En Sıcak Konular

Mültecilerin kâbus ülkesi

20 Haziran 2008 12:43 tsi
"Laf "din kardeşliğine" geldiğinde mangalda kül bırakmayan Türkiye, ikisi Irak içinde olmak üzere yerinden yurdundan kaçmak zorunda kalmış dört milyon Iraklı’ya kapılarını açmakta en zorlanan sınırdaş ülke." Cengiz Aktar mültecilerin Türkiye'de

Cengiz Aktar'ın yazısı:

Yersiz yurtsuzların günü yine geldi çattı. Bugün Dünya Mülteciler Günü. Bu bahtsızlardan Türkiye’ye yolu düşenler yakın zamana kadar Yunanistan’a kaçarken Ege’de boğulduklarında haber olurdu. Şimdilerde onları korumakla mükellef olanların kötü muamelesi sonucu can vermeleriyle gündeme geliyorlar.

İki ay önce Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) Cenevre’deki merkezinden yapılan yazılı açıklamada şöyle deniliyordu: ‘23 Nisan günü Türk makamları farklı milletlerden 60 kişiyi, ülkenin güneydoğusunda bulunan Şırnak’taki Habur (Silopi) Sınır Kapısı’ndan Irak’a zorla sınırdışı etmek istediler. Sınırdaki Iraklı yetkililer sadece 42 Iraklının ülkeye girişine izin verirken, 17 İran ve bir Suriye vatandaşını kabul etmediler. Bunun üzerine Türk polisi aralarında BMMYK Ankara temsilciliği tarafından mülteci statüsü tanınmış 5 İranlının da bulunduğu 18 kişiyi, iki ülkeyi ayıran nehrin kıyısına götürerek yüzerek karşıya geçmeye zorladı. Mülteci statüsündeki bir İranlı da dahil dört kişi nehirdeki güçlü akıntıya kapılarak boğuldu. Boğulanların cesetlerine ulaşılamadı.’

Nehirlerimizde boğulan mülteciler

Geçenlerde Kırklareli Yabancı Kabul ve Barındırma Merkezi’nde mülteci ve kaçaklar kötü muameleye isyan ederek ayaklandılar. Köklü âdetlerimiz uyarınca hemen bir elebaşı bulundu, işin kötüsü Adam Terry adındaki bu mülteci kargaşada öldü. Nasıl öldüğü tam bilinmiyor. Barındırma merkezi konusunda yerel ve ulusal basında işkence, falaka iddiaları yer almıştı. Hani şu milletçe pek kızdığımız Irak’taki Ebu Garib hapishanesinde Amerikalı askerlerin Iraklı mahpuslara yaptıkları ayarında olmasa da zihniyet olarak benzer muameleler.

Irak’tan söz açılmışken yine laf "din kardeşliğine" geldiğinde mangalda kül bırakmayan Türkiye, ikisi Irak içinde olmak üzere yerinden yurdundan kaçmak zorunda kalmış dört milyon Iraklı’ya kapılarını açmakta en zorlanan sınırdaş ülke. Türkiye sınırlarından geri çevrilen rekoru Iraklılarda. Komşu ülkelere kaçan iki milyonu aşkın mültecinin 1.2 milyonu Suriye’de, 750.000’i Ürdün’de ve sadece 5951’i Türkiye’de.

Hatırlatalım, Türkiye 2009-2010 yılları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilebilmek için dört kol dört çengi lobi yapıyor. Ama diğer yanda sanki bu üyeliğin BM çatısı altındaki uluslararası camianın kabul görmüş kurallarıyla hiç bir ilgisi yokmuş gibi hareket ediyor. Dünyaya ayak uydurmakta bu derece geri kalmış olmanın en ironik ve acıklı tarafı ise kötü muamele sonucu ölen kaçak ve mültecilerin ülkelerinden Güvenlik Konseyi üyeliğimizi desteklemelerini talep etmek herhalde.

Merhamet değil hukuk

Sayısız meziyetimiz arasında sık sık merhametli millet olduğumuz sayılır. Kulağa hoş gelen bu insanî meziyetler modern öncesi toplumlara mahsus olmakla birlikte bizim kuru kalpli gelişmiş ülke insanı ile farkımızı söylerler. Misafirperverlik, paylaşma, müsamaha gibi hoş ve insana yakın davranış pek çok biçimine sahip olmakla övünürüz. Ne var ki bu davranış biçimleri toplum veya cemaat içi kurallar dışında hiç bir üst kurala bağlı değildir. Bu ölçüde de cemaat sınırı dışında ve bir raddeden sonra uygulamaları keyfîdir. İnsanî davranışta bulunanın paşa gönlüne kalmıştır. Kâh olur, kâh olmaz. Hibe, sadaka, himaye, zekat gibi. Boğulan İranlı mültecilere ‘suya atla’ emri veren devlet görevlisi muhakkak dinî, millî ve insanî akıdeleri bütün bir vatandaştır. Ama meslekî akideleri değil. İşte tam da bu yüzden bu ülkeye ve bu ülkede yaşayan yerli, yabancı herkese hukuk ve hukukun uygulaması gerekiyor.

vatan



Bu haber 537 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,622 µs