'Kapatırsanız kapatırız!'

27 Haziran 2008 10:21 tsi
Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi Türkiye'den çoğulcu ve tahamüllü bir siyasi yapı talep ediyor. AKP'nin kapatılması gibi anti-demokratik karalarınsa ülkeyi 12 Eylül dönemine döndüreceğini belirtiyor. Ve belki de ilk defa bu kadar sert ve net konuşu

AVRUPA KOMİSYONU PARLAMENTERLER MECLİSİ 3’E KARŞI 65 OYLA UYARDI

AKPM Raporu’nda, AK Parti’nin kapatılması halinde Türkiye’nin 1982 darbesi sonrasında olduğu gibi ‘denetim süreci’ne alınması istendi. Laiklik kriterlerinin siyasi partilere uygulanamayacağı vurgulandı

AVRUPA Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), 3 ret oyuna karşılık 65 oyla ‘AK Parti’nin kapatılması durumunda Türkiye için izleme süreci mekanizmasının, ciddi bir biçimde tekrar gözden geçirilmesini’ öneren raporu kabul etti. Raporda ‘Laiklik kriterleri siyasi partilere uygulanamaz. Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerde çok sayıda dine dayalı siyasi parti vardır’ vurgusu yapıldı.

DAVADAN ENDİŞE DUYUYORUZ

AKPM’NİN acil Türkiye oturumunda raportör Luc van der Brande’nin ‘Türkiye’de demokratik kurumların işleyişi’ konulu raporu 3’e karşı 65 oyla kabul edildi, 3 parlamenter çekimser kaldı. Oy vermeyen parlamenterler arasında bulunan MHP milletvekili Tuğrul Türkeş gerekçesini, ‘Oy verseydim raporun varlığını kabul etmiş olurdum’ diye açıkladı. Anayasa Mahkemesi tarafından AK Parti hakkında açılan davaya geniş biçimde atıfta bulunulan kararda ise ‘Sonucu ne olursa olsun, iktidar partisi ile başbakan ve cumhurbaşkanı hakkında açılan davadan endişe duyulduğu’ ifade edildi ve ‘bu davanın ülkenin siyasi istikrarını etkileyeceği’ görüşüne yer verildi.

AB’DE DİNİ PARTİLER VAR

GENEL Kurul’da kabul edilen değişiklik önergesinde, AKPM’nin laik üye ülkelerle dayanışma içerisinde olduğu hatırlatılarak ‘Ancak laiklik kriteri siyasi partilere uygulanamaz. Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerde de dini temele dayalı birçok parti bulunmaktadır’ ifadelerine yer verildi. Dini temele dayalı bir partinin iktidarda olması halinde ve hükümetin anayasaya aykırı bir karar çıkartması durumunda, bu konuda açılacak davanın partinin kapatılmasına değil, söz konusu karara yönelik olması gerektiğine vurgu yapıldı.

DARBENİN İZLERİ SİLİNSİN

13 sayfalık raporda, 12 Eylül askeri darbesinin izlerini taşıdığı belirtilen 1982 anayasasının değiştirilmesi önerildi. Türkiye’deki anayasa hazırlama çalışma süreci, devlet kurumlarının demokratik işleyişinin yakından izlenmesi istenen raporda Türkiye ile izleme süreci sonrası diyaloğun yoğunlaştırılması çağrısında bulunuldu. Türk hükümetinden yeni anayasa yapma çalışmalarında Venedik Komisyonu ile yakın işbirliği içine girmesi istendi. STRASBOURG

Bu yargı darbesidir müzakereler kesilir

HRİSTİYAN Grup adına Genel Kurul’da konuşan Rene van der Linden parti kapatma kararının, Türkiye’nin AB ile yürüttüğü tam üyelik müzakere sürecini de olumsuz etkiyeceğini ve müzakerelerin kesilebileceği uyarısında bulundu. Sosyalist Grup adına konuşan Andreas Gross ise AK Parti hakkında açılan davayı, ‘’yargı darbesi olarak’’ niteledi.

Sosyalist parlamenter, Anayasa Mahkemesi’nin yetki sınırlarını aştığını söyledi. AK Parti milletvekili Erol Aslan Cebeci Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Türkiye’deki tartışmanın gerçek amacının laiklik değil, bir anlamda iktidar çekişmesi olduğu, elitlerin, halkın yönetimine katılmasını istemediklerini söyledi.

Parlamentodaki CHP ve MHP’li vekiller, genel kurul öncesi, çıkacak kararın yargıyı siyasallaştırma amacı taşıdığını iddia eden bildiri yayınladılar.

‘Denetim’ kalktı müzakere başladı

AKPM’NİN Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınmaszının ciddi biçimde düşünülmesini isteyen raporu kabul etmesi, bu süreçte neler olabileceği sorusunu gündeme getirdi. 1982 darbesinin ardından, darbe yöneticileri AKPM için yeni üyeler seçti.

Ancak AKPM, bu yeni üyeleri kabul etmeyerek darbe ile görevleri sona erdirilen milletvekillerinin üyeliklerinin devamına karar verdi. Türkiye ile Avrupa arasında uzun süre tamir edilemeyen yaralar açıldı. Türkiye üzerindeki izleme sürecinin 2004 yılında kalkması, Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasında önemli rol oynamıştı.

Yargı siyasi amaçlar uğruna kullanılamaz

AKPM’NİN kabul ettiği raporu hazırlayan Belçikalı Luc Van den Brande, ‘Raporun, Anayasa Mahkemesi’nin kararına müdahale olarak görülmemesi gerektiğini’’ söyledi. Bu raporun tartışılmasıyla Türkiye ve diğer ülkelere açık mesaj vermek istediklerini ifade eden Raportör, ‘Avrupa Konseyi standartlarına ve Venedik Komisyonu ilkelerine uygun bir karar alınmasını umut ediyoruz’’dedi.

SİYASİ partilerin şiddeti savunmadıkça yasaklanmasına karşı çıktığını ifade eden raportör, ‘Türkiye’de konuyla ilgili gerekli anayasa değişikliğinin vakit geçirmeden yapılması gerektiğini’’ söyledi. ‘Yargı siyasi amaçlar için kullanılamaz’ vurgusu yapan Belçikalı parlamenter, siyasi parti yasağını ‘kabul edilemez’’ bulduğunu vurguladı. Gerektiği zaman ‘denetim’ mekanizmasının çalıştırılmasını istedi. 
 
star

Bu haber 593 defa okundu.