Mutlu ciddiye alınmayacağını biliyor!

27 Haziran 2008 18:12 tsi
Mustafa Mutlu, bugünkü yazısında İslamofobiasını alenen ifade etti: 'Tribünlerde görmeye alışık olmadığı' başörtülü seyircileri siyasal İslam'ın futbolu fethetmesi olarak yorumladı. İyibilgi yazarı İlhan Döğüş, Mutlu'yu ciddiye alarak yazısına tek tek

Mustafa Mutlu/Vatan

Futbol Şampiyonası'ndaki 'İslam gösterisi', dünyaya 'yeni kimliğimizin' ilanıdır!

Kendimi bildim bileli futbol maçlarına giderim. Gidemediğim zamanlarda televizyondan seyrederim. Futbolun, bugünkü kadar siyasallaştığına hiç tanık olmadım.

Futbol Şampiyonası'ndaki 'İslam gösterisi', dünyaya 'yeni kimliğimizin' ilanıdır! (Dünya zaten Türkiye'nin Müslüman olduğunu biliyor)

Kendimi bildim bileli futbol maçlarına giderim. Gidemediğim zamanlarda televizyondan seyrederim. Futbolun, bugünkü kadar siyasallaştığına hiç tanık olmadım. (Çünkü topluma siyaset ve kamusal alan yasaklandığı vakit toplum da siyaset dışı alanları siyasallaştırır. Burada hayıflanmak yerine siyasetin özgürleşmesini savunmak, mesela parti kapatmalara karşı çıkmak gerekiyor)

Sağ-sol çatışmasının doruğa çıktığı 1980 öncesinde bile tribünler tarafsızlığını korumayı başardı... Stadyumların önünde birbirinin kafasını gözünü yaran gençler, içeriye girdiklerinde omuz omuza verip tuttukları takımı destekledi.

Bu tablo, son birkaç yıldır değişti...

Futbolun “siyaset dışı” kimliği zedelendi.

Takımlarımızın yurt dışında oynadığı maçlarda terör örgütü yanlılarının sahaya girmeleriyle başladı siyasallaşma...

Bunu şehit cenazelerinin olduğu günlerde terör örgütü aleyhine atılan “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları izledi.

Bazı takımların taraftarları, diğer takımların taraftarlarını PKK'lı olmakla bile suçladı.

Bu yıl oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçında ise ilk kez bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan isimleri anons edilince protesto edildi.

Siyasal İslam ise yeşil sahalara resmen son Avrupa Futbol Şampiyonası'yla “Merhaba” dedi.

Düne kadar tribünlerde görmeye alışık olmadığımız “türbanlı kızlar, kadınlar” (İşte bu İslamofobianın sebebi: alışık olmamak...) yüzlerini boyayarak milli takımımıza destek vermeye başladı. (Bu milliyetçi vs. sloganlar atmaktan çok daha az siyasi bir eylem. Fakat Mutlu başörtüsünü siyasi simge olarak gördüğü için bunu da siyasileşme olarak görüyor. Yoksa tribünler de mi "devlet alanı" ve başörtülüler maç izlememeli mi? İzlemeseler "gayr-i milli" ilan ediliyorlar, izleseler futbolu siyasallaştırmış oluyorlar. Ne yapsınlar bu insanlar?)

Futbol Federasyonu Başkanı'nın türbanlı eşinin şeref tribünündeki sevinç gösterilerini biraz da şaşkınlıkla izledik... (Niye şaşırılıyor, anlamak mümkün değil... Başörtülü kadınlar bu ülkeyi sevmiyorlar mı sanıyorsunuz? Sevinmese sevinmedi diye suçlayacaksınız...)

Ve yine bu şampiyonada, özellikle de takımımız sıkıntılı anlar yaşadığında koro halinde “Ya Allah Bismillah, Allahüekber” seslerinin yükseldiğine tanık olduk...

Radikal dincilerin türban gösterilerinde duymaya alışık olduğumuz bu sözler, futbolcularımızı motive etti mi bilemem ama; Almanya maçında işe yaramadığını hep birlikte gördük! (Ben de maçları TV'den izledim fakat duymadım. Eğer atıldıysa da onaylanır bir durum değil. Peki önceki maçlarda işe yaradığını kabul ediyor musunuz? Daha da önemlisi her maçta atılıyor bu slogan...)

***

Bazı gazetelerin sırf milliyetçi duyguları okşamak için “Viyana'ya üçüncü kuşatma” başlıkları attıkları bir dönemde (Vatan gazetesi bunu yapmadı mı?) tribünlerin de “gâvurlara cihad ilan etmesi” ve “Ya Allah Bismillah” diye bağırması kimilerine anormal gelmeyebilir... (Bize anormal geliyor, çünkü din ve spor kardeşliği pekiştirir aslında. Burada asıl faktör ırkçılıktır ve bu ırkçılık sporu ve dini işlevselleştirerek meşrulaştrıp kendisini görünür kılıyor...)

Ama girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği'nin, böyle bir ülkeyi tam üyeliğe kabul edeceğini düşünmek en hafif deyişle saflık olur. (Sayın Mutlu'nun AB üyeliğini desteklediğini sanmıyorum, çünkü tüm siyasi pozisyonları açık ki demokratikleşme ve sivilleşme karşıtı.)

Bu sloganları atanların, tüm bu yazdıklarımı ciddiye bile almayacağını biliyorum... (Bunu iyi bildiniz. Birtek ben ciddiye aldım ve tek tek her cümlenize cevap yazıyorum)

Onların tek derdi, Türkiye'ye ve dünyaya “Geliyoruz” mesajını vermekti... (Bir alaka kuramadık, bunu düşünmek için açıkçası İslamofobik olmak lazım...)

Verdiler de...

Bu şampiyonadaki maçlarımızı seyreden milyarlarca kişi, Türkiye'nin kimliğinin hızla değiştiğini ve bu yeni kimliğin “İslam Cumhuriyeti” olduğunu düşünmeye başladı... (Bir araştırma yaptınız mı? Bu tür ifadeleri somut araştırmalara dayandırmadan ifade etmek doğru değil. Üstelik bütün dünya Türk milli takımının başarısından bahsediyor, kimsenin Mutlu'nun gözlemini paylaştığı yok.)

Bakalım sonu nereye varacak? (Benim öngörüm: Türkiye demokratikleşiyor, dışa açılıyor, dindar kesim daha fazla kamusallaşıyor. Bundan rahatsız olan elitler travma yaşıyor...)

 
***

 GÜNÜN SORUSU

Elektriğe 1 Temmuz'dan geçerli olmak üzere yüzde 22 zam yapıldı. Başbakan, zammı kendilerinin yapmadığını söylüyor...

Yoksa iktidar haberimiz olmadan el değiştirdi de zammı CHP mi yaptı?

(GÜNÜN CEVABI:

Asıl AKP zam yapmakla hata yaptı, bunun mesuliyetini başkasına yıkamaz ellbette ancak iktidarın CHP çizgisindeki bürokrasi olduğunu biliyoruz.)

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş

Bu haber 835 defa okundu.