Nereden nereye... | " /> Nereden nereye... | "/>

En Sıcak Konular

Baykallı CHP: Nereden nereye...

24 Haziran 2008 19:50 tsi
Baykallı CHP: Nereden nereye... CHP lideri Baykal bugünkü grup konuşmasında “kurtuluş savaşı” çağrısı yaptı. Baykal’ın konuşması ve CHP’nin haline “yazık” diyerek hayıflanan İyiBilgi yazarı Hasan Soylu, CHP’nin “sosyal demokrat” olma

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bugün halka “kurtuluş savaşı” çağrısı yaptı. “Yeni anayasa” istemlerini de, Baykal, “Atatürk’ün anayasasını değiştirmek isteği” olarak değerlendirdi. Haberleri takip edenler ayrıntıları biliyorlar, o yüzden Baykal’ın neler dediğini ve “kurtuluş savaşı” çağrısını ne şekilde gerekçelendirdiğini burada yinelemeyeceğim. Ama şu anayasa ve “kurtuluş savaşı” meselesiyle ilgili söylenmesi gereken çok şey var. Bu arada sayın Baykal’ın siyaset tarzı üzerine de…

Kuşkusuz “sürekli mağlup” ve müzmin muhalif”, “hizipçi” gibi sıfatlandırmalarla anılan Baykal’ın siyaset yapma tarz ve mantığı üzerine söylenmemiş ne kaldı ki diye düşünülebilir. Doğru. Ben de yeni bir şey söylemeyeceğim. Ama dikkat çekmek babında vurgulamak istediğim bazı hususlar var. Belki CHP’ye gönül vermiş iyi niyetli insanlarımızın biraz olsun düşünmelerine katkıda bulunur diye.

CHP, 1970’li yıllardan itibaren “ortanın solu” diye adlandırdığı bir siyaset konseptini benimsedi. Bunda o dönemin güçlü sol dalgasının etkisi de büyüktü. Siyasal birer proje olarak herhangi bir anlam ve değer ifade etmemekle beraber, Ecevit CHP’sinin sloganları da bu konsepte uygun idi: “Hakça düzen”, “herkese iş, aş, özgürlük” gibi…

12 Eylül cuntası genel olarak Türkiye’nin ve siyasetin dengesini bozdu. CHP de uzun süre MGK’dan icazetli HP, SODEP, SHP gibi partiler bünyesinde varlık göstermeye çalıştıktan sonra kendi adıyla sahnedeki yerini aldı. Bu yıllarda “demokratik sol” Ecevit’le özdeşleşmiş bir kavram olduğu ve Ecevit de “ana gövdeden” koparak siyaseti bir “aile” havasında sürdürmeyi tercih ettiği için, CHP ve CHP geleneğinden partiler “sosyal demokrat” iddiasını sahiplendiler. Sosyal demokrat ve sosyalist partileri bünyesinde toplayan Sosyalist Enternasyonal’e de üye olarak.

Avrupa’daki sosyal demokrat partiler, emek ve demokrasi eksenli köklü bir siyasi gelenekten geliyorlar. CHP, ise daha farklı bir siyasi tarihin ürünü. Bu farklılığı unutmamak kaydıyla, yine de sosyal demokrasiden yana bir siyasi tercih, Türkiye açısından önemliydi.

Ne var ki, bu tercih ve iddianın içi doldurulamadı. Nasıl doldurulabilirdi?

Her şeyden önce 12 Eylül Anayasası’nı değiştirerek, bunu savunarak ve bu istemi halka mal etmenin çabasını yürüterek…

Temel hak ve özgürlükleri savunarak, yasaların ve bir bütün olarak rejimin demokratikleşmesi için uğraş vererek; düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ilkeli ve tutarlı bir savunucusu olarak…

Türkiye’nin AB’ye girmesini savunarak ve çağdaş normlarda bir demokratik yapılanmanın, yenilenmenin öncülüğünü yaparak…

Emek güçleriyle güçlü ve demokrasiyi, özgürlükleri geliştirme temelli bir ilişki kurarak…

Türkiye’nin demokratikleşmesinin ve toplumsal barışın somut alanları olarak görmek gereken Kürt sorununda, Alevi sorununda demokratik çözüm projeleri geliştirerek…

Mevcut “ucube” sistemin “laiklik” olduğu yanılgısını deşifre ederek, din, vicdan, ibadet özgürlüğünün hiçbir ayrım gözetmeden savunucusu olarak…

Sözün özü; hayatın her alanında demokrasi ve özgürlüklerin genişletilmesinden, geliştirilmesinden yana bir tutum alarak…

“Sosyal demokrat” iddiasının kaçınılmaz gereği bunlardır.

Oysa Baykal liderliğindeki CHP, giderek, söylem ve slogan düzeyinde dahi asla “sosyal demokrat” olarak nitelendirilemeyecek bir noktaya geldi.

Mevcut CHP, statükocu, cunta anayasasını savunan, temel sorunlarımıza ilişkin hiçbir çözüm projesi olmayan, dahası, ordu güdümünde bir siyaset çizgisinden medet uman bir parti haline gelmiştir. Baykal CHP’yi sadece siyasal hacmi ve oyları itibarıyla değil, zihniyeti açısından da küçültmüş, Perinçekçi bir yörüngeye sokmuştur.

(Perinçek’i biliyorsunuz; siyasal pragmatizmin en “uç” temsilcisidir. Karanlık ve bolca dalgalı siyasal macerasında “darbeci”, “ordu göreve” çağrıları yapan, Ergenekon türü karanlık oluşumlarla kucak kucağa ve demokrasiye inanmayan konspritif bir siyasetçidir.)

CHP’nin çok ciddi bir siyasal açılıma ihtiyacı var. Ama sayın Baykal’ın açılımı millete “kurtuluş savaşı” çağrısı yapmak oldu. Ne için? 12 Eylül Anayasası’nı savunmak için…

Türkiye’de gerçek bir sosyal demokrat parti olsaydı, ülkemizin şu koşullarına bakıp o da bir çağrı yapardı; sivil, demokratik bir anayasa yapmak için…

Yazık…

Hasan Soylu iyibilgi özel



Bu haber 735 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,751 µs