En Sıcak Konular

'AKP'ye karşı olmak solculuk değil'

1 Temmuz 2008 15:56 tsi
'AKP'ye karşı olmak solculuk değil' "Dine ve dindara karşı olmayı ilericilik olarak gören sol bir zihniyet var hâlâ. Bu zihniyet AKP’ye karşı olmayı solculuk olarak değerlendiriyor.Solculuğun bununla alakası yok. Solculuk değişime bakar." Nabi Yağcı'dan sol ve gündem üzerine ilginç


Neşe Düzel'in Röportajı:

Röportajın birinci kısmı için tıklayınız

“BASKININ ARKASINDA ASKER VAR”

» NEŞE DÜZEL: Türkiye’de ‘sol’ ismini taşıyan bazı grupların ulusalcı olduğunu görüyoruz. Sol için bugün ulusalcı olmak mümkün mü?

NABİ YAĞCI: Hayır, kendine sol diyen ulusalcı olamaz. Bugün bizde sol, oportünist bir şekilde antiemperyalizm diyor ama hepsi de Lenin’i yok ettiler. Hiçbir sol grup ya da parti Lenin’den söz etmiyor. Lenin’i çektiler, onun yerine milliyetçiliği koydular. Oysa emperyalizm, Lenin’in zamanında kapitalizmin geldiği biçimdi. Lenin’in, emperyalizmi kapitalizmin sonu olarak gördü ve ona çürüyen kapitalizm dedi. Ama öyle olmadı. Kapitalizm çürümedi, aksine devletçi sosyalizm çürüdü. Kapitalizmin ise potansiyeli bitmedi, üretici güçleri geliştirdi. Devletçi sosyalizm ise geliştiremedi. Şimdi bizde solcular, Lenin’i çıkarıp, onun yerine milliyetçiliği koydular ve milliyetçi oldular. Ellerinde antiemperyalizm diye içi boş bir kavram var. Aslında antiemperyalizm dedikleri milliyetçilik. Çünkü bugünün dünyasında bağımsızlık milliyetçiliktir. Dün ise bağımsızlık, sosyalist dünyayla birlikte kapitalizme karşı mücadele demekti.

» Neden eskiden sol olan ya da kendini sol sanan bazı gruplar bugün böylesine sağa kayabiliyor?

- İlerleyemeyen geriler. Eğer ileriye doğru gidemiyorsanız ve yeni düşünceler üretemiyorsanız, eski düşünceleri alırsınız. Bu düşünceler de antiemperyalizm, bağımsızlık, artık eski bildik, çürümüş düşünceler olur. Bakın... Türkiye’de vesayetçi sisteme karşı üç tarihsel muhalefet vardı. İslamcı muhalefet, Kürt muhalefeti ve sol muhalefet. Bugün eksik olan sol muhalefettir. Düzene karşı sol muhalefet yok.

» Bugün Türkiye’de gerçek solu temsil eden bir örgüt ya da grup var mı?

- Olsaydı duyardık herhalde.

» Türkiye’de önemli bir kesimin solculuğu ‘günlük politika’ düzeyinde ele aldığını görüyoruz. Örneğin, AKP’ye karşı olmanın solcu olmak için yeterli bulunduğuna inanılıyor. Bu, solcu olmak için yeterli mi?

- Değil. Bu bir takıntı. Dine ve dindara karşı olmayı ilericilik olarak gören sol bir zihniyet var hâlâ. Bu zihniyet AKP’ye karşı olmayı solculuk olarak değerlendiriyor. Solculuğun bununla alakası yok. Solculuk değişime bakar. Kim değişimden yanaysa ondan yana olur. Kim demokrasiye ve değişime karşıysa ona karşı olur. Vesayet rejimine, devletçi ideolojiye, devleti elinde tutan asker sivil bürokratik mekanizmaya karşı olur solcu.

