En Sıcak Konular

Avrupa, Türkiye'yi ‘kara liste’ye almayı oyluyor

25 Haziran 2008 15:52 tsi
Avrupa, Türkiye'yi ‘kara liste’ye almayı oyluyor AKPM Türk demokrasisinin yeniden denetim altına alınıp alınmayacağını yarın tartışacak.

Avrupa Konseyi, AKP'ye açılan kapatma davasını 'sağlıklı demokrasi için endişe verici' gelişme sayıp Türkiye'yi yeniden denetim altına almayı tartışıyor.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) acil gündem olarak yarın düzenleyeceği Türkiye oturumunda, Türk demokrasisinin Avrupa Konseyi denetimine alınmasının gerekip gerekmediğini oylayacak. 2004 yılında Türkiye 'demokrasisi zayıf ülke' sınıfından çıkarılmış ve ülke üzerindeki denetim de  kaldırılmıştı.

AKPM'nin Belçikalı üyesi Luc Van den Brande tarafından hazırlanan 'Türkiye'de Demokratik Kurumların İşleyişi' konulu rapor taslağı ve buna bağlı karar tasarısı tamamlandı. AKP'nin kapatılması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesi'ne açılan kapatma davasının geniş yer bulduğu karar tasarısında, "İktidar partisi ile başbakan ve cumhurbaşkanı hakkında açılan davadan endişe edilmektedir. Bu dava, ülkenin siyasi geleceğini etkileyecektir" deniliyor.

Kapatma hassasiyeti
Tasarıda, AKP hakkında açılan kapatma davasının Türkiye'de parti kapatmalarının yasal dayanakları konusunda 'canlı bir tartışma ortamı' yarattığına da dikkat çekiliyor. Parti kapatmaların önlenmesi için anayasa reformunun şart olduğu belirtilen tasarıda, siyasi parti kapatma konusunda AKPM'nin 'çok büyük hassasiyet' içinde olduğu vurgusu yer alıyor.
Rapor taslağında dikkat çeken diğer bölümler ise şöyle:
Cumhurbaşkanlığı krizi: Tayyip Erdoğan başbakanlığındaki hükümet, beş yıl boyunca ekonomik ve siyasi reformlar yürüttü. Böylelikle Türkiye Ekim 2005'te Türkiye AB ile üyelik müzakerelerine başlayabildi. Ancak 2007'de cumhurbaşkanı seçim sürecinde kriz çıkarak reformlar sekteye uğradı.
Sezer'in vetoları: 2007'de Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ortaya çıkan siyasi gerilim, Türk ordusunun "Laikliğin savunucusu biziz" şeklindeki açıklamasıyla daha da arttı. Çoğunluk hükümeti tarafından getirilen reformlar dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildi. Tüm bunlar kaçınılmaz olarak ülkedeki siyasi reform sürecini yavaşlattı.
Türban gerilimi: 2007'de siyasette yaşanan gerilim, seçimler sonrasında AKP'nin üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmaya karar vermesiyle daha da tırmandı.
Kapatma geleneği: Türkiye'de parti kapatmak gelenekselleşti. AKPM; 2004'teki Türkiye için gözlem raporunda da parti kapatmaların meclisin özgürlüğüne ve insan hakları sözleşmesine aykırı olduğu yönündeki görüşlerini aktarmıştı.
AKP ılımlı alternatif: 2001'de Erdoğan ve Abdullah Gül tarafından kurulan AKP Türk siyasetine, Necmettin Erbakan'ın Refah Partisi'nin çok daha ılımlı bir alternatifini sundu, kendisini Batı yanlısı bir parti olarak niteledi.
Acil anayasa: 1980 darbesinin izlerini taşıyan 1982 Anayasası'nın baştan sona gözden geçirilmesi ve Avrupa standartlarına uygun hale getirilmesi gerekiyor. Türkiye'de reform sürecinin sağlamlaştırılması ve kurumların demokratik olarak çok iyi çalışabilmesi için yeni ve sivil bir anayasaya acil ihtiyaç duyulduğu kesinleşmiştir. Bu çerçevede toplumun tüm kesimleri ulusal bir tartışma ortamında birlikte hareket etmelidir.

ANAYASA İÇİN İŞBİRLİĞİ

Hükümetin yeni anayasa hazırlama girişimi ayrıntılı yer bulduğu tasarıda hükümetin anayasa hazırlık çalışmalarında Venedik Komisyonu ile işbirliği yapması isteği yer alıyor. Tasarıda, Anayasa Mahkemesi'nin AKP hakkında açılan kapatma davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkına uygun, Venedik Komisyonu kararları çerçevesinde Avrupa standartlarına uygun karar vereceğine 'büyük inanç' duyulduğu da söyleniyor.
Tasarıda, AKPM'nin izleme komitesinden Türkiye'de yeni anayasa hazırlamaya yönelik çalışma süreciyle, devlet kurumlarının demokratik işleyişinin yakından izlenmesi de isteniyor. Komiteye, 2004'te demokrasi açısından 'denetim sürecinden' çıkan Türkiye ile daha yakın diyalog kurulması çağrısı da tasarıda yer alıyor.

