Barıştan yana olmak bu kadar mı zor? | " /> Barıştan yana olmak bu kadar mı zor? | "/>

En Sıcak Konular

Barıştan yana olmak bu kadar mı zor?

26 Haziran 2008 11:43 tsi
Barıştan yana olmak bu kadar mı zor?  
Türker Alkan bugünkü yazısında vicdani ret meselesini çok farklı bir boyuttan gündeme getirmiş. Belli karşılaştırmalar yaparak meseleyi ele alıyor, zihin açıyor. İşte o yazı..

Türker Alkan/Radikal

Eskiden komünist olmak çok zordu. Mersin Lisesi’nde Türkiye’nin en iyi ressamlarından biri olan Haşmet Akal hocamızdı. Bir gün Peyami Safa’nın köşe yazısında ‘Haşmet Akal komünisttir, resimlerinde gizlice orak çekiç simgelerini kullanır’ sözleri çıkınca, herkes Haşmet beye karşı cephe almıştı. Komünizmin nasıl belalı bir iş olduğunu ilk kez orada gördüm. İkinci kez de Nâzım Hikmet’in şiirlerini gizli gizli okumak zorunda kalınca.
Sonradan farkına vardım ki Türkiye’de zor olan başka şeyler de var: Eşcinsellik, özellikle kadınsı olan erkeklerin durumu. Dinsizlik, ateistlik. Ve vicdani retçilik.
Gerçi demokratikleşmeyle birlikte komünizm, eşcinsellik, dinsizlik ve ateizm üzerindeki baskılar, kısıtlamalar tümüyle kalkmasa bile bir ölçüde azaldı. Geçen gün eşcinsellerin yapacağı bir yürüyüşün ilanı ilişti gözüme. 20-30 yıl önce olsa böyle bir ilan vermek bile mümkün olmazdı.
Tabii çok sıkıntıda olan bir küme ‘vicdani retçiler’. İnsan öldürmek, silah kullanmak istemedikleri için, orduya yazılmayı kabul etmeyenler!
Vicdani retçilerin (‘pasifistler’ de denebilir sanırım) itirazlarını ciddiye almamak mümkün değil. Savaşmak, insan öldürmek (amaç ne olursa olsun) kabul edilmesi zor şeyler. Vicdani retçiliğin en zayıf tarafı bireysel bir çıkış olması; ulusal, bölgesel ve küresel sorunlara çözüm getirmemesidir. Savaşlar salt kültürel ve ahlaksal sorunlar değildir. Savaşların arkasında ekonomik, stratejik, ideolojik.. pek çok sorun yatar.
Buna karşın, vicdani ret hareketi savaşların ahlaki yönüne dikkati çekmesi bakımından son derece önemlidir. Hele savaşların gittikçe yaygınlaştığı, cephe gerisine kaydığı, sivilleri de etkisi altına aldığı bir ortamda.
Sivil retçilere karşı yöneltilebilecek en sert eleştiri, romantik olmaları, gerçekçilikten uzak kalmalarıdır. ‘Devlet’ diye bir aygıt oldukça ve ‘uluslararası hukukun’ yaptırım gücü olmadıkça, savaşların kökünü kazımak mümkün gözükmüyor.
İkincisi, vicdani retçilik bireysel bir çıkış olarak kaldığı sürece uluslararası sorunları çözmenin (ulusalcı ideolojinin hâlâ egemen olduğu bir ortamda) pek mümkün gözükmemesidir.
Üçüncüsü, görünüşe göre vicdani retçiler (Amerika’da olduğu gibi) başarıya ulaşsalar bile, bu başarının savaşlara ve şiddete son vermek için yeterli olmadığıdır. Vietnam Savaşı sırasında ABD’de zorunlu askerlik geçerliydi ve çok güçlü bir ‘vicdani ret’ hareketi gelişti. Bunun üzerine Amerika savaştan sonra 1973 yılında profesyonel orduya geçti. Savaşmak istemeyenler orduya katılmadı. Ama bu değişiklik savaşlara engel olmadı. Şu farkla ki, eskiden bütün gençlerin savaşma ve ölme olasılıkları eşitken, şimdi fakir çocukları cephede ölüyor. Irak burnumuzun dibinde. Şiddet uygulama, işkence etme bakımından profesyonel ordunun çok daha acımasız olduğunu gördük üstelik!
ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olan John McCain profesyonel ordudan çok memnun olduklarını, zorunlu askerlik düzenine geçmeyeceklerini söyledi geçenlerde.
Vicdani retçilerin Amerika’daki başarısı silahları susturmaya yetmedi. Bizde de yeteceğini sanmıyorum.
Ama öyle de olsa vicdani ret hareketi devam etmelidir. İki nedenle. Birincisi, ahlaki olarak doğru yanda olduğu için. İkincisi de, her şeye rağmen geleceğin umut tohumlarını barındırdığı için devam etmelidir.



Bu haber 303 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,446 µs