Yoğunlaştırılmış = Stratejik mi?

3 Temmuz 2008 14:15 tsi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Ankara’daydı. Zamanlaması biraz ‘sıkışık’ ana geldi ama olsun. Zaten Dışişleri Bakanı’nın davetlisiydi, bir de Cumhurbaşkanı ile görüştü. Sonra, ‘yoğunlaştırılmış’ ve ‘çok boyu

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Ankara çıkartması kabul etmek lazım ki biraz sıkışık bir zamanlamaya oturdu. Bir yanda Ergenekon operasyonları diğer yanda AKP’nin kapatılma davası.

Bakan Lavrov bu konularla ilgilendi mi bilinmez. Çünkü görüşmeler basına kapalı yapıldı. Dışişleri Bakanı Babacan’ın davetlisi olarak gelmişti, Cumhurbaşkanı Gül ile de görüştü. Başbakan’la görüşme bildiğimiz kadarı ile olmadı.

Rus Dışişleri’nin ziyareti bu olaylara denk düştü ama basına daha çok “domates” olayı yansıdı. Ankara ile Moskova “domates” sorununu çözdü.

Ama başka detaylar da yaşandı. Örneğin Ali Babacan ise görüşmede, “Türkiye’nin Rusya ile “yoğunlaştırılmış ortaklık istediğini” vurguladı.

Babacan, Rusya'nın Türkiye'nin yalnızca komşusu olmadığını, aynı zamanda ticaret ve enerjide büyük bir ortağı olduğunu vurguladı. İki ülke ticaret hacminin geçen yıl 28 milyar dolara ulaştığını ifade eden Babacan, “Rusya'yı Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olarak” tanımladı.

Bunun altını da çizdi; “Rusya (ticaret hacminde) 1'inci sıraya oturmuş olan bir ülkedir" dedi. Tabii ziyaret öncesi açıklanan gündemde gündeme gelmiş olmalı.

Ortadoğu barış süreci, İran’ın nükleer, enerji alanındaki işbirliği, Türkiye’de devam eden İsrail-Suriye dolaylı görüşmeleri hakkında bilgi alınıp verilmiş olmalı.

Ve bir önemli nokta daha, “Başmüzakereci” Ali Babacan, Rusya’nın da Samsun-Ceyhan boru hattı projesine dahil olması isteğini de yineledi.

Şimdi bu “yoğunlaştırılmış ve çok boyutlu ortaklık ilişkisi”ne bir tarif gerekiyor. Bu ne demek? Görüşmeler sırasında iki tarafın mutabık kaldığı ifadelerden biri de, “Türkiye ve Rusya’nın uluslararası ve bölgesel konudaki yaklaşımları ve görüşlerinin önemli ölçüde paralellik arz etttiği” dedi.

Bu bakış açısı, “yoğunlaştırılmış ve çok boyutlu ortaklık” tanımını doldurabilir belki. Ama bir diplomatik nezaket sözü de olabilir. Aslında bu tanımlama, bir çok kesimden itiraz gelse de, pekala “stratejik” kelimesinin de açıklaması olabilir.

Ama “stratejik” tanımlaması oldukça tehlikeli bir kelime. Bunun kullanılması ABD ve AB tarafından kolaylıkla yanlış anlaşılabilir. Peki Türkiye ve Rusya’nın hiç mi stratejik ortaklık konusu olamaz?

Lavrov dün şöyle demiş; “Türkiye ile Rusya Karadeniz'de stratejik ortaktır.” Türkiye’de şu an bu konular hemen hiç ilgi çekmiyor. Ama kesin olan bir şey var ki, dün sarf edilen bu sözler Brüksel, Londra ve Washington’da kalın kalemlerle not edildi.

Belki Bakan Sergei Lavrov’un Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin detayları, hatta genel hatları açıklanırsa, mesele de açıklığa kavuşabilir!

Bu haber 746 defa okundu.