» Hem AKP’nin politikalarını eleştiren, hem darbeye karşı çıkan, hem de Türkiye için yeni çözümler öneren bir sol örgüt çıkabilecek mi?

- Örgüt çıkar mı bilmiyorum ama bir fikir hareketi çıkacak. Çünkü bugün Türkiye’de sivil tepkiler gelişiyor. Bunlar, bütün siyasi partileri etkilemeye başladılar. Sol partilere gelince, onlar hâlâ krizdeler. Bölünmeleri, çatışmaları sürüyor. Kemalizm’in piyasa, devlet, din takıntıları yüzünden donup kaldılar, politika yapamıyorlar. Mesela 28 Şubat’ta ÖDP’nin politikası “ne şeriat ne darbe”ydi. Peki, ne sorusuna cevap yoksa orada politika yoktur. Siz sol bir siyasi partisiniz ve somut duruma bakacaksınız. Hangisi geliyor? Şeriat mı, darbe mi? Sonra da tercih edeceksiniz. Tercih etmeden politika yapamazsınız. Hem o, hem bu olmaz. Sol partiler, bugün de meseleye doğru bakmıyorlar.

» Nasıl bakıyorlar?

- Meseleye, AKP’ye karşı sol blok ya da parti diye bakıyorlar. Böyle bakılınca asıl mücadele edilmesi gereken taraf görünmüyor. Bugün darbe tehlikesi var mı, yok mu, ve bu darbe kime karşı yapılıyor, sol partiler önce buna karar vermeliler. Bugün Türkiye’de bir darbe tehlikesi var. Darbe olacaksa kime karşı olacak? İktidara karşı olacak. Bugün iktidarda kim var? AKP var. Eğer sol olarak siz hâlâ darbe tehlikesi yok diye düşünüyorsanız ve şimdi seçimler için küskünlerle, dargınlarla oy hesapları yapıyorsanız, siz sol politika uygulayamazsınız. Zaten sol bizde politika yapmıyor ya... Sol, politik ilkeleri söylüyor ve bunu da politika zannediyor. Şeriata ve darbeye karşı olmak elbette doğrudur ama bu bir ilkedir. Politika değildir.

» Geçenlerde Ahmet Altan, “Muhafazakârla solcular ve Kürtler, darbeye karşı yeni bir cephe oluşturmalı” diye yazdı. Böyle bir birliktelik için ne düşünüyorsunuz?

- Ben de sürekli bunu söylüyorum. Gerçi bu dönemde solda, yeni oluşumlar, bloklar yaratmak için çabalar var ama... Önemli olan bunun politikasının ne olacağıdır. Çünkü Türkiye’de bir darbe süreci yaşanıyor. AB sürecini, anayasa değişikliğini, demokratik reformları destekleyen, darbeye açıkça karşı çıkan ‘kararlı demokrasi cephesi’ oluşturulmalı. Darbeye karşı demokrasiyi savunan bir ‘demokratik blok’ olmalı. Bu bloğun içinde muhafazakâr demokratlar, liberal demokratlar ve sol bulunmalı. Sosyal demokratlar da bir ihtimal bulunabilir. Sol, ancak böyle bir demokratik blok içinde büyüyebilir. Yoksa sadece yerel seçimleri dikkate alarak küskünlerden ve umutsuzlardan bir sol inşa etmek mümkün değildir.

» Darbe karşıtı bir saf oluşturulabilir mi?

