monşer havası | " /> monşer havası | "/>

En Sıcak Konular

Siyasette monşer havası

19 Haziran 2008 21:35 tsi
Siyasette monşer havası İlginç ilişki ve görüşmelerde hep onların adıyla karşılaştık. Diplomasinin "monşer" tabir edilen ekolünden geliyorlar. AKP'ye karşı oldukça "faal" oluşlarıyla dikkat çekiyorlar. İşte Mehmet Natık'ın kaleminden siyasetin "monşer" atlıları...

Mehmet Natık/cafesiyaset.com

İç Siyasette Monşer Etkisi

Bilenler bilir Monşer Türk Siyasi Literatüründe Dış İşleri mensupları için kullanılan bir terimdir. Hariciyenin yapısındaki yabancılaşmayı ortak akıl bir kelimeyle ifade edip işin içinden çıkmıştır.

Bu monşer vasıflandırmasından son zamanlarda bir iki emekli hariciye mensubu duydukları rahatsızlığı kendileriyle yapılan röportajlarda dile getirmiş