En Sıcak Konular

Bir şarkı Hırant Dink’e bir şarkı Mehmetçik’e

29 Haziran 2008 18:25 tsi
Yeni albümü Deniz Yıldızı birkaç gün önce piyasaya çıkan Sezen Aksu yine derin bir yerimizden vurup yakalayacak bizi.

 ‘En kişisel albümüm’ diye tanımladığı bu çalışmada bir cinayete kurban giden gazeteci Hırant Dink için yazdığı Güvercin ve çatışmalarda kaybettiğimiz genç askerleri anlatan Memet adlı şarkılar var

Hanidir ‘Artık hayatımdan çıksan diyorum’ duyuluyordu her yerde. Ayrılık geldiğinde birbirini bir daha hiç göremeyenlerin devrinin geçtiğini, yolunu ayıranların mekanlarını ayıramadığı ve her kırık kalbin, her rastlayışta bir kere daha acıdığı zamanlarda olduğumuzu hatırlatan İkili Delilik’i söylüyordu.

Sezen Aksu, delilikten, çılgınlıktan en çok söz eden şarkıcı oldu Türkiye’de. Bu ülkede kaç kuşak onun şarkılarıyla aşık oldu, onun şarkılarıyla aşk acısını sevdi... Haytalığı da, kırıklığı da, serseriliği de ondan, onun kelimeleriyle öğrendi.

TAM SEZEN ALBÜMÜ

Birkaç gün önce piyasaya çıkan yeni albümü Deniz Yıldızı’nda Sezen Aksu deyince aklınıza gelen ne varsa bulabilirsiniz. Aşk acısı çekerken dinlenecek parçalar, eğlenceli bir Menajer, son zamanlarda Balkan müziğine karşı yükselen talebe ziyadesiyle cevap verecek Roman Kızı, yolu İzmir’e düşmüş her kadının gururunu okşayacak İzmir’in Kızları, bolca yaylı, epey içli akordeon. Hırant Dink’i anlatan Güvercin ve genç yaşta aramızdan ayrılan askerler için yazdığı Memet... Dillere yerleşecek sloganlar... ‘Ben sana küsüm aslında, haberin yok’ şimdiden duyuluyor.

Dilimize az söz kazandırmadı o. Nitekim Milliyet gazetesi müzik yazarı Murat Beşer, ‘Sezen Aksu benim için sadece bir şarkı sözü yazarı olarak vardır. Yorumcu, besteci ve düzenlemeci olarak onu ciddiye almam mümkün değil. Söz yazarı olarak da politik duruşu ve ifadelerinin son derece popülist, aktüel olduğunu söylemek zorundayım’ diyor. Birçok şarkısının sözlerini yazan Yıldırım Türker ise ‘Çok yakın arkadaşım’ diye söz ediyor Sezen Aksu’dan. Hem onun hem de Ertuğrul Özkök’ün Aksu’yu bu kadar sevmesi biraz olsun şaşırtıcı değil mi?

AŞKLAR, SIRLAR...

Bizse tek başına, loş bir odada onun şarkısını dinleyen birini gör-düğü-müzde bir şeylere dertlendiğini anlarız. Birkaç kişi bir arada onun şarkılarına dinlerken, sonradan paylaştığımıza pişman olacağımız sırlarımızı anlatırız birden bire. Onun şarkılarında, bir sözle terk edilen evlerde yaşanan, uğruna ölünecek aşkları, her şeyi feda etmeyi, aşk uğruna gururunu ayaklar altına almayı ve bunu bile kendine yakıştırmayı dinledik. Sonra evlerimize, konuşmadan seyredilen televizyona, sessiz akşam yemeklerine, birbirinin farkında olmadan süren ilişkilere, can sıkıntısına, ömür törpülerine döndük. Sezen Aksu bize hayatımızı anlatıyor sandık, hayır, o bize hayallerimizi anlattı! Ama hayallerimiz böyle sınırlı mı olmalıydı?

