En Sıcak Konular

Kürt aydınlar arasında 'milli maç'

27 Haziran 2008 12:08 tsi
Kürt aydınlar arasında 'milli maç' Dünkü Zaman gazetesinde Bejan Matur 'Kürtler nasıl maç izler?' isimli bir yazı kaleme almıştı. Bugün bu yazıya yine Kürt kökenli olan bir isimden cevap geldi ve ortaya güzel ve seviyeli bir münakaşa çıktı.

Hüseyin Bayçöl/Zaman -Yorum 

Bejan Matur'un büyük yanılgısı 

Bejan Matur'un evvelsi gün bu sayfalarda yayınlanan "Kürtler millî maçları nasıl izler?" yazısı malum... Mevzuya direkt giriyorum: Bejan Hanım, bendeniz ve diğerleri... Anadili Kürtçe olan ama sözcüklerin o büyülü dünyasını Türkçeyle keşfeden sanatçılar.  
 
Belki de Türkçeyi en az Yahya Kemal'in "Ağzımdaki anamın ak sütü" ifadesi kadar yaşayan, hisseden ve onun maviliklerine kulaç açmaktan hep mistik bir haz alan yolcular... Bizler bu ülkedeki Kürt gerçekliğinin sanattaki, düşüncedeki yansımalarıyız hani! Peki, milli maçları izlerken, Türkçe öyküler kurgularken, Türk şiirini konuşurken yahut gecenin bir vaktinde yorganımızı başımıza çekerken ortak kaderimiz hep arafta olmak mı sahiden? Bejan Matur meseleyi kendinden hareketle irdeliyor; ben de diasporadan bir örnekleme olarak kendimden devam edeyim o halde: Akşamki Almanya maçını beklerken göğsümdeki Türk bayrağıyla ve sırtıma da bir yafta gibi aldığım bu sualle dolaşıyorum Viyana sokaklarında. Benim gibi yedi ceddi Kürt olan eşimin evin dört bir yanını bayraklarla donatmış olması ve heyecan dolu doksan dakika bir nebze sanallaştırıp alıyor bu yaftadan, ama talihsiz yenilgi bir kez daha yakıcı bir şekilde yüzleştiriyor beni o dayatılmış etiketle.

Bejan Matur'un indirgemeci mantığını da, düştüğü açmazı da anlamak zor değil, lakin bir hakikat var bilinmesi gereken: Bu işler de bu fikirler de bizim irademizle gelişmedi. Daha açığı şu: Kürt entelijansiyası meseleyi bir türlü anlayamadığı için araflara düşüyor. Zira Kürtler modern zamanlardaki ilk isyanlarını Fransızların Kürdistan'da okul açmalarına karşı gösterdiler. Tamamen soldaki ve araftaki Kürt aydınlarının da, resmi ideolojinin de anlayamadığı nirengi nokta burasıdır. Sadeleştirirsek: Derinlerdeki, en derinlerdeki problem modernitenin dayatmacılığına isyandır. Avrupa'nın başkentlerindeki reddiyeci Kürtistlerle gelinen noktadaki sol Kürt kuşağı bu derinlerdeki isyanın lümpen savrulmalarıdır ve kesinlikle tablonun özü değildir. Bu yüzden kişisel durum tespitlerinden toplumsal reçeteler aramanın hiçbir anlamı yoktur.

Bütün genellemeler yanlı ve yanlış olur. Bejan Matur başlıktan itibaren genellemeyle haksızlık yapıyor, kitleleri tektipleştiriyor ve ateşe körükle gidiyor. Tabii ki bahse konu olanların Türkiye'deki ve diasporadaki varlıklarını kimse inkar edemez ama çizilen kompozisyon bütün Kürtleri değil, her toplumda görülebilecek marjinal bir kitleyi tarif etmektedir. Biz de genelleme yapmayalım; lakin o yazıyı okuyanların çoğu bilir ki Kürtler de milli maçlarda Türkler kadar heyecanlıdırlar. Hatta meseleye yüreklerinin de tenleri gibi esmer olması katılırsa; ihtimal karakterlerinden dolayı, atılan gollere Türklerden daha fazla sevinmekte, yenilenlere daha fazla üzülmektedirler. Araftakilerin varlığını kabul etmemek elde değil; ancak Kürtlerin batıdakiler tarafından karşı tribüne gönderildiği genellemesi de en açık ifadesiyle bir yaftadır, bir haksızlıktır.

Meselenin kırılma noktası aslında altmışlarda köyden kente inen moderniteyle sorunlu Kürt öğrencilerinin ve kentlerdeki Kürt orta sınıfının o yıllarda dünyaya egemen hazır ideolojik şablonları giymesi ve bunu şimdilerde Kürtleri tarif etmede kullanmasıdır. Yoksa Bejan Hanım bu çok büyük gerçeği çevresinde görmemiş/görememiş olsa da milli maçlarda kitleler pekâlâ birlikte coşuyor, birlikte hüzünleniyor. Entelektüel birikimi Troçkist yorumlardan öteye gidemeyen ve kendi toplumlarına asla selim bir kalple bakamayan Kürt aydın gettoları bilmeseler de, benim anam gibi Türkçe okuma yazma bile bilmeyen nice analar, kendi esmer çocuklarından hiçbir farkı olmayan ekranlardaki o delikanlılara, yürekten hem de çok yürekten dua ediyorlar. Anamın çocuklarının heyecanla izlediği maça dualar yaptığını da bu ülkedeki okuma yazma bilmeyen diğer Türk anaları biliyor; her ne kadar dile getiremeseler de...

Zaman Gazetesi'nin cesur bir şekilde her sese açık durmasını alkışlıyoruz, lakin maşerî vicdanın sesi Bejan Matur'un genellemesiyle haksızlık yaptığı şeklindedir. Bu meselelerin bir de maşerî vicdanın sesi olacak Kürtler tarafından tartışılması gerek. Kim bilir, belki de zamanı geldi artık. 



Bu haber 703 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,868 µs