En Sıcak Konular

Ahmet Altan'ın bugünkü yazısı

20 Haziran 2008 16:14 tsi
Ahmet Altan'ın bugünkü yazısı "22 Temmuz seçimlerinden iki ay sonra Türkiye’ye “ordunun önderliğini” kabul ettirmek için yeni bir “eylem planı” hazırlamışlar. Tabii, her mantıklı insan önce, “neden ordu bizim önderimiz olsun” diye soracak.

Ahmet Altan/Taraf

Siyasi önderlik

Ben hep şuna inandım...
Biz bu ülkede ne tartışırsak tartışalım, hep aynı şeyi tartışırız aslında.
“Ordu siyasetin içinde kalsın mı, kalmasın mı?”
İnsanlar bir tartışmada ne söylerlerse söylesinler hep aynı şekilde ikiye ayrılırlar Türkiye’de:
Ordunun siyasetin içinde olmasından yana olanlar, ordunun siyasetten çıkması gerektiğine inananlar.
Ben, ordunun siyasetten çıkması gerektiğine inananlardanım.
Mustafa Kemal’in her görüşünü paylaşmam ama bu konuda onun görüşlerine tümüyle katılırım doğrusu.
O da, Enver Paşa’nın orduyu doludizgin siyasete sürmesine karşı çıkmış, “orduyu siyasetten çekin” diye çok haykırmış ve eğer yanlış hatırlamıyorsam bu konuda İsmet Paşa’yla birlikte bir de bildiri kaleme almıştı.
Enver Paşa kimseyi dinlememiş...
Sonunda imparatorluğu paramparça etmişti.
Her konuda Atatürk’ü kendine kalkan yapanlar nedense onun bu görüşlerine hiç değinmezler.
Ve, orduyu siyasetin göbeğine yerleştirirler.
Başımız da dertten hiç kurtulmaz o yüzden.
Çünkü ordu siyasete girdi mi bütün sistem altüst olur.
Devlet devletleşemez, hukuk hukuklaşamaz, milli irade yok sayılır, parlamento kenara itilir, halkın ihtiyaçları fark edilmez.
Normalleşemezsiniz, zenginleşemezsiniz, özgürleşemezsiniz.
Avrupa’nın ordusu siyasete müdahale eden tek ülkesi biziz, Avrupa’nın en fakir ülkesi de biziz.
Sizce, bu ikisinin arasında hiçbir bağlantı yok mu?
Türkiye, bu gerçeği çok açık bir şekilde algılamadıysa da kuvvetli bir biçimde sezdi.
Onun için de bu durumu değiştirmeye çalışıyor.
Ordunun 27 Nisan muhtırasına, halkın 22 Temmuz’da verdiği cevap bu isteğin güçlü bir göstergesiydi.
Ama ordu bu mesajı almamakta direniyor.
22 Temmuz seçimlerinden iki ay sonra Türkiye’ye “ordunun önderliğini” kabul ettirmek için yeni bir “eylem planı” hazırlamışlar.
Bugün sayfalarımızda o planın bütün ayrıntılarını okuyacaksınız.
Tabii, her mantıklı insan önce, “neden ordu bizim önderimiz olsun” diye soracak.
Biz kendi kendimizi yönetmekten aciz miyiz ki kendimize silahlı bir önder seçelim?
Böyle bir öndere kimsenin ihtiyacı yok, bu ülkenin de ihtiyacı yok.
Ama ordu bu gerçeği anlamak istemiyor.
Hazırladıkları planda, “önderlik” rolünü halka kabul ettirmek için kimlerle işbirliği yapacaklarını da belirlemişler.
En önemli “ajanlarından” biri medya organları.
Medya organlarını kullanacaklarını açıkça yazmışlar.
Acaba son dokuz ayda hangi gazetecileri, hangi medya organlarını kullandılar?
Planlarında, “yüksek yargıçlarla buluşacaklarını” da yazmışlar.
Şimdi, Paksüt-Başbuğ buluşmasını hatırlayınca, bunu uygulamaya koymuş olduklarını düşünüyor insan.
Bizim o buluşmayı açığa çıkarmamızdan sonra bize hücum eden gazeteleri şöyle bir aklınızdan geçirince, “kullanılan gazetecilerle medya organları” hakkında da bir tahmininiz olabiliyor.
Ordu, “iktidarı” yani hükümeti de “irtica yanlısı” görüyor.
İktidar partisini kapatma davası açan başsavcıyla arasında şaşırtıcı bir “görüş birliği” var.
“Yeni anayasa” dedikleri “sivil anayasayı” da çok tehlikeli buluyorlar.
Acaba o anayasa nasıl gündemden kaldırıldı?
O sivil anayasaya hücum edenler neden hücum etti?
Dokuz ay önce yürürlüğe giren bu “planı” inceleyince, o günden bu yana yapılanların hepsi bir “anlam” kazanıyor.
Kimlerin bu planla uyumlu hareket ettiği çok açık ortaya çıkıyor.
Seçimle Parlamento’ya giren DTP’nin “terörist” olarak değerlendirilmesi, ordunun bir partiye hukuki bir zemine dayanmadan “terörist” demesi, Kürt vatandaşlarımızın taciz edilmesi de bu planın parçası.
Aynen eski andıç olayında olduğu gibi bazı yazarlara “karalama” kampanyası açılması da planın maddelerinden biri.
Bazı “yazarlara” ise ısmarlama kitaplar yazdırılıp bunlar destekleniyor.
Karalanan yazarlar hangileri, ısmarlama kitaplar yazıp ordunun desteğini arkalarına alan yazarlar hangileri?
Bazı yazarları karalamak da, bazı yazarları kullanmak da uygunsuz davranışlar bence.
Üstelik bundan sonra yazarların başına ne gelirse ordudan bilinecek, bu da iyi bir şey sayılmaz.
Bu plan, her yönüyle gereksiz ve yanlış bir plan.
Ordu, ordu olmalı...
Siyasi bir önder değil.
Halkın beynini yıkamak için böyle uğraşmamalı, gazetecileri kullanmamalı, yargıçları etkilememeli, yazarları karalamamalı, vatandaşlarını bizar etmemeli.
Bir orduyu “siyasi parti” haline getirirseniz, “siyasi önderliğe” oynarsanız, siyasi rakipleriniz olur.
Bir ülkede herkesin ortaklaşa sahip çıkması gereken bir orduyu, durduk yerde “bazılarının” ordusu yaparsınız.
En kızdığınız şey “bölücülükken”, siz kendiniz bölersiniz.
Bence, bunu yapmayın.
Beni dinlemezsiniz, biliyorum ama bari çok sevdiğiniz Atatürk’ü dinleyin.
Orduyu siyasetten çıkarın.
Enver Paşa dinlemedi, bakın sonuç ne oldu.
Aynı şeyleri bir daha mı yaşayalım?
Bunu istemezsiniz, bunu istemediğinizi biliyorum.
Onun için artık bırakın bu planları.
İzin verin de bu halk sizi ordusu olarak görsün, siyasi rakibi olarak değil.



Bu haber 1,437 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,414 µs