Fantazi: AB ‘kimin’ yasaklanmasını istiyor?

27 Haziran 2008 15:55 tsi
Avrupa Birliği’nin raporu ‘kapatma halinde müzakerelerin durdurulabileceği’ ikazını dile getiriyor. Şöyle düşünelim: AKP kapatılır ve AB ile ilişkiler durdurularsa bu kimin işine yarar?’ Büyük bir soru! Sanki AB taraf tutuyor. Ama

Aslında büyük sürpriz değil ama, AKP’nin kapatılması istemi ile açılan davanın ilk anlarından “düne” kadar AB, genel-geçer ve bildik söylemlerinin üzerine hiç çıkmamıştı. Bu sefer çıkmakla kalmadı, oldukça da sertleşti.

Bu dönüşüm nasıl değerlendirilmeli bilinmez. Yani kararla ilgili kendilerine göre bir “kanaat” mi geliştirdiler yoksa, Türk iç politikalarında kendilerine göre bir strateji mi izliyorlar ayrı konu.

Nihayetinde “Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu”nda, Belçikalı Luc Van den Brande tarafından hazırlanan, “Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi” konulu rapor kabul edildi. Buna göre, “AKP kapatılırsa, AB ile müzakereler gözde geçirilecek ve durdurulabilecek.”

Burada 1 dakika duralım…

Bir an için Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılması yönünde karar verdiğini, AB’nin de bunun üzerine Türkiye ile müzakereleri durduğunu, yani AB ile ilişkilerin donduğunu varsayalım.

Bu kimin işine yarar? Ve sorunun yanıtına “hemen ve acilen” verilecek “klasik” yanıtı pas geçelim. AB raporundan bir bölüm; “(Mahkeme sürecinin) sonucu ne olursa olsun, iktidar partisi ile başbakan ve cumhurbaşkanı hakkında açılan davadan endişe duyulmaktadır.”

“Bunda ne var” diyebilirsiniz. Ama şuraya dikkat, “sonucu ne olursa olsun”! İlginç değil mi? Yani yüksek mahkeme “kapatılmayacak” kararı verirse de AB endişe duyacak? Aslında çelişki yok.

Çünkü AB Parlamentosu’nun raporu belki de ilk kez “doğruyu” söylüyor olabilir. Yani bu karar “mahkemeyi etkilemeye yönelik” olmayabilir. Biraz açalım.

AB, dava ile ilgili olarak “kapatma davası” ibaresini kullanabilirdi. Bugün Türkiye’de tüm basın-yayın organları uzun uzadıya, “başbakan, cumhurbaşkanı iktidar partisi” diye yazmıyor. “Kapatma davası” diyor. Herkes de ne dendiğini anlıyor.

Peki rapordaki bu açık ifadeler ne? Belki hiçbir şey. Ama belki de özellikle Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül üzerinden “yasak”a odaklanıyor rapor.

Cumhurbaşkanı’na siyaset yasağı getirilmesinin, şu anki mevcut anayasa üzerinden pratik bir sonucu yok gibi. Herkes biliyor ki Cumhurbaşkanı kalın zırhlarla korunuyor.

Şöyle bir soru sorsak: “AB yasaklılar listesinden ‘yasaklı’ seçecek olsa Başbakan’ı mı seçer yoksa Cumhurbaşkanı’nı mı?” Bu soru elbette “hiç”likle mâlul. Ama “fantezi” sayalım.

Kimi seçer? Bu sorunun yanıtı, Türk politik hayatının iç dengeleri, AKP üzerindeki ince ayarlar ve AKP ile siyasi rakipleri arasında tartışmanın gerçekten varolup olmadığı ile ilgili olabilir mi? Dedik ya sadece “fantezi” yazıyoruz.

Bu haber 1,887 defa okundu.