Gerçekten mi? | " /> Gerçekten mi? | "/>

En Sıcak Konular

İsrail, İran’a saldıracak: Gerçekten mi?

23 Haziran 2008 11:47 tsi
İsrail, İran’a saldıracak: Gerçekten mi? Böyle bir çılgınlığın sonu nereye varır kimse kestiremiyor. Ama şu kesin, ‘böyle bir hava’ var. Olursa, bölgeyi kim nasıl toplar meçhul. Çünkü ‘herkes’ işin içine girer. ABD’nin yeni hükümetini (!) de sürükler. İran, IrakR

Herkesin “aman ne iyi” dediği süreç aslında bu tür bir şüphenin ipucu sayılıyor. İsrail’in Arap dünyası ile sorunları giderme çabaları olarak değerlendirilen; Filistin'de Hamas, Lübnan'da Hizbullah ve Suriye uzlaşı gelişmeleri bunlar.

İyibilgi’nin de geçtiğimiz hafta detaylı biçimde incelediği bu “arabuluculu” gelişmeler, aynı zamanda İsrail’in olası bir çatışma öncesi ülkesine yönelik tehtidleri sınırlandırma girişi olarak görülüyor.

Bu madalyonun bir yüzü. Diğer tarafta ise bu gelişmeleri bölgedeki “Sünni-Şii” cepheleşmenin “olgunlaştırılması” sayanlar var. Aslında her ikisi de çok iyi fikir değil ama şurası gerçek ki, bu sorunların şimdi bertaraf edilmeye girişilmesi ile İran arasında kesin bir bağ var.

“İsrail İran’ı vurur mu” sorusu aslında siyasi bir muamma. Ama bir de konunun “teknik” boyutu var. Yani “yapabilir mi”? İsrail-İran cümlesinin fiili aslında ABD. Washington’suz bir çatışma veya uzlaşı bu iki ülke arasında mümkün değil

Fakat Amerika şu an o kadar kendi derdi ile-Başkanlık seçimleri-meşgul ki, böyle bir krizi ne kadar idare eder şüpheli. Yine de seçimlerden muaf bir devlet ilgisi yok sayılamaz.

Bunun en güzel örneği de, geçen hafta New York Times gazetesinin ortaya attığı iddia. ABD hükümetinin doğruladığı bu haber, bir yandan İsrail’in İran’ı vurmak için tatbikatlara başladığını söylüyor, bir yandan da ilgisi dağınık ABD yönetiminin “ne oluyor” diye soran konsantrasyonunu canlandırıyor.

Zaten büyük sır değil ama ABD yönetimi içinde İran’ın vurulması gerektiğine inananların varlığını da ispatlıyor.

Araplarla aranın düzeltilmesi girişimlerini İran’la daha rahat ilgilenme amaçlı okuyan bakışlar için bu bilgi, kanıt niteliğinde. Sonuç olarak Kasım ayına kadar riskli bir sürecin sayacı dönmeye başlamış görünüyor.

Yapmak-yapabilmek?

Tam bu noktada “yakan top” ABD’nin eline geçmiş oluyor. Yanıtlanması gereken bir sürü tehlikeli soru mevcut. İsrail bunu yaparsa, İran’ın cevap vermeyeceğine inanan tek bir kimse yok.

Peki nasıl? Bir sürü ihtimal var. Ama tabi önce Irak. Tahran’ın Irak içindeki Şii gücü her an ve kolaylıkla ülkeyi destabilize edebilecek çapta. Bu “iyi” senaryo. İran iyice kendini kaptırıp Irak’a fiilen de girebilir ve bu ülkedeki 150 bin ABD askerinin uçurumun kenarına sürüklenmesi demek.

Kaldı ki Tahran böylesi bir saldırıda İsrail’i bağımsız görmeyeceğinden ABD’ye yönelik tüm menfaatleri de tehtid edecek. Tabii otomatik tetiklenecek Şii-Sünni çatışmalarını ve bölgeye sirayetini hiç saymıyoruz bile.

Bunların dışında-İsrail ister ABD’yi arkalasın ister oldu bittiye getirsin-bazı “teknik” sorular da mevcut. İran’ı vurmak için İsrail’in Irak’ı geçmesi gerekiyor. Bağdat ne der ABD ne der bir kenara, amacına ulaşması için gerekli sayısız saldırı yapması gereken bir ülkenin bir de her seferinde bu mesafeyi aşması zorunluluğu askeri açıdan iyi fikir değil.

Kaldı ki ABD’nin bu konuda bazı düşünceleri var! Örneğin Amerikan askerleri böylesi bir operasyon için İsrail’in kapasitesinden çok emin değil! Bu başlı başına ve geniş çaplı bir askeri girişim ve ABD, söylemese de İsrail’in bunu yapabileceğinden şüpheli.

Ya İran bilerek kızdırırsa?!

Beyaz Saray açısından böylesi bir durumun politik varyantları da mevcut. İsrail kendi başına bu işe girişirse ABD’nin eninde sonunda arka çıkmak zorunda kalacağı kesin. Bu da önümüzdeki seçimlerde Obama’ya iktidarır teslim edilmesi olarak görülüyor bazı yorumcular tarafından.

Aslında bu önerme, sebep-sonuç ilişkisi açısından doğru mu, tartış(ıl)malı! İsrail ile İran’ın birbirine girdiği ve ABD’nin katıldığı bir “final savaşı”nda ABD seçmeninin tam ne yapacağından emin olmak zor!

Bir anda, böylesi bir problemi “ılımlı” Obama’nın değil, yeniden Cumhuriyetçilerin çözebileceğini, en azından savaştaki bir ülkenin “zayıf” görüntü vermesinden endişeye kapılabilecekleri de varsayılabilir. Neticede savaş olağanüstü bir durum ve  olağan gelişmeleri engelleyebilir.

Tüm değerlendirmeler alt alta dizildiğinde, İsrail’in bunu yapmak istemeyeceği ve ABD’nin onay vermeyeceği fikri biraz daha öne çıkıyor. Tersinden bakılırsa, bu ihtimalin İran’ın işine yaraması durumu da var.

Örneğin Arap halkları şimdi düzelmeye başlayan İsrail’le ilişkilerini hemen gözden geçirmeye çalışabilirler. Ankara’da da bir çok kimse, Suriye ile arabuluculuğun yarattığı bir sonuç olarak göreceği savaşın riskleri yüzünden Tel Aviv’e soğukluk duyabilir.

Yine de tehlike varlığını sürdürüyor. İsrail istemese de bu risk var artık. İran bile bu deliliği tahrik edebilir. Tahran olası sonuçları eksiksiz kestirdiğine inanırsa, İsrail’i “kaşıyabilir”. Tabii ABD’nin direkt olarak saldırması olasılığını göze alırsa!

Tabi son olarak şunu da ekleyelim. Bazen olası risklerin ardında basit sebepler vardır. Şu an İsrail hükümeti sıkıntılı anlar yaşıyor ve Olmert’ın koltuğu sallanıyor. İç krizi perdelemek ve hükümete ABD desteği getirmek, savaşın muhalefeti sessizleştireceğini umanları da atlamamak lazım.



Bu haber 3,489 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,739 µs