunun siyasi egemenlik kurduğu alanlara yetki kullanarak müdahale etmemek için özel bir çaba gösterdi."
Yazar Cüneyt Ülsever kapatma davasından sonra AKP'nin adeta "şaşkın ördek" misali bir yerlere sığınma eğilimine girdiğini belirtirken, "AKP'nin kendisini ezik hissettiği, antidemokratik uygulamalara karşı politika belirleyemediği" görüşünde. İlk ve son çıkışını 27 Nisan'da yapan AKP'nin elini taşın altına sokmak yerine tepkileri başkaları üzerinden vermesini de eleştiriyor Ülsever. Ordu, yargı ve bürokrasi kaynaklı antidemokratik uygulamalara karşı hükümeti "Kaçak güreşme eğilimleri var. Bizim gibi insanları kullanmayı çok seviyorlar. Kendileri söylemek yerine, bize söyletmeyi seviyorlar" sözleriyle itham ediyor.


"TSK'nın da demokrasiyi öğrenmesi gerek"
"Askerin hâlâ kendi görev tarifini yapamadığı, ait olduğu yeri öğrenemediği" tespitini yapan Cüneyt Ülsever, "Türkiye'de herkes gibi TSK'nın da demokrasiyi öğrenmesi gerektiğinin" altını çizenlerden sadece biri.


Meclis'in askeri harcamalar ve silah alımlarını doğru dürüst denetlemediğini savunan gazeteci Lale Sarıibrahimoğlu ise, askeri harcamalara Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından yapılacak ciddi bir denetimin antidemokratik girişimlere karşı önlemlerden biri olduğunu hatırlatıyor.


Siyaset alanını kuşatma eğilimindeki darbeci yaklaşımlara karşı bir şey yapması beklenen adreslerden biri de TBMM. Bu konuda Meclis'in de pasifleştirildiği görüşü hâkim. Gazeteci Sarıibrahimoğlu "Meclis bizim adımıza hesap sorma yükümlülüğü altında ama ciddi şekilde pasif kalıyor" diyor. Meclis'in yeni bir anayasa yaparak, bürokrasinin pervasızlığını arttıran kanun ve yönetmelikleri değiştirerek halkta belirginleşen demokrasiye sahip çıkma tavrını sahiplenmesi de bir başka yaygın temenni.


Ancak Baskın Oran'ın özellikle belirttiği gibi Meclis sadece iktidar kanadından ibaret değil. "Meclis'teki unsurlardan biri de muhalefet. CHP 1930'larda kaldığı için yapacak bir şey yok. Muhalefetin bu rezil durumu haliyle iktidarı da rezil ediyor" sözleri TBMM'de muhalefetin etkisiz halini ifade ediyor. "CHP ve MHP gibi iki partinin ne demokrasiyle, ne hukuk devletiyle, hiçbir şeyle ilgileri yok" diyen Ümit Kardaş da muhalefetin demokrasi zafiyetindeki rolünü dikkatlere sunuyor.
Cüneyt Ülsever'in şu sözleri ise demokrasiye sahip çıkması beklenen Meclis'in neden bu durumda olduğunun ipuçlarını da veriyor: "Muhalefet, özellikle de ana muhalefet verdiği görüntü itibarıyla TSK'nın siyasete müdahalesinden memnun kalıyor. Ana muhalefetin demokrasiyle uzak yakın bir ilgisi yok. 'Sandıkta elde edemediğimi sandık dışında nasıl elde ederim' diye bakıyor".

Aktüel



Bu haber 310 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,026 µs