- Oluşuyor. Darbeye karşı son yapılan mitingin fotoğraflarında bu vardı. Aslında şunu sormalıyız. Acaba AKP kapatırlarsa demokrasiyi savunma kararlılığı daha mı yükselecek yoksa gerileyecek mi? Benim politik sezgilerim daha yükseleceğini söylüyor. Türkiye’de şu anda bir apoletsiz darbe süreci yaşanıyor. Fiili darbenin koşulları hazırlanıyor. Eğer AKP kapatılır da, onun yerine kurulan parti seçimlerde daha güçlü bir biçimde tekrar iktidara gelirse, 22 Temmuz’dan önceki Cumhuriyet mitingleri tekrar başlayabilir. Dikkat edilirse AKP dikkatli bir politika izliyor. Bu kutuplaşmadan korktuğu için kendi yandaşlarını sokağa hiç dökmedi. Ama kapatılan bir AKP bunu kontrol edemeyebilir. Bu tehlike var. Bu çatışmayı durdurmak için de darbe yapılabilir. Zaten darbeler hep bu gerekçeyle gelmedi mi?

» Sol, muhafazakâr kesimi tanıyor mu?

- Büyük bir çoğunluğu hâlâ tanımıyor. İslamı tanımıyor. Anadolu İslamıyla Arap İslamı arasındaki farkı da bilmiyor. Tasavvuftan ise haberi yok. Nâzım Hikmet Şeyh Bedrettin Destanı’nı yazdı. Sol bu destanı biliyor. Şeyh Bedrettin’in bir felsefesi olduğunu ise bilmiyor. Nâzım bunu niye yazdı, hiç düşünmüyor... Onu, isyan eden bir şeyh diye biliyor sadece. O isyan bizim hoşumuza gidiyor. Oysa Şeyh Bedrettin bir tasavvufçudur, bir filozoftur. Son derece ileri düşünceleri var ve ilk komünistlerden biridir.

» Muhafazakârlar solu tanıyor mu peki?

- Her ikisi de birbirini tanımıyor. Tanımak için iç içe olmak lazım, diyalog lazım. Yakın zamana kadar İslamî çevreler solu dinsiz, Moskova uşağı diye görüyorlardı. Kanlı Pazar’da öldürmek için üzerimize geldiler. Oysa sol da, İslamcılar da devletçi yapının mağdurları. Kullanılmışlar hep. Ama şimdi birbirlerini tanımaları için bir fırsat var. Artık birlikte sempozyumlar yapıyorlar ve mitinglerde de bir araya geliyorlar.

» Türkiye yeniden şekilleniyor. Bu şekillenişinde yeni ittifakların oluşmasını bekleyebilir miyiz?

- Beklemeliyiz ve oluyor da zaten. Eğer bugün Anadolu’da bir burjuvazi var ise, yeni ittifaklar zaten söz konusu olabilir. Çünkü Anadolu’daki burjuvalar nesnel anlamda demokratlar. Gelişmek ve önlerinin açılmasını istiyorlar. Avrupa Birliği’ni istiyorlar. AB’nin de Türkiye’den demokrasi, hukuk, istediğini görüyorlar. Bütün bunlar tabii ki demokratik bir kültürü Anadolu burjuvazisinde de geliştirecek. O zaman demokrasi meselesi sadece aydınların konusu olmaktan çıkacak. Demokrasi talebi bir sınıfsal temele dayanacak. Orta sınıfların demokrasiye kayması Türkiye için çok çok önemli olacak. Ben bir Marksist olarak sınıfsal analiz yaparak zaten Türkiye’den çok ümitliyim. Yoksa demokrasi konusuna AKP’nin iyi ya da kötü niyeti olarak bakmıyorum.

» Değişik fikirlerden ve inançlardan insanlar arasında nasıl bir ortak payda bulunabilir?

- Bunun için oturalım Anadolu tarihini öğrenelim. Hoşgörünün edebiyatını yapmaya hiç gerek yok. Eğer Anadolu tarihini, tasavvufunu ve Anadolu hümanizmasını bilirsek bu ortak paydanın bir arada yaşama kültürü olduğunu görürüz.

» Sınıfların ortadan kalktığı söyleniyor. Sınıflar ortadan kalkıyor mu?

