En Sıcak Konular

Keneler biyolojik silah mı?

24 Haziran 2008 08:14 tsi
Keneler biyolojik silah mı? Türkiye'de 120 kişinin ölümüne neden olan keneler, biyolojik silah olarak kullanılıyor mu? Bilim adamları bu sorunun cevabını aradı.

Bilim adamları kenenin biyolojik silah olarak kullanıldığına inanmıyor  
 
Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA) Türkiye'de ilk kez 2002'de görüldü ve 28'i bu yıl olmak üzere toplam 120 kişinin ölümüne yol açtı.  
 
Bu yılın ilk 3 ayında 206 kişinin kene ısırması şikâyetiyle hastanelere başvurması, hastalığı 'salgın' boyutuna taşıdı. Türkiye ile birlikte Afrika, Asya, Balkanlar ve Ortadoğu'da 30'dan fazla ülkeyi tehdit eden hastalığın tedavisi henüz bilinmiyor. Küresel ısınmanın virüsün yayılmasında etkili olduğu söylense de 'Biyolojik silah mı?' sorusu tartışmaların odağına yerleşti.

Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü'nden Prof. Dr. Levent Akın, bu soruya, "CIA ve FBI'ın biyolojik silahlar listesinde Kırım Kongo da var." cevabını veriyor. Ancak mikrop üreten ve kullanmaya karar veren bir ülkenin elinde bunu durduracak maddenin olması gerektiğini vurgulayan Akın, dünyada henüz bu mikrobu öldürecek maddenin bulunmadığını hatırlatıyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Ayşen Gargılı da, virüsün biyolojik silah listesinde yer aldığını doğruluyor. Fakat, bunun Türkiye'de denendiği tezine karşı çıkıyor. Sebebini ise "Kırım Kongo solunum yoluyla bulaşmaz ve kitlesel ölümler getirmez." sözleriyle açıklıyor.

 

 

"Çocukken ineklerden keneleri söker, öldürürdük. Hiçbir şey olmazdı. Bu kenelere ne oldu da şimdi hastalık saçıyor?" sorusu 35 yaşındaki Sivaslı Fatih Polat'a ait. Türkiye'deki hemen herkesin dilinde olan bu sorunun cevabını kimse bilmiyor. Bilinen bir gerçek var ki; hyalomma marginatum marginatum türü keneler 2002 yılından bu yana Türkiye'de hastalık saçıyor.

İlk olarak 1944'te Kırım'da, 1956'da da Kongo'da görülen virüsün Türkiye'de 1970'li yıllarda da tek tük vakalara sebep olduğu biliniyor. Ancak ölümcül virüs taşıyan keneler Anadolu'daki 60'ın üzerindeki tür içinde hızla artıyor. 15 yıl öncesinde sayıları çok az olan keneler, şu anda en kalabalık nüfusa sahip tür olarak insanları tehdit ediyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı üyesi Prof. Dr. Ayşen Gargılı, hastalık taşıyan kenelerin gelişimini anlatırken, bugünkü durumu 'kene salgını' olarak niteliyor. Gargılı, "Vakalardaki patlama salgının gidişatı açısından şaşırtan bir mesele değil. Olgu sayıları artarak devam eder, doygunluk noktasına çıkar ve insanlardaki bağışıklık oranı geliştikçe durur, daha sonra aşağıya iner." diyor.

Şu ana kadar dünyadaki en büyük KKKA salgınının Türkiye'de yaşandığını dile getiren Gargılı, 'biyolojik silah Türkiye'de deneniyor' tezini doğru bulmuyor. Virüsün biyolojik silah ve terörizm listesinde bulunduğunu doğrulayan Gargılı, Kırım Kongo'nun solunum yoluyla bulaşmadığı ve kitlesel ölümler getirmeyeceği için çok etkin biyolojik silah olarak kullanılamayacağını söylüyor.

Vakalar temmuz ayında patlama yapıyor

Bir kene yılda 5-7 bin arasında yumurta bırakıyor. İlkbahardan itibaren toprağın üstüne çıkan keneler, önce hayvanlara yapışıyor. Daha sonra insanlardan kan emiyor. Nisanda başlayan vakalar eylül ayına kadar devam ediyor. En fazla vaka temmuz ayında görülüyor. Eylülün ortalarında keneler toprağa geri dönüyor.

KKKA, hayvanlara ve insanlara kenelerin ısırmasıyla geçiyor. Hayvanlarda belirtisiz seyreden hastalık, insanlarda öldürücü olabiliyor. Türkiye'de vakaların yüzde 10'u ölümle sonuçlanıyor. Hastalık ani başlayan ateş, baş ve kas ağrıları, kırgınlık, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal gibi şikâyetlerle devam ediyor. Hastalığın ilerlemesi durumunda diş eti, burun, kulak kanaması ve vücudun çeşitli yerlerinde dış kanama oluşuyor. Ankara Numune Hastanesi Mikrobiyoloji Klinik Şefi Hürrem Bodur, kene ısırdıktan 6 saat sonra virüsün salgılanmaya başlandığını belirtirken, iki hafta içinde kaybedilmeyen hastaların, KKKA'ya karşı bağışıklık kazandığını belirtiyor.


--------------------------------------------------------------------------------


Kelkit Vadisi'ndeki şehirlerde kene işgali var

Orta Karadeniz, Orta Anadolu'nun kuzey kısımları, Toroslar'a kadar uzanan bodur alanlar. Virüslü kenelerin yaşamadığı yegane yer Akdeniz ve Karadeniz kıyıları. Nemli ve ıslak yerlerde yaşam sürdüremeyen bu tür keneler, Kelkit Vadisi olarak bilinen Tokat, Çorum, Yozgat, Sivas civarında yoğun olarak görülüyor. Bu illerin yanı sıra vakaların rastlandığı iller; Amasya, Ankara, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bolu, Çankırı, Çorum, Düzce, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, İstanbul, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kırşehir, Kocaeli, Muş, Ordu, Samsun, Şanlıurfa, Yozgat, Zonguldak.

Keneler, Amerika'da 'lyme' hastalığına, Almanya ve Avusturya ile Kuzey Avrupa ülkelerinde ise beyin iltihaplanmasına yol açıyor.
 
zaman



Bu haber 985 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,775 µs