Tuzla'dan mektup var

20 Haziran 2008 17:38 tsi
Sabah gazetesi yazarı Umur Talu Çağdaş Tuzla Gazetesi'nden gelen mektupla Tuzla'daki ve Et Balık Kurumu'ndaki sendikasızlaştırma süreçlerini gözler önüne seriyor....

Umur Talu/Sabah

Tuzla'dan mektup var

"Sayın Umur Talu; Tuzla'dan yine merhaba;
16 Haziran grevinin ardından size Tuzla'dan, burada da bulunan 'muhafazakar, milliyetçi, cumhuriyetçi, sosyal demokrat, liberal, çağdaş, maneviyatçı, laik ittifak'ın 'sosyal demokrat kanadı'ndan haber vermek istedim.
Okumuşsunuzdur, grevde Limter-İş Başkanı Cem Dinç, 'Bu grevden sonra bir arkadaşımız işten çıkarılırsa o tersanenin önünde nöbet tutacağız' demişti. Tahmin ettiği haber gecikmedi.
Grevin hemen ertesi günü, çalıştığı Umut Gemi'ye giden Niyazi Tepeli adlı işçi, gerekçesiz olarak işten çıkarıldığını öğrendi.
Normal mi? 'Köle düzeni'nde belki.
Ama olayı acıklı kılan taşeronun kendisi.
Umut Gemi'yi hatırlarsınız belki. Sahibi CHP Tuzla İlçe Başkanı. Kendisi AKP'li İstanbul Tersanesi sahibinin taşeronu. Müfettişler orada elektrik çarpması sonucu ölen Cengiz Tatlı'yı (daha doğrusu cesedini), 'Madem kabloların ortada olduğunu görüyorsun, niye dikkat etmiyorsun' diyerek yüzde 30 suçlu bulmuştu.
Niyazi Tepeli greve katılan ve tersane işçilerinin çıkardığı Baret Gazetesi'nde yayın yönetmenliği yapan gencecik bir çocuk.
Bir acıklı durum daha: CHP milletvekilleri Mehmet Sevigen ve Çetin Soysal ile İl Başkanı Gürsel Tekin de o gün grevdeydi.
Yani bu durumda şöyle oluyor:
Milletvekillerinin daha önceki açıklamalarındaki tanımla, 'Tanırız, çağdaş, sosyal demokrat, iyi çocuktur Hasan', kendi partisinin milletvekilleri ve il başkanının girip desteklediği bir eyleme katıldığı için işçisini kovuyor.
Hadi bunlar tamam da, bu hayatta 'Umut' bile kirleniyor ya, ona yanıyorum.
Saygı ve sevgilerimle
Halil Özen
Çağdaş Tuzla Gazetesi"

***

Et Balık'tan mektup var
Bunu ben özetleyeyim:
Et ve Balık Kurumu'nda 8 kombinada çalışan 776 işçiden 500'ü kendi istekleri ile Hak-İş'e bağlı Özgıda-İş'ten istifa edip Türkİş'e bağlı Tek Gıdaİş'e üye oluyor.
Lakin, işçilerin söylediklerine göre, hem Et Balık hem de eski sendika yönetimi işçileri sıkıştırıyor.
Sıkıştırma derken yanlış anlaşılmasın...
Dondurmuyor, kavurup genleştiriyor.
Bulundukları yerlerden, cennet vatanın her yeri bir başka güzel olsa da, bir nevi sürgüne sürüyor.
Eski Türk-İş Başkanı, CHP Milletvekili Bayram Meral'in Başbakan'a soru önergesindeki iddialara göre, misal, balans ayarı yapılaraktan Ankara Sincan'dan Ağrı'ya, ağrısız genel müdürlükten Bingöl'e...
Kimi işçi boyun eğmiyor, kimi geçmiş sendikaya rücu ediyor.
İşçilerin kendi imzalarıyla Başbakan'a gönderdikleri dilekçeler de mevcut.
İşçilerin başvurusu üzerine Çalışma Bakanlığı Çalışma Genel Müdür Yardımcısı'nın (Bakan adına) cevap yazıp "Anayasa'da sendika seçme hürriyeti olduğunu" molduğunu yazan mazan yazısı mazısı da mevcut.
Ben en çok şuna üzüldüm:
Hak-İş Başkanı Uslu'yu, muhalif iken hakikaten akıllı, "us"lu bilirdim. Ya iktidar değiştirdi ya iktidarla birlikte değişti yahut bu söylenenler külliyen yanlış ve o işçiler uslu değil, yaramaz!

***

CHP'li Meral Başbakan'a sormuş:
"Sizce işverenlerin işçilerin sendika seçme özgürlüğüne müdahale hakkı var mıdır?"
Al bu soruyu, AKP'ye vurduktan sonra vur bir de Tuzla'daki CHP'li patronaja!
Var mıdır, sosyal demokratlıkta da, azıcık hak arayan işçiyi "ölü ya da diri", işten atıvermek!
Ben bu iki mektubu, "muhafazakar demokratlık" da "sosyal demokratlık" da nasıl bir "demokratlık"tır, azıcık kayda girsin, bir yastıkta kocasınlar diye aktarıverdim.
Yoksa o soruyu al bir de bizim yüzümüze vur, medyaya vur, vur vur işte:
Muhafazakar, milliyetçi, cumhuriyetçi, ulusalcı, sosyal demokrat, liberal, çağdaş, maneviyatçı, laik medyada, "çalışanların, sendika seçme özgürlüğü bir yana, sendikalı olma özgürlüğü var mıdır? İşverenlerin bu özgürlüğe müdahale hakkı var mıdır?"
Cevap: Çalışanın özgürlüğü yoktur, işverenin hakkı vardır!
Ve bilirsiniz; demokratlık, sosyal demokratlık, liberallik, cumhuriyetçilik, maneviyatçılık, anayasa, yasa, özgürlük, hukuk, cesurluk, duayenlik, muayenlik fışkıran köşe köşe yazılarda bunları yazıp çizen de ah ne çoktur!..
...Yıldızların altındaaa!

 

Bu haber 243 defa okundu.