IMAGE-MAKER KEMAL DOĞULU

Makyajını kendi yapar giysilerini Altın Kızlar Dikimevi’nde diktirir

SEZEN Aksu’nun son imajının 1988 imajı olduğunu söyleyen Kemal Doğulu, ‘Sadece saçları 1988’e dönmüş. Değişmiş diyemem, imaj değiştirmek saçla sınırlı bir şey değil. Ben 1988’deki halini beğenirdim zaten. O da yeni saçıyla o dönemi yakalamaya çalışmış’ diyor. Daha önce bir röportajında ‘Bir tek ona sözümü dinletemedim’ diyen Kemal Doğulu ‘O hep kendi bildiğini okuyor, her zaman doğru bildiği neyse onu yapıyor. Onun image-maker’ı yok, zaten böyle bir şeye ihtiyacı da yok’ diyor ve şöyle devam ediyor: ‘Ben her zaman söylerim eğer belli bir imajla kendinizi iyi hissediyorsanız o imaj okeydir, benim veya başka birisinin eleştirmesinin bir anlamı yoktur. O da o imajıyla kendini iyi hissetmiş ki karşımıza çıkmış.’

AKLINA ESTİĞİNİ YAPAR

Türkiye’de birçok ünlü kadının saçlarını, makyajını ve bütün imajını emanet ettiği Kemal Doğulu, Sezen Aksu ile çalıştığı dönemleri sorduğumuzda gülerek ‘Ona bir model verirdim öbür hafta giderdim, bakardım kesmiş. Aklına estiği anda aklına eseni yapar. Onu Sezen Aksu yapan da bu zaten’ şeklinde konuşuyor ve Aksu’nun makyajını da kendisinin yaptığına dikkat çekiyor. Aksu’nun herhangi bir modacıyla da çalışmadığını anlatan Doğulu şöyle diyor ‘Evinde terziler var, ışıklı bir de tabela yaptırmış Altın Kızlar Dikimevi diye. Bir kumaş beğeniyor, onu alıp diktiriyor. Dikkat ederseniz onun belirli bir kalıbı vardır; beli dar, göğüs dekolteli, uzun elbiseler giyer genelde. Bu kadar açık fikirli bir insanın bu kadar dar bir yelpazede olması iyi değil tabii. Ama bir yandan da garantiye alıyor kendini.’

‘John Lennon da böyleydi’

Akşam gazetesi yazarı, iletişim uzmanı Ali Saydam’a Sezen Aksu’nun imajını nasıl yönettiğini sorduk

‘BEN Sezen Aksu’yu 1976’dan beri tanıyorum. Sezen imajını yönetmiyor. Çok tehlikeli bir şey yapıyor bilimsel açıdan bakarsanız. İçinden geldiği gibi davranıyor. Hiçbir profesyonele tavsiye edilmeyecek bu davranış biçimi ona çok iyi geliyor. Farklı bir şey bu. Ama zaten farklı bir fenomen Sezen. Mesela John Lennon da yönetmezdi iletişimini; bazı insanlar böyle. Ve bunlar dünyaya çok sık gelmiyorlar, bilinen kuralların ve popüler olan bilgi birikimlerinin içinde anlaşılıp izah edilecek insanlar değiller. Bunun için çok da çabalamamak lazım. Çözümlememiz şart değil Sezen’i çünkü onun davranış biçimi kapitalizmin kuralları içinde eleştirip bakacak olursanız kabul edilebilir bir şey değil. Ama ona yakışıyor. Çok az insan yakıştırır bunu kendine. Sezen kapitalist sistemin bir ürünü değil çünkü. Popüler müzik dünyasının standart üretimlerinin içinden çıkmış bir unsur değil. O yüzden standart fikriyat ve standart soyutlamalarla ele alınıp çözümlenebilecek bir hali yok. O medyayı kırmadan yönetmenin yolunu buldu. Mesela Tarkan boğuşur medyayla, Hülya Avşar’ın hep sorunu vardır, Fatih Terim sorunludur. Ama o değildir.

