En Sıcak Konular

'Dindarlarımızın ıslaha ihtiyacı var'

22 Haziran 2008 18:10 tsi
'Dindarlarımızın ıslaha ihtiyacı var' Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "hadisleri ayıklamıyoruz, dinimizin reforma ihtiyacı yok, ama dindarlığımızın ıslaha ihtiyacı var" dedi.

Mehmet Rıfat Yeğen'in röportajı

İslam dininin Kur’an-ı Kerim’den sonraki en temel kaynağını oluşturan Hadis-i Şerif’ler, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yürüttüğü bir çalışmayla daha anlaşılır ve kolay ulaşılabilir hale getirilecek. İlahiyatçıların üzerinde dört yıldır çalıştığı “Konulu Hadis Projesi” başlıklı çalışma tamamlandığında, İslam’ın özü olan Hadislere çok rahat ulaşılacağı ve herkesin anlayacağı bir hale geleceği ifade ediliyor.

Fakat tüm dünyanın ilgilendiği bu proje, daha hayata geçirilmeden birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Batı dünyası bu projeyi ‘dinde reform’ olarak değerlendirdi; Araplar, ‘ılımlı İslam projesi’ dedi; kimileri de “hadisleri ayıklıyorlar” ya da “hadis sayısını düşürecekler” diye yaygara kopardı. Bu tür haberlerden sonra proje hayata geçirilene kadar yerli yabancı hiçbir medya kuruluşuna beyanat vermeyeceklerini söyleyen, projenin başındaki isim Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, yapmak istedikleri şeyleri son olarak ZAMAN Pazar’a anlattı. Medyanın din cahili olduğunu ifade eden Görmez, tüm İslam alemini çok yakından ilgilendiren ‘hadisler ayıklanacak’, ‘dinde reform yapılıyor’, ‘ılımlı İslam’ın bir projesi’ gibi iddialara cevap verdi. İslâm kültür tarihinin bir zincir gibi olduğunu söyleyen Görmez, “Biz, düne bir halka eklemeye çalışıyoruz. Hadislerin dilini sadeleştirip daha anlaşılır hale getirmek için çalışıyoruz. Çağımızın ve toplumumuzun Hz. Peygamberin mesajını doğru anlamaya belki her zamankinden daha çok ihtiyacı var.” diyor. Diyanet İşleri’nin yürüttüğü projede birçok akademisyen ve teknik kadro görev alıyor.

Dinimizin reforma ihtiyacı yok, ama dindarlığımızın ıslaha ihtiyacı var

Pek çok ilim adamı ile birlikte “Konulu Hadis Projesi” başlığı altında bir çalışma yürüttüğünüzü artık bütün dünya biliyor ve konuşuyor. Yakın zamanlarda Sabah gazetesinde bu çalışmanızla ilgili bir haber yer aldı. Ancak bu haber, projeyle ilgili soru işaretlerine de neden oldu...

Bu çalışmayı yürüten hiçbir hocamız, yaptığı işin bu derece medyaya düşmesini istemez. Şahsen medyada yer almasından değil, medyada ele alınış tarzından müştekî olduğumuzu ifade edebilirim. Medyamızın ciddi, derinlikli konuları ele alırken özellikle dinî konularda bilgi altyapısı ve donanımı bakımından seviyesinin tartışılır düzeyde olduğunu görmek gerçekten üzücü. Reyting kaygısıyla haberin doğruluğunu ve olayın içeriğini değerlendirmeden medyaya taşımak, toplumu bilgilendirmek değil, gerçeği çarpıtmaktır. Dinî konular ise çarpıtıldığında toplumun inanç ve moral değerleri, dolayısıyla temel dinamikleri bundan zarar görür.

Batı medyası çalışmanızı ılımlı İslâm projesinin bir tezahürü ya da dinde reform olarak niteledi. Bu ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu, belirli bir dinin tarihi ve kültürü içinden başka bir dinin olgularını, kavram ve kuramlarını anlama çabasından kaynaklanıyor olsa gerek. Batı-Hıristiyan muhayyilesinde bir ‘insan peygamber’ tasavvuru yoktur. Bu sebeple tarih boyunca, başta sünnet ve hadis olmak üzere Peygamber’imizle ilgili her bilgi, tartışma konusu olmuştur. Peygamber’imizin her sözü, her davranışı, günlük hayatı, aile yaşantısı, onları hep şaşırtmıştır.

Reform kelimesine neden bu kadar tepki österiyorsunuz?

