Final mi? Neden olmasın?

İsviçre maçıyla birlikte başlayan mucize maçlar serisinin sonunda yarı finale kadar yükselen Ay-yıldızlılar, filmin sonunu mutlu bitirmek istiyor. Basel’in St. Jakob Park stadında 21:45’te başlayacak olan maçı Massimo Busacca yönetecek.

Kaç takım vardır acaba 119. dakikada gol yiyip 121. dakikada gol atan? Sadece 3 dakikada iki gol atarak favori rakibini eleyen kaç takım gördünüz? Bu takım dünya üzerinde her an her maçta hem de üst üste üç kez rastlayamayacağınız ve ne taktikle ne de futbol bilgisiyle açıklanamayacak geri dönüşlerle bizi tüm dünyanın manşetine taşıdı. Şimdi rakip Almanya. Sakın aklınızdan “Yenemeyiz, eleniriz” gibi düşüncelerin geçmesine izin vermeyin. Çünkü öyle bir takımımız var ki dakika 90’da olsa 120’de olsa maçı bırakmıyor. Kupayı almak tabiî ki zor ancak unutmayın Portekiz maçından sonra da eleneceğimizi düşünüyorduk, şimdi yarı finaldeyiz.

Dünya Almanya diyor
Dünyanın uzak ara favori olarak gördüğü takım Almanya. Haksız da sayılmazlar aslında. Çünkü aradaki tecrübe farkı, oyun farkı, disiplin farkı gibi teknik-karakteristik özelliklerin yanında dokuz oyuncumuzun sakat olması da Panzerlerin bu denli favori olmasını sağlıyor. Ancak ben katılmıyorum. Bakın son turnuvalara neredeyse hepsinde bir-iki takım çıkıp devlere çelme takmış. Daha 2002’de Brezilya’ya döktürdüğümüz ecel terlerini ekrandan seyrediyorduk. 2004’te kimsenin şans vermediği Yunanistan, ev sahibini finalde yenerek kupaya uzanıyordu. İşte Rusya. Turnuvanın mutlak favorilerinden Hollanda’yı eledi. Bir sürprize de Basel’de Türk Milli Takım’ı imza atamaz mı?

Neden Almanya?
Almanları favori yapan faktörlere bakacak olursak; en öne çıkan özelliklerinin maç boyunca korudukları oyun disiplinleri olduğunu söyleyebiliriz. Maçtan hiç kopmayan Panzerler, farklı da önde olsa mağlup da olsa aynı disiplinle oyun sistemini uygulayabiliyor. Bunun yanında orta sahada uyguladıkları alan presi de rakibin oyun kurmasını engelliyor ve uzun topa yöneltiyor. Uzun toplar da boy ortalaması 1.90 olan stoper ikilisinden dönerek hızlı ataklara dönüşüyor. Almanya bu sayede topa sahip olmadan dahi oyunu kontrolünde götürebiliyor.

Almanya’nın en büyük sıkıntısıysa rakibinin topa sahip olması sonrası ortaya çıkıyor. Hırvatistan maçında tüm çıplaklığıyla karşımıza çıkan bu zaafın Almanların sahadan boynu bükük ayrılmasını sağlarken Avusturya’ya da örnek olmuş olacak ki Avusturya son maçta rakibini salladı fakat yıkamadı. Portekiz ise kendi oyununu oynamayı seçti ve Almanların ekmeğine yağ sürdü. Dokuz eksikle neler yapılabilir bilinmez ancak finali istiyorsak, topa sahip olan taraf olmalı, hazırlık paslarını başarıyla ve çoğunlukla yapmalıyız. Bu sayede de Almanların özgüvenlerine de darbe vurmuş olacağız.

Busacca iyi tercih
Maçın hakemine gelince, benim beğendiğim hakemlerden birisi Busacca. Urs Meier’den sonra İsviçre’nin söz sahibi hakemi olan Busacca, özellikle tatlı-sert maçlarda bazı pozisyonları tolare ediyor ve oyuncularla sıcak diyaloglar kurarak fazla kartına başvurmuyor.

Belki bugün belki de yarın yazısını hazırlayan herkes Lineker’den yardım alacaktır. Ben hakkımı bugün için kullanıyorum. Ne demişti Lineker: “Futbol basit bir oyundur. Bir top ve 22 oyuncu ile oynanır ve hep Almanlar kazanır…” İngiliz futbol duayeninin bir futbol ekolü olan Almanlar hakkında söylediklerine katılmamak mümkün değil ama içimden Ay-yıldızlıların son maçlarda gösterdiği performansları da göz ardı etmek gelmiyor. Özellikle takımımızın son dakikalarda adeta çimlerden sökerek aldığı yarı final biletini kolay kolay çöpe atmayacağına inanıyorum. Eminim onlar da benim gibi düşünüyor. Kim bilir belki de yarın aynı satırlarda yeni bir mucizeyi okuyor olacaksınız…

www.iyibilgi.com Özel Murat Uludağ