‘Ordu siyasetten çekilmeli’ | " /> ‘Ordu siyasetten çekilmeli’ | "/>

En Sıcak Konular

‘Ordu siyasetten çekilmeli’

20 Haziran 2008 13:30 tsi
‘Ordu siyasetten çekilmeli’ Taraf gazetesinin bugün yayınladığı "Genelkurmay Eylem Planı"nı Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş'a sorduk. Hayykitap yayınlarından "Ötekiler için sivil itaatsizlik rehberi" isimli kitabı geçtiğimiz hafta çıkan Ümit Kardaş, ordunun siyasete karışmasının

Taraf'ın bu haberi, planı afişe ederek darbe sürecinin, buradaki planın engellenmesinde etkili olmuş mudur? Yani Türkiye’nin El-Pais’i Taraf gazetesi midir?

Tabi Taraf gazetesi müthiş bir gazetecilik yapıyor ama bunu darbeyi engelleyen tek neden olarak göremeyiz. Çünkü darbe yapmanın iç ve dış koşullar çerçevesinde imkanı yok. Darbeden çok ordunun başından beri daima müdahil olmasını öngören bir süreç işliyor zaten. EMASYA protokolü bunun en önemli parçası. O nedenle sert bir darbe yapmanın gereği de yok…

Şuana kadar “yargı darbesi” dedik ama bu haberle anlaşılıyor ki bu tanım uygun değil…

Tabii bu belliydi zaten… Ben Neşe Düzel’e verdiğim bir röportajımda yargı için militarizmin işbirlikçisi demiştim. Tek başına öyle olması mümkün değildi zaten…

Plan “toplumun TSK çizgisine çekilmesi” amacı üzerine kuruluyor. Bu aslında toplumun bu çizginin dışında olduğunu gösteriyor mu? Yani toplum resmi ideolojiden, militarizmden özgürleşiyor mu? Yani TSK’nın siyasi gücü kırılıyor mu?

TSK tabii ki bir kaygı duyuyor, iktidarının devamı açısından. Fakat Taraf gazetesi dışında kimsenin bir şey dediği yok. Tek başına Taraf var…

Bir de iyibilgi var...

Evet bir de iyibilgi var… Onun dışında siyasette de bir ses yok maalesef…

Siyaseten bir tepki olmayınca bu haberlerin, çabaların karşılığı olmuyor diyorsunuz?

Tabii. AKP şuanda bir şey yapmıyor. Zaten yapamaz çünkü bunun fırsatını Şemdinli’de kaçırmıştı. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, meslek kuruluşlarından da tepki yok. Pasifize edilmiş bir haldeyiz.

Gerçi yarın saat 17’de Tünel’de darbe karşıtı yürüyüş olacak…

Tabii onları küçümsemiyorum ama bunlar güçsüz, yalnız kalıyor… Netice itibariyle egemen iktidarın ideolojik aygıtları daha güçlü… Sonuç olarak demokratik bir ülkede olmaması gereken bir sessizlik var. Ben anlayamıyorum bu sessizliği...

Planın zamanlaması da ilginç: Eylül 2007… Bu 27 Nisan e-muhtırasına toplumun sandıkta cevap vermesinden 2 ay sonrasına denk geliyor. Toplumun bu tepkisine karşı bir eylem planı olma niteliği taşıyor mu bu zamanlamayla beraber düşününce?

Tabii onunla ilgili…

Taraf gazetesi daha önce Genelkurmay’ın gayr-i nizami harp planını da ortaya çıkarmıştı. Şimdi orada askerlik faaliyetlerinin düzen dışı yapılması, bu planda da siyaseti, sivil toplumu-siyaseti kontrol etme etkinliği var. Bu ikisini beraber nasıl okuyorsunuz?

Zaten militarizm toplumun kılcal damarlarına girilmiş durumda. Jandarma’nın dinleme, fişleme faaliyetlerini biliyoruz. Fakat bir ordunun siyasetle ne ilgisi olabilir? Ordunun görevi dış güvenliktir. Demokratik, çağdaş bir ülkede bunu tartışmak bile mümkün değil.

Peki bu plan bize tam olarak neyi gösteriyor? Sivil anayasa için “milli devlet” karşıtı paket deniyor…

Ordu tam bir vesayet rejimi kurmuş durumda ve siyasi faaliyet gösteriyor. Kritik sorun şu: Türkiye’de silahlı kuvvetleri kendi görevine geri çekildiği zaman demokrasinin önü o zaman açılmış olacak.

Planda Kürt sorunuyla da ilgili önemli bir kısım var. Halkın oyuyla seçilmiş olan DTP’li vekillerin “terörist” olarak addedilip muhatap alınmayacağı ifade edilirken, bölgede yaşayan halkın örgütle bağını kopartması yönünde baskı için operasyonların gerekliliği ifade ediliyor...

Kürt sorununu bu hale getiren bu anlayıştır, bu hiç değişmedi. Halkla ilişki kurularak örgütle bağı kopartmak yerine halkın üzerine giderek, mağdur ederek caydırma yolu seçildi fakat bu, sorunu daha da derinleştirdi. Bu korkunç bir hata... Oradaki insanlara yazıktır… Bu konuda da siyasetin ve partilerin söylediği bir şey yok.

Belgelerin içerden sızdırılmasını düşündüğümüzde ordunun siyaset yapmasından rahatsız olan üst düzey bir kadronun da olduğunu düşünebilir miyiz? Ve bu demokratikleşme, sivilleşme adına umut verici olabilir mi?

Muhakkak vardır. Umut verebilir ama öte yandan bir ordu siyaset yapıyorsa kendi içerisinde elbette bölünür, fikir ayrılıkları başlar…

Planda tam da buna yönelik bir tedbir de var: Fikir ayrılıklarını engellemek ve birlik, beraberlik sağlamak için kurum içerisinde sohbet toplantıları düzenleniyor…

İttihat Terakki orduyu siyasete bulaştırdığı için Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu getirdi. Bu Türkiye’nin bölünmesinin asıl tehlikeli tarafıdır maalesef. Ordu bu nedenle siyasetten uzak durmalıdır…Kuruma da, kurumdan önce de ülkeye yazık…

İttihat Terakki hala yaşıyor mu peki?

Yaşıyor tabii. Anlayış aynen devam ediyor fakat aynı şeylerin tekrar yaşanmaması için bunlardan ders alınması gerekiyor.

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş



Bu haber 1,098 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,314 µs