‘Reform’ kavramı dinler tarihinde en şaibeli kavramlardan biridir. Bu yüzden İslâm kelimesi ile birlikte kullanmamak gerekir. Zira İslâm’ın bilgi kaynakları, bu bilgi kaynaklarını anlamamızı sağlayacak metodoloji sağlamdır, deforme olmaz. Deforme olan bizim algımız, anlamamız ve yorumlarımızdır. Sadece reform değil, İslâm geleneği içinde kullanılan tecdit, ıslah, ihya gibi kavramlar için de aynı hassasiyeti göstermek gerekir. Ünlü bir İslâm bilgininin ifadesiyle; “İslâm eskimedi ki yenileyip tecdit edelim; İslâm hastalanmadı ki ıslah edip iyileştirelim; İslâm hâşâ ölmedi ki ihya edip diriltelim!” Ancak bizim dindarlığımızın, din algımızın, anlam ve yorumlarımızın hem tecdide, hem ıslaha hem de ihyaya ihtiyacı var.

Bu projenin İslâm dünyasında da çokça tartışıldığını biliyoruz. Orada bu projeniz nasıl yer aldı?

O muhitlerde de bilgi aktarımının asgarî şartlarına riayet edilmedi. Haberin kaynağı araştırılmadan üzerine çok yorum yapıldı. Oysa Kur’an-ı Kerim, bilginiz olmayan konular üzerinde durmayın diyor. İslâm Peygamberi de, “Kişiye her işittiğini anlatmak yalan olarak yeter.” buyurmuş. Bizim açıklamalarımızı Arapçaya çevirdikten sonra özür dileyenler oldu. En son Mekke’de katıldığım bir uluslararası toplantıda çalışmamızı izah edince pek çok insan, “Yüz senedir gecikmiş bir işi yapıyorsunuz.” dedi. Burada yaptığımız işleri doğru ve yeterince tanıtamadığımızı kabul etmemiz gerekiyor. İslâm dünyasındaki olumsuz yaklaşımların diğer bir sebebi bu.

Sayın Görmez, şimdi asıl merak edilen konuya gelelim. Bu çalışmanın amacı nedir? Çalışmanız Türkiye’ye ve İslâm dünyasına neler getirecek?

Pakistanlı şair ve filozof Muhammed İkbal der ki; “İslâm Peygamberi daima eski dünya ile yeni dünya arasında bir yerde durur. O, getirdiği mesajın kaynağı bakımından eski dünyaya, getirdiği mesajın ruhu bakımından da yeni dünyaya aittir.” Asıl amacımız bu mesajın ruhunu asrın idrakine, sade anlaşılır bir dille, bir yöntemle anlatabilmek. Tabiî ki tevfîk Cenab-ı Hak’tandır. Çağımızın ve toplumumuzun Hz. Peygamber’in mesajını doğru anlamaya belki her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Biz, bu mesajı bu çalışmayla bugünün diline, bugünün anlayışına aktarmaya çalışıyoruz. Bu mesaj zamanla ve mekânla kayıtlı değildir. Gelecekte bizim çalışmamızın eksikliklerini tamamlayan, onu geliştiren çalışmalar olacaktır elbette. Biz de zaten gördüğümüz eksiklikleri gidermek için böyle bir yola girdik. İslâm kültür tarihi kesintisiz bir zincir gibidir. Biz, düne bir halka eklemeye çalışıyoruz. Gelecek nesiller de bize eklenecek. Böylece bu zincir kıyamete dek uzayıp gidecek. İnsanlığa rahmet olarak gönderilen bir Elçi’nin mesajını, teknik tartışmaların gölgesinden çıkarmak ve anlaşılabilir bir dil ile çağımızın insanına sunmak, yani O’nu ulaşılabilir ve anlaşılabilir kılmak en büyük kazanım olacaktır. Bütün rivayetlerin bir araya getirilmesi ve elektronik ortamda kullanıma açık bir arşivin oluşturulması da farklı alanlarda yapılacak çalışmalar için biralt yapı sağlayacaktır. Çok seçkin 80 kadar alimin emeği var bu projede. Bu çalışmada adımın öne çıkması tamamen konumumla ilgili. Yoksa benden çok daha fazla emek veren hocalarımız var.

Bu çalışmanın diğer hadis kitaplarından farkı nedir?

