En Sıcak Konular

Mehmet Ağar bunu niye yaptı?

0 0 0000 00:00 tsi
Mehmet Ağar bunu niye yaptı? Muhafazakar kesim açısından PKK'ya af ihtimali oldukça itici. Hele İmralı'nın dahil edildiği böyle bir "bağışlama" destekleyen siyasi örgütlenmeleri sandığın en dibine kadar gönderebilir. Ama Batı destekli bir Ağar çıkışı söz konusuysa ve AKP'nin desteğin

Zaten en çok şaşırtan da bu oldu... Mehmet Ağar kendi deyişiyle, "gittiği Antep yediği Pekmez" bir politik figür. Bu söylem şu anlama geliyor… Ağar, özellikle PKK ve genel olarak terörle mücadelede siyasi duruşu tanımlanmış ve hem DYP tabanında hem de benzer retoriği savunmasa da Ağar hakkında görüşleri bu yolda olan kamuoyunun bildiği bir isim.

O zaman hemen tüm çevrelerin ilgisini çeken "dağda savaşacaklarına ovada siyaset yapsınlar" mealindeki sözleri ve devamındaki politik açılımı ne anlama geliyor. Kuşkusuz söylenen kadar söyleyen de önemli.

Gördüğü reaksiyonlardan sonra-ki bu tepkiler Genelkurmay Başkanı'ndan CHP lideri Baykal'a kadar, hatta ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun, Voltaire tınılı, "sözlerine katılmıyorum ama söyleme hakkını savunurum" yollu çıkışından bizzat kendi partisinden gelen eleştirilere uzanan-söylemini şu gerekçelere oturttu... "Ben milli ve yerel bir proje sunuyorum. İnisiyatif alarak PKK'nın uluslararası güç odakları ve bazı devletlerle giriştiği güç oyununu bozmaya çalışıyorum".

Tartışmalı açıklamasında net biçimde yer almasa da, PKK'ya yönelik bir af düşüncesi "zımni" bir söylem olarak herkes tarafından algılandı. Ancak Ağar bu algıyı hemen düzeltme yoluna gitti ve tashihi sıkça tekrarladı. "Af meselesi hükümetin alabileceği bir karar değil, halkın verebileceği bir karar"dı!

Üzerinde çok durulmasa da ilk çelişki burada görülüyor. Zira af meselesi Ağar zaviyesinden reddedilsin veya edilmesin, özellikle "Rahşan Affı"ndan sonra kamuoyunun başta Liberal kesimi herhangi bir affa sıcak bakmıyor.

Öte yandan Ağar'a da prim veren milliyetçi ve muhafazakar kesim açısından PKK'ya af ihtimali de oldukça itici. Hele İmralı'nın dahil edildiği böyle bir "bağışlama" en azından bugünkü konjonktür açısından bakıldığında, destekleyen siyasi örgütlenmeleri sandığın en dibine kadar gönderebilir.

O halde Ağar'ın söylemine biraz da zorla sıkıştırılan "af" önermesi politik menfaatler açısından parlak durmuyor. Zaten Ağar da bu hali görmüş durumda. Ancak mesele şu ki, "afsız" yapılan böyle bir projeksiyon yürütmede iyi duramaz. Yani bu yolla çözüm için af kullanılmak zorunda. Yoksa nasıl olacak?

"Şaşkınlık"a geri dönersek.. Milliyetçilik ve terörle mücadele "back-ground"una bakıldığında Ağar'ın son söylemi gerçekten garip duruyor. Sanki özellikle ve özenle seçilmiş gibi bir hava veriyor.

Bu söylem kim tarafından kullanılırsa kullanılsın çok daha sert ama aynı ölçüde "e, belliydi zaten" karşılığı alabilecekken, Ağar'ın dilinden çıktığında her duyanda bir duraklama yaratıyor. "Eğer o söylüyorsa bir şey olmalı" zihin altı düşüncesi geliyor.

Ağar bunları bilmeden mi söyledi yoksa bilerek mi? Bilerek olduğu anlaşılıyor. Çünkü Ağar sonradan yaptığı konuşmalarda çıkışının "milli ve yerel bir proje" olduğunu açıklıyor. Yani üzerinde düşünülmüş ve çalışılmış.

