AKP'nin kapanmasına karşı olan laik yazar kim?

20 Haziran 2008 17:48 tsi
"AKP’ye karşı açılmış olan kapatma davasının yasal değil, siyasal bir dava olduğu söyleniyor. “Velev ki bu dava tümüyle siyasal o düzlemde karşı savlar önereceğim. Yani, AKP’yi kapatmanın, AKP’ye karşı çıkanlar açısından da niye y

Haluk Şahin/Radikal

AKP niçin kapatılmamalı?

AKP’ye karşı açılmış olan kapatma davasının yasal değil, siyasal bir dava olduğu söyleniyor. Buna rağmen, ona karşı çeşitli yasal savunma yaklaşımları öneriliyor. Ben bu yazıda öyle yapmayacağım. “Velev ki bu dava tümüyle siyasal olsun...” deyip o düzlemde karşı savlar önereceğim. Yani, AKP’yi mahkeme kararıyla kapatmanın, AKP’ye karşı çıkanlar açısından bile niye yanlış olacağını anlatmaya çalışacağım.

1) Bu davanın kapatma ile sonuçlanması ülkemizde siyasal İslam hareketinin her zaman cılk yara olarak tutmak istediği mazlumiyet söylemini daha da koyulaştıracaktır. Büyük bir bölümü hurafelerden ve abartılmış öykülerden oluşan bu mitoloji, kapatma kararının ardından daha da dallanıp budaklanacak, yeni kurbanlar ve kahramanlarla zenginleşecektir. Yapılması gereken şey ülkeyi ‘darülharp’ olarak görmeyi hedefleyen bu militan anlayışın palazlanmasına fırsat vermek yerine, mitolojik hurafeleri tarihçilerin nesnel verileriyle çürütmek olmalıdır. Ayrıca, mazlumiyet mitoslarından güç alan siyasi hareketlerin nihai hedefi ‘zalim’den intikam almaktır ki, sağlıklı bir demokratik
düzen için iyi malzeme sayılmaz.

2) AKP kapatılmazsa Türk demokrasisinin zayıflığı değil, güçlülüğü kanıtlanmış olur.. Parti kapatma, çok partili sistemimizin geçmişinde çok rastlanan ve zaaflarını ortaya koyan bir olgudur. Ülkenin yüzde 47 oyla seçilmiş iktidar partisine karşı dava açabilmesi ise, o sistemdeki denetim ve denge supaplarının ne kadar sağlam olduğunun kanıtı olarak da değerlendirilebilir: Demek ki, Türkiye güçlü bir demokrasidir, çünkü çoğunluk despotizmine giden yollar kapalıdır.

3) Kapatılma vartasını atlatmış olan AKP büyük bir olasılıkla gereken dersleri çıkaracak, varsa ‘gizli gündem’i açısından Türk toplumunun o kadar da uygun bir yer olmadığını anlayacaktır. AKP ideologları toplumun adım adım İslamileştirilmesini ‘Halkımızın yüzde 99’u Müslümandır, Anadolu’da halk kültürü İslam kültürüdür, çevreyi serbest bırakırsanız altından İslam çıkar’ türünden hipotezlere dayandırıyor, bu yüzden özgürleştirme söylemini rahatça benimsemiş görünüyorlardı. Artık biliyorlar ki, en azından kentsel kesimde laikliğin mayası tutmuştur, özellikle kadınlar arasında ciddi direniş noktaları vardır. Halktan alıştığını geri almak fevkâlâde zordur. Bu olgular onları, kaçırdıkları büyük fırsat konusunda bir kez daha düşünmeye zorlayabilir: Dincilik yapmayan bir merkez partisi olmak!

4) AKP’nin başörtüsü bağlamında büyük bir başarı ile kullandığı kadın konusu geri tepme evresine girmiştir. Biraz önce sözünü ettiğim özgürlük söyleminin şöyle bir tehlikesi vardır: İnsanlar vaatlerinize inanmaya, daha da vahimi onları talep etmeye başlarlar. İslamcı hareketlerde aktif rol alan birçok ‘inanmış’ kadının cinsel eşitlik ve özgürlük vaatlerini ciddiye aldıklarını görüyorum. Onları hurafe zincirleriyle ikinci sınıflığa mahkûm etmek isteyenlerin işi kolay olmayacaktır. AKP liderliğinin de.
Bırakınız bu çatışmayı yaşasınlar.

5) Bir ekonomik ve toplumsal kalkınma projesi olarak AKP’nin cilası dökülmeye başlamıştır. ‘Ötekiler’ kitabında da uzun uzun anlattığım gibi, AKP çok şanslı bir parti idi. Kemal Derviş’in ekonomik ve AB’nin siyasal programlarıyla ilk dört yılını başarıyla idare etti. Sonra? Sonrası ortada. Ülke yalpalaya yalpalaya vakit ve enerji kaybediyor. Partiyi kapamak, yaşanan yıpranma sürecini sıfırlayacaktır. Bırakınız yıpransınlar.
Bu savlar ışığında şunu söyleyebiliriz: Bu durumda AKP’yi kapatmak siyasal açıdan
büyük bir yanlış olur.

Bu haber 471 defa okundu.