Her şeyden önce hadis külliyatının neredeyse tamamını ihtiva eden zengin bir veri tabanının elektronik ortamda oluşması başlı başına büyük bir emek... Hadislerin muhtevalarını dikkate alarak yeni bir konu tasnifinin yapılmış olması, her rivayetin bütün tariklerini toplayarak nerede, niçin, kime, ne sebeple, nasıl söylendiğini tespit ederek doğru yoruma hazır hâle getirmek yapılan önemli bir iş. Her konudaki bütün hadisleri bütünlüklü yorumlamak, başka bir ifadeyle resmin bütün karelerini yerli yerine yerleştirmek suretiyle okuyucuya sunmak bu çalışmanın önemli bir özelliği olacak. Her konuda en kapsamlı üç dört hadisi seçerek konu başlığı altına serlevha olarak yerleştirmek ve asıl önemli olan husus, bir konudaki bütün hadislerin muhtevasını dikkate alarak bilimsel bir yorum metodolojisi ile şerh etmektir. Son olarak bu çalışmanın dili ve üslûbu da özgün olacaktır. Bilginin ele alınışı, şerh edilmesi, yorumlanması aşamalarında, bilimsel, akademik kurallardan taviz vermemekle birlikte dili ve üslubu deneme ve tahkiye dili olacak, herkesin anlaması sağlanacaktır. Bütün bunlar hedefimizdir. Ancak ne derece başarılı olacağımızı Allah bilir.

Bu çalışmayı geçmişteki benzerleriyle kıyaslarsak…

Hadis bilginlerimiz sevgili Peygamber’imizin mirasını kitlelere anlatabilmek için her biri şaheser denilebilecek eserler ortaya koydular. Sayısız tasnif çeşitleri ortaya çıktı. Konulu ve metodik olarak İbn-i Hibban adlı hadis bilgini, 4 konu ve 400 ilke üzerine 15-20 ciltlik bir eser ortaya koymuştur. Cizreli İbnü’l Esir, İslâm’ın temel kavramları üzerine 12 ciltlik bir eser kaleme almıştır. Bunlar muhteşem çalışmalar. Bizim çalışmamızı onlarla kıyaslamak yanlış olur. Yapmaya çalıştığımız, bazı gecikmeleri telâfi etmektir. Meclis kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Tecrid-i Sarih dahi 50-60 yıl hepimize kaynaklık vazifesi görmüştür. Hem Babanzade Ahmet Naim’e hem de Kâmil Miras’a medyun-u şükranız. Allah, her ikisine de rahmet etsin.

Hadis seçerken kriterleriniz nelerdir, hangi kaynakları esas alıyorsunuz?

Biz hadis seçmiyoruz. Ayıklama tabiri bize ait değildir. Biz hadisleri Kur’an-ı Kerim ayetleri ile birlikte, İslâm’ın evrensel ilke ve esasları ışığında, onların bütünlüğüne riayet ederek anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Bu bütünlüğe uymayan rivayetler hakkında hadis bilginlerimizin raporlarını dikkate alıyoruz. Kaynaklarımız ise bütün temel hadis kaynaklarıdır. Uydurma hadis gibi lafların da sonunu getirecek bir çalışmadır bu. Herkes bu hadislerin sıhhatine güvenebilir.

200 bin hadisin 20 bine indirileceği söylendi. Bu doğru mu?

200 bin hadis 20 bin hadise inecek haberi bazı medya kuruluşlarının “Bu sene hac mevsimi Kurban Bayramı’na denk geldi!” türünden gülünç haberlerine benzer. Medyanın din konusunda cehaletini açık eden bir ifade. İlimde az çok behresi olan hiç kimse böyle demez.

Bu çalışma ne zaman tamamlanacak?

Takdir edersiniz ki bu tür çok yazarlı akademik çalışmalar için zaman tayin etmek her zaman yanıltıcıdır. Bazen bir madde için aylarca emek veriliyor. Ancak 2009 başlarında tamamlamayı umuyoruz. Tamamlandığında en büyük hadis arşivini ilim adamlarının ve halkımızın hizmetine sunmuş olacağız.

Başka dillere çevirmeyi düşünüyor musunuz?

Bittikten sonra hocalarımızla birlikte kalbimiz mutmain olursa, en az üç dile, Arapçaya, İngilizceye ve Rusçaya çevirmek istiyoruz.

 
--------------------------------------------------------------------------------

‘Emeği geçenlere müteşekkirim’ Çalışmaları 80 seçkin ilim adamı sürdürüyor


Bu proje bir Türkiye projesidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye’deki bütün ilâhiyat fakültelerindeki hadis birikimini harekete geçirmeyi amaçladı. Biz bu çalışmayı bir ekip olarak gerçekleştiriyoruz. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Ünal, projenin koordinatörlüğünü yürütüyor. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, süresi dolan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Erul yer alıyor. Projenin birinci derecede sorumluluğunu bu kadro üstlendi. Ayrıca projenin süreli elemanları, genç akademisyen kadrosu, hadisleri bilgisayar ortamına aktaran, tasnifleri yapan, hocalarla yazışmaları sağlayan, ön okumaları gerçekleştiren kardeşlerimiz de çalışmada yer aldı. Onlar bu çalışmanın görünmeyen kahramanlarıdır. Hepsine müteşekkirim.

Zaman



Bu haber 890 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,459 µs