Yerel, çünkü belli bir bölgenin katılaşmış sorununa çözüm öneriyor. Milli çünkü, yerel gerekçelerden ivmelense de Türkiye'nin sorunu olmuş. Ancak buradaki "milli" kavramı salt bu boyutuyla ele alınamaz. "Yanlış anlamayın" diyor Ağar, "bu meseledeki hassasiyetleri en iyi ben biliyorum, milli(yetçi) bakışım değişmedi."

İşte bu noktada Mehmet Ağar'ın elini rahatlatan gelişmeler yaşanıyor. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, Ağar'ın söylemine destek veren açıklamalar da bulunuyorlar. Bu çok önemli. Zira, sadece "sayın Ağar'ın görüşleridir" diyerek geçebilecekleri bir konuda açıkça destek veriyorlar.

Bu da işi Ankara kulislerine çekiyor... Ankara'ya yönelik AB ve ABD'nin Kuzey Irak'ın "seslerini" de yanlarına alarak "PKK'ya bir hal yolu" minvalli yoğun baskısının işaretleri görülüyor. Hükümet PKK meselesinin çözümü için "sosyal bir açılım" getirme konusunda uzun zamandır düşünüyor. Düşünmekten de öteye AB ve genel anlamıyla batının bu yoldaki baskısından bunaldıkları belli.

Tam da seçim sürecine girildiği bu günlerde asla ateşi çıplak elleriyle tutmak istemiyorlar. Ateşi tutacak maşa Ağar oluyor ve hükümet bu "yardıma" gökte aradıklarını yerde bulmanın sevinciyle atlıyor. Gündeme bile getirmekten kaygılandıkları konu artık ne söylerlerse söylesinler kendi canlarını yakmayacak biçimde gündeme oturuyor.

DYP son anketlerde yüzde 10'un sınırında duruyor. Ya geçecek ya düşecek seviyesinde. Öneri başarılı olursa ya da sadece tartışılsa bile bugüne kadar DYP'nin-düzeltelim Ağar'ın-hep zayıf kaldığı Güneydoğu'dan taktir oyları gelebilecek. Ancak DYP tabanı içindeki milliyetçilerden de sırf Ağar'ın kimliği yüzünden ağır kayıp olmayacak.

Öte yandan bu durum AKP açısından da politik bir tehdit oluşturmuyor. AKP hesaplarına göre bu seçimlerde TBMM'ye üç parti girebilecek. Sınırı zorla aşan bir DYP ehven-i şer. Milletvekillerinin bir kısmını kaybedebileceğini şimdiden gören AKP veçhesinden, kayıpların CHP'ye aktarılması veya birleşmiş bir merkez sağa gitmesi-yeni oluşumlar hesaba katıldığında-çok daha can yakıcı olabilir.

Oysa yüzde 11-12'lik DYP, AKP kadar CHP'yi de vuracak. AKP'nin milletvekili azalsa da kayda değmez biçimde bir değil iki partiye "orantısız" biçimde dağılacak. Böylece AKP neredeyse-göreceli olarak-hiç milletvekili kaybetmemiş gibi olacak,

Analiz içinde bulunması şart Ankara dedikodularından birini de eklemek gerekiyor. Bu spekülasyon, Ağar'ın Batı'dan almış olabileceği şartlı bir desteğe gönderme yapıyor. Buna göre ABD ya da AB, PKK konusundaki söylemin yumuşatılması ve hali hazırdaki hükümete hareket kolaylığı sağlaması için DYP'ye öneri götürmüş olabilir. Bu halde seçimlerde DYP batı desteğini arkalamış olacak. Hatta seçim süreci içinde iktidar partisinin sert eleştirilerine maruz kalmayacağı gibi şu sıralar çok ihtiyaç duyduğu medya desteğini de arkalamış olacak.

Bu spekülasyan bahsettiklerimizin hiçbiri olmadan Ağar ve DYP üst yönetiminin daha basit bir yaklaşımı olması ihtimalini de güncelliyor. Sınırdaki bir parti olarak sadece gündemde yer tutabilme adına böyle bir çıkışın yapılmış olabileceği. Fakat göstergeler aynı kulvarda ilerlemiyor. Zira bu plan oldukça hassas dengeler istiyor. Aksi halde pekala tersine işleyebilir ve ihtiyaç duyulan bir kaç puan eksi olarak yazılabilir.



Bu haber 274 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,654 µs