defolu cumhuriyet | " /> defolu cumhuriyet | "/>

En Sıcak Konular

Defolu çorap- defolu cumhuriyet

22 Haziran 2008 14:21 tsi
Defolu çorap- defolu cumhuriyet 'Defosuz çorap almayı becermek ‘adam’ olmak için yeterlidir. Ne var ki adına ‘cumhuriyet’ dediğimiz bu rejimin defolu olduğunu, böyle bir rejime razı gelenlerin ise ‘adam’ sayılamayacağını artık biliyoruz. ' Etyen Mah

Etyen Mahçupyan/Taraf

Defolu cumhuriyet

Türkiye Hazır Beton Birliği ve Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu’nun düzenlediği fuar münasebetiyle yapılan seminerde konuşan Profesör İlhan Eren, insanların çorap alırken defolu olup olmadığına baktığını, ama konut alırken depreme dayanıklı olup olmadığına bakmadığını söylemiş. Oysa bunda hiç de garip bir şey yok... Bizler çevremizdeki eşyalar ve olaylar küçüldükçe onları kendimize ait hisseder, büyüdüğünde ise sorumluluğu devlete havale ederiz. Bu nedenle devletin uhdesinde olduğunu düşündüğümüz temel mekanizmalara ilişkin olarak da fazla dikkatli olmamaya eğilimliyiz. Örneğin cumhuriyetin kurulmuş olduğundan memnun olur, kuranlara şükran duymayı yeterli vatandaşlık şartı sanırız. Vatandaşlığın aslında söz konusu rejimin defolu olup olmadığını anlamak üzere bakmayı ve gereken yönde adım atmayı gerektirdiğini itiraf etmek istemeyiz.

Böyle vatandaşlık kolaydır... Defosuz çorap almayı becermek ‘adam’ olmak için yeterlidir. Ne var ki adına ‘cumhuriyet’ dediğimiz bu rejimin defolu olduğunu, böyle bir rejime razı gelenlerin ise ‘adam’ sayılamayacağını artık biliyoruz. Gerçi bunu dile getirecek cesaretimiz hâlâ yok. Ancak neyse ki Genelkurmayımız boş durmuyor ve ‘cumhuriyet’ demekten hoşlandığımız bu rejimin defolarını her geçen gün dünya kamuoyuna sunmaktan çekinmiyor. Ortaya çıkan ‘Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı’ adlı son belge, bizim cumhuriyetimizin aslında sürekli manipülasyon altında yönlendirilen bir askerî vesayet rejimi olduğunu bir kez daha kanıtlamakta. Sorun cumhuriyetin genel kuramsal niteliklerinde ve dayandığı ilkelerde değil. Bunlar evrensel anlayışa epeyce yakın bir dille kaleme alınmış olan ve kimsenin itiraz edemeyeceği normlar. Sorun her zaman olduğu gibi uygulamada... Çünkü uygulama denen şey, uygulayıcının zihniyetinden bağımsız değil ve son kertede belirleyici olan da bu zihniyet. Diğer bir deyişle ‘cumhuriyet’ anayasada yazan maddelerin bütüncül anlamı değil, toplumun devlet karşısında somut olarak yaşadıklarının adıdır. Anlaşılan bizde ‘cumhuriyet’ padişahtan kurtulmak olarak, yani olumsuz bir kategorik işlevle anlaşılmış ve padişahın yokluğu ‘cumhuriyet’ olmak için yeterli sanılmış... Oysa padişahın yokluğu ile halkın yönetmesi arasında epeyce bir mesafe var ve bu durumda ortaya çıkan askerî vesayet rejimi ise, halk yönetiminden ziyade padişah boşluğunun bir kurum tarafından doldurulmasına denk düşüyor.

Dolayısıyla cumhuriyetin kuramsal bir defosu olmamakla birlikte, uygulanma zihniyetinde büyük bir defo var. Öyle ki normal bir halkın böyle bir ‘çorabı’ satın alması pek mümkün değil. Ama bir kez satın almışsınız ve karşısında da tek bir çorapçı dükkânı var... Umudunuz bizzat çorapçının zihniyetinin değişmesi, ya da dükkândaki bazı insanların halkın artık doğru dürüst çorap giyme hakkını teslim ederek imtiyazlarından vazgeçmeleri, yani çorapçılığı işin ehlilerine bırakmalarıdır. İşte bugün de böyle bir durum yaşıyoruz... Çorap imtiyazını ellerinde tutanların bir bölümü bu tekelci yapıya sıkıca sarılmaya çalışırlarken, ‘içerden’ bir grup insan da mallarının ne denli defolu olduğunu kamuoyuna açıklamak istiyor.

İşin ironik tarafı, söz konusu ‘Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı’ ile amaçlanan her şeyin bizzat bu açıklama sayesinde gerçekleşmesi! Planın ‘esaslar’ başlığı altında üç amaç var: “Kamuoyunu TSK’nın hassasiyet gösterdiği konularda kendi çizgisine getirmek, TSK hakkında yanlış fikirlerin gelişmesine mani olmak ve TSK içinde fikirde ve eylemde birlik ve beraberliği sağlamak.” Sondan başlarsak, bu belgenin yayınlanması bile TSK içinde nasıl bir coşkulu birlik beraberlik olduğunu ortaya koyuyor. İkincisi artık TSK hakkında ‘yanlış’ fikirlere sahip olmak neredeyse imkânsız hale geliyor, çünkü artık bu kurumumuzu iyi tanıyoruz. Nihayet herkes emin olabilir ki bu belgeyi okuyan her vatandaşımız kendisini TSK ile aynı çizgide görecek ve TSK’nın ‘halkla aynı çizgide olmasına rağmen’ nasıl olup da böyle bir vesayet rejimi oluşturabildiğini sorgulayacaktır.

Toparlarsak, defolu cumhuriyetler halkın dar bir kesimini imtiyazlı hale getiren rejimlerdir... Bu imtiyazın tek bir insanda değil de bazı kurumlarda olması ise özünde hiçbir şey değiştirmiyor... Beton fuarının gelecek toplantısında umarız mukayese çorapla değil, doğrudan cumhuriyetle yapılır da dinleyiciler depremin ciddiyetini kavrarlar...



Bu haber 1,186 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,535 µs