- Hayır. Kapitalizm varsa sınıflar da vardır. Sınıflar ancak kapitalizm aşıldığında olur. Şu anda kapitalizm aşılmıyor. Kapitalizm üretim güçlerini hâlâ geliştiriyor. Biliyorsunuz Sovyetler’de devletçi sosyalizm üretim güçlerini geliştiremedi ve Sovyetler çöktü. Kapitalizm ise üretim güçlerini geliştirdi. Sovyetler’de emek yoğun teknoloji sürerken, kapitalizm bilim yoğun teknolojiye geçti.

» Nasıl bir dünyaya doğru gittiğimizi düşünüyorsunuz?

- Dünyanın nasıl şekilleneceği konusunda Amerika’da başkanlık seçimi çok önemli. Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasındaki mücadele Silikon Vadisi’yle Teksas’ın savaşı aslında. Yani bilişim endüstrisiyle dünkü silah ve petrolcülerin savaşı bu aslında. Eğer mücadeleyi Obama, yani bilişim sanayii kazanırsa, dünyanın önü açılacak. Dünyada değişim demokrasi yönünde olacak. Çünkü küresel kapitalizmin devlete ve savaşa ihtiyacı yoktur. Tam tersine onlar için devlet, kapitalizmin gelişmesinin önünde bir fren. Eğer kavgayı petrol ve silah fabrikatörleri kazanırsa, dünyada gerginlik ve çatışma daha da yayılacak. Çünkü büyük silah fabrikatörleri bu silahları nereye satacak? Eğer silah üretiyorsanız onu satacaksınız. Silahın pazarı da savaş alanıdır. Yeni savaş alanları açılacak ki o silahlar satılsın.

» Türk solu bir gelecek tasavvur edebiliyor mu?

- ÖDP’de, SHP’de bir arayış var. CHP ise sol değil. Zaten sol derken, onu hiç kastetmiyorum. Bugün Sosyalist Enternasyonal’den ihracı tartışılıyor. Avrupa Parlamentosu’nda bizi Avrupa solu savunuyor, CHP ise Türkiye’nin AB üyeliğine karşı tutum alıyor. Eğer sol, yaşadığımız darbe sürecinde hâlâ kavganın içinde yer almıyorsa, açıkça bağırarak darbeye karşı çıkanların tarafında değilse, bu duruşun solun kendisini yenileyememesiyle alakası yoktur. Çünkü gördüğünü anlamlandırmak diye bir şey vardır. Bugün Türkiye’ye bakarsınız ve baskılar nereden geliyor açıkça görürsünüz. Baskılar devletten geliyor ve gerisinde asker var, Anayasa Mahkemesi var, Yargıtay var. Bütün bunlar belgelerle açığa çıktığı halde eğer sol hâlâ bunu görmüyorsa bunun, solun ülkedeki kavganın dışında kalmasıyla ve devrimci enerjisi yitirmesiyle alakası vardır.

» Türkiye’de sol kendini yeniden yeni koşulara göre var edebilecek mi?

- Bence edecek. Olaya sol örgütler diye bakmayalım. Ama seçim hesaplarıyla, bir tarafın küskünleri, diğer tarafın dargınlarıyla birleşme hesaplarıyla hiçbir şey yapamaz o sol. Ama bugün Türkiye’de kendini sol sayan, bütün bunların dışında birçok çevre ve insan var. Fikrî canlılık ve arayışlar var. Bu sol, Türkiye’nin içinde bulunduğu bıçak sırtı durumda demokrasiden yana tavır aldıkça devrimci enerjisini yakalayacak. Dirilecek. Zaten sol hiçbir zaman ezilmişler üzerinden ciddi bir güce sahip olmadı.

» Anlamadım...

- Ezilenler yıkar fakat kuramazlar. Sol, yeni yükselenle bir araya gelir ve kurar. Şimdi de, insanı merkeze almış bir demokrasi ve özgürlük tasavvuruyla sol yeniden dirilebilir.


Taraf 



Bu haber 471 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,164 µs