Bu mesela bizim Oray Eğin’i de şaşırtıyor. ‘Yıllardır hakkında eleştirel bir şey yazılmıyor’ diyor. Standartların içinde mütalaa etme çabası ve standart bilgi ve düşünce birikimi içinde ele alınırsa Oray’a hak vermemek elde değil. Ama tabii o biraz da yaşı sebebiyle geçmişi bilmiyor. Sezen’in 1970’lerin sonlarından başlayarak medyaya ilişkisini oturtmak için nasıl bir mücadele verdiğine ben tanığım. 1980’lerden beri böyle, demek ki son 20 yıl ilişki oturmuş medyayla. Bunu sağlayan gücü nereden geliyor diye soruluyor: Ben içindeki ruhsal zenginliğinden derim, onun zenginliği bizim üstümüzde. O yüzden biraz önce dedim gibi, bazı şeyleri ille de çözümlemek zorunda değiliz.’

Şarkıcılıktan bilgeliğe evrildi

Milliyet gazetesi müzik yazarı, DJ Naim Dilmener

Sezen Aksu Türkçe müzik için neyi temsil eder? Sizin için ne ifade eder?

Üç büyükten biri elbette; Ajda Pekkan ve Nilüfer ile birlikte... 2005 yılında yayınlanan Bahane albümü öncesinde, Sezen Aksu ile ilgili olarak, her zaman ‘iki arada bir derede’ kalırdım. Bazı dönemler sever, bazı dönemler nefret ederdim. (Sızı, Neye Yarar, 1945 gibi) bazı şarkılarına tapar, (Gidiyorum v.b.) bazı şarkılarından ölesiye nefret ederdim. Ama sonraları bu durumun normal ve olağan olduğunu düşündüm. Aksu gibi, (1975-2008) otuz üç yıla, bin otuz üç şey sığdırabilmiş bir ‘diva’ karşısında bu tür (ilk elde ‘tezat’ gibi görünen) karasızlıklara kapılmak gayet makul bir şey. Ama Bahane sonrası Sezen Aksu’ya kusur bulmak çok zor.

Onu bir besteci olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beste yapamayanların, beste yaptıklarını sanarken hep ama hep aynı şarkıyı yazıp duranların damga vurduğu bir çağda, Aksu’nun her biri diğerinden tamamen farklı şarkılarını çok önemsiyorum. Evet, bu şarkıların (Seni Yerler gibi) bir kısmı, bana hiçbir şey ifade etmiyor. Ama hakkını da teslim etmek lazım; her şarkısı ‘yeni bir şarkı’dır ve ne kendisinin daha önceki şarkılarının ne de başkalarının şarkılarının içinden geçer.

Şarkı sözlerini nasıl buluyorsunuz?

12 Eylül ile birlikte onun da kafasının çok karıştığı, Özal’lı (sözde) ‘bolluk’ yıllarında vitesi boşa aldığı kesin. Ama bu durumu arkasında bırakmak için, var gücüyle çaba harcamıştır ve Bahane ile Kardelen de bunun ispatıdır. Bu alanda kaç kişi, kendisine kulak vereni ağır bir hüzün dalgasının içine çektikten hemen sonra Çehov ile boy ölçüşebilecek bir yaşama tutkusu ile baş başa bırakabilir ki? O yapıyor: ‘Hem çok zor, hem de çok kısa bir macera ömür, ömür imtihanla geçiyor...’

Sezen Aksu’nun yıllar içindeki değişimi sizin için ne ifade eder?

Tam da özlendiği-hayal edildiği gibi. Bir şarkıcı’dan, bir ‘bilge’ye evrildi.

Star/Ayşe Düzkan



Bu haber 711 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,699 µs