Tasarıda, "Türkiye için izleme süreci mekanizmasının, gerektiği takdirde ciddi bir biçimde tekrar gözden geçirilmesi" de isteniyor.

YENİDEN İZLEME

AKPM'nin yarın tartışarak oylayacağı rapor ile buna bağlı karar tasarısındaki bu istek, AKP'nin kapatılması durumunda Avrupa Konseyi'nin Türk demokrasisini yeniden 'kara liste'ye alma riskini de beraberinde getiriyor.
AKPM, demokratik reformların yeterli olduğuna ikna olup, Türkiye üzerindeki 'denetim-izleme' sürecinin kapatılmasını 2004'te kararlaştırmıştı. Bu süreçten kurtulması, Türkiye'nin AB'yle üyelik müzakerelerine başlamasında etkin rol oynamıştı. Denetim süreci, daha çok Avrupa Konseyi'ne yeni üye olmuş ve insan hakları alanında eksiklikleri olan ülkeler için uygulanan bir mekanizma.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) Strasbourg'da süren yaz oturumu çalışmalarına Türkiye'deki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler damgasını vuruyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanı ve İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'in Strasbourg ziyareti sırasında  gündeminde Türkiye vardı. Bildt, Türkiye'deki son siyasi gelişmeleri Radikal'e değerlendirirken, AKP'nin hükümette olmasından ötürü Türkiye'de rejim kaygısına kapılanların kendilerini şaşırttığını söyledi. Türkiye'yi onlarca Avrupalı gözlemcinin izlediğini hatırlatan Bildt, "Gözlemciler, Türkiye'de rejim için bir tehlike görmüyor. Gördüğümüz şey, Türkiye'nin tam olarak ciddi bir reform sürecinden geçtiğidir" diye konuştu. AKP'ye açılan davanın kapatmayla sonuçlanması durumunda nasıl bir tavır alacaklarına sonra karar vereceklerini söyleyen  Bildt, AKP'nin kapanması ile Türkiye'nin AB üyelik müzakere sürecinin durması arasında şimdiden doğrudan bir bağ kurmanın erken olacağını dile getirdi.

ORDUNUN KONUMU

Bildt, Türkiye'de ordunun zaman zaman yaptığı açıklamaların demokrasiye ters düşmediğini, aksine bu açıklamaların Türkiye'de herkesin ifade özgürlüğünden yararlandığının göstergesi olduğunu kaydetti. İsveçli Bakan, Türk ordusunun politikada özel bir konumu olduğuna dikkat çekerken bunun Türkiye'nin tarihinden kaynaklandığını söyledi. Bildt, Avrupa'nın Türk ordusuyla ilgili gözlemlerini şöyle aktardı: "Ordu, ülkeyi kuranın kendisi olduğunu söylüyor ve tarihe baktığımızda bunun bir noktaya kadar doğru olduğunu görüyoruz. Fakat Türkiye şu an Avrupa tipinde bir demokrasiye geçiş yaşıyor. Biz bu geçişte yardımcı olmalıyız. Avrupa'da ordular, seçilmiş hükümetlerin yetkisi altında. Bu kurala Türkiye'de de uyulması gerekiyor." Bildt, önceki gün AKPM'de yaptığı konuşmada Türkiye'yle ilgili şu mesajı vermişti: "Demokrasi sadece adil ve hür seçimler düzenlemek demek değil, seçmen iradesine saygı göstermektir."

SESİZ SEVİNÇ

'Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi' konulu rapor taslağı, AKPM'ye üye Türk milletvekilleri arasındaki çatışmayı doruk noktasına taşıdı. AKPM'nin 12 kişilik Türk heyetinin başkanı AKP'li Mevlüt Çavuşoğlu, Türk demokrasisinin yeniden Avrupa Konseyi'nin 'denetim'ine girme riskiyle karşı karşıya kalmasının 'üzücü' olduğunu söyledi. Çavuşoğlu "Biz, bunun yanlış olacağını Avrupalı muhataplarımıza söylüyoruz" dedi. CHP'li üyesi Haluk Koç, "Bu taslak, sanki AKP Genel Merkezi'nden gönderilmiş gibi" diye konuştu. Türk heyetindeki MHP'li üye Tuğrul Türkeş,"Türkiye'nin demokratik kurumlarının işleyişi başlığı altında sadece AKP'yi tartışmaları, konseyin saygınlığına gölge düşürmüştür" dedi.

11 ÜLKE DENETİMDE

Avrupa Konseyi Denetim Komitesi'nin bugün 'demokratik gelişim' açısından denetim altında tuttuğu 11 ülke var. Bunlar; Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan, Moldava, Monako, Karadağ, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna. 'İzleme sonrası süreç' klasmanında ise şu ülkeler yer alıyor: Bulgaristan, Türkiye ve Makedonya.  Komite, denetim sürecindeki ülkelerde demokrasinin işleyişini 'çok ağır' raporlarla izliyor.

Radikal



Bu haber 411 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,286 µs