Henüz Özgür Olmadık | " /> Henüz Özgür Olmadık | "/>

En Sıcak Konular

Ortak aklın kitabı: Henüz Özgür Olmadık

1 Temmuz 2008 10:24 tsi
Ortak aklın kitabı: Henüz Özgür Olmadık Üniversitelere başörtüsüyle girmeyi serbest hale getiren Meclis kararının iptali, yeni tartışmalar açtı. Hayykitap’tan çıkan ‘Henüz Özgür Olmadık’ kitabı bu çağdışı yasağa (ve özgürlükleri kısıtlayan diğer anti-demokratik yasaklara) karş

“Başörtülü olmanın kendisinde, yine sadece başörtülü kadınların sırrına vakıf olabildikleri bir mahremiyet hissiyatı gizli… Ben başörtümle, daha doğrusu tesettürümle sadece vücut hatlarımı bakışlardan korumaya çalışmıyorum. Sahip olduğum var oluşsal mahremiyeti de başkalarına mahrem/mahrum kılıyorum. Benim için başımı açmak demek çıplak kalmaktan farksız bir şey…  Belki de bu yüzden yasak sürecinde birçok annenin kızlarına diyemediğini babaları rahatlıkla diyebildi: “Aç gir, n’olcak?” Hâlbuki pek çok şey olacaktı, oldu ve oluyor… Ve belki de biz, başörtülü kadınlar, yasağa boyun eğerek en çok da Rabbimizle aramızdaki bu mahrem, gizli saklı ve kıymetli görünmez bağımızı görünür kılan yegâne vesileye halel getirmekten, onun hakkını verememekten ve yitirmekten korktuk.

İşte bu yüzden böyle vakitlerde verdiğim sözü hatırlıyorum ve o sözün bana hatırlatılacağı günü… O gün, ellerimin bomboş kalması korkutuyor beni… Bu sıkıntılar gün olur beni yıldırır da, ben de O’ndan vazgeçip, bizi ayırmaya çalışanlara teslim olursam diye korkuyorum. Kamusal alandan O’nu kovmaya çalışanlar, beni de ancak O’nsuz kabul edeceklerini söylemiş olmuyorlar mı? “Başını aç öyle gir” demek, “O’nu ve O’nun söylediklerini dışarıda bırak, öyle gir” demek değil mi? Peki ya ben de öyle yaparsam? O’nu dışarıda bırakıp içeriye girmeye kalkarsam, sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi…”

Böyle başlıyor “Henüz Özgür Olmadık”… Kitabın omurgasında, üniversitelerde (ve kamuda) başörtüsü yasağı yüzünden kalbi kırılan kadınların kişisel tanıklıkları, yasağın acıtıcılığı, mahremiyet ve tüm incinmelere rağmen Allah’la yapılan akdin verdiği güven oluşturuyor. Merkezde başörtüsü var ama aslında kitap, Cumhuriyet’in tüm mağdurlarını, tüm travma geçirenlerini, tüm ötekileri kucaklıyor. Basında da geniş yankı bulan “Söz konusu özgürlükse hiçbir şey teferruat değildir” bildirisinin bir devamı niteliğinde. Ve mesajı da açık: “Devlet, bizi Kürt, Ermeni, başörtülü, Alevi, vb. olarak görmesin; aslî vatandaşı olarak görsün ve eşit muamele etsin, taleplerimize karşılık versin ki bu ülkede ‘aslî vatandaş’ tamlamasını kullanmaya bir daha gerek kalmasın.”

‘Henüz Özgür Olmadık’, başörtülü kadınların yaşadıklarına ve iç dünyalarına ortak olmak, başörtüsü meselesinin insani boyutuyla yüzleşmek isteyenlerin, mutlaka okuması gereken bir kitap.

Köşe yazarları ne dedi?

“Yeni söz” hem Türk usulü modernizmin totaliterliğine, hem de sadece kendine bakan geleneksel-ataerkil cemaatlerin totaliterliğine karşı direnenlerden çıkıyor. Bu memleketteki gerçek özgürlük mücadelesine yepyeni bir soluk getiren başörtülü kadınlardan geliyor bu yeni düşünce... Toplum onlar sayesinde, onların yeni kelimeleri sayesinde kendini, geçmişi ve bugünü daha iyi anlıyor; geleceğe daha güvenle ve umutla bakıyor.
Ferhat Kentel

Haklarında hemen herkesin bir şeyler söylediği başörtülü öğrenciler öyle bir bildiriye imza attılar ki, “şapka çıkartmamak” imkânsız. Bugünlerin pek tutulan jargonuyla söylersek, yıllardır konuşmaya doyamadığımız mesele “İşte budur!”
Kürşat Bumin

Kendileriyle birlikte bütün toplumun özgürleşmesini savunan 600 başörtülü kadına bu umudumu boşa çıkarmadıkları için özel olarak da bir teşekkür borçluyum galiba...
Gülay Göktürk

İşte budur! Artık özgürlüğün ne olup olmadığını doğru düzgün tartışmak için bu bildiri yoluyla bir temel ortaya konulmuştur. Buradan başlayabiliriz!
Haşmet Babaoğlu

Ben bu sese kulağımı ve yüreğimi açıp birlikte ortak nokta bulma arayışına çıkarım. Bir tane Türkiye var. Onun da sahibi ne bir kişi ne de bir grup. Türkiye bizim. Birlik olmak zorunda değiliz ama bir arada yaşamak için, hepimizin rahat edeceği bir noktada buluşmaya mecburuz.
Ferai Tınç

Bu konuda, bana kalırsa son sözü söyleyenler, imzaya açılmış bir metinle karanlık görünen geleceğimize güçlü bir ışık olan bir grup başörtülü kadın oldu. Onların metnini, ola ki ulaşamadıysanız, birlikte okuyalım istiyorum. Derin bir soluklanıp yeniden başlayabilmek için…
Yıldırım Türker

“Biz henüz özgür olmadık” başlıklı bildiriye tek kelimeyle şapka çıkarmak gerek. Bu “türbanlı” hanımların “biz sadece kendimiz değil, bu toplumdaki herkes için özgürlük istiyoruz” demesi, Türkiye’deki bir dizi ezberi bozan çok önemli bir mesaj.
Mustafa Akyol

Bu bildiri benim indimde bir milattır. Zira gerçek özgürlüğün peşinde olanlar için “başı açık özgürlük” “başı kapalı özgürlük” diye bir ayrımın olmadığını gösterdi bana.
Tuğçe Baran

Hayykitap’ın web sitesine bağlanmak ve kitabı on-line olarak satın almak için tıklayınız!



Bu haber 2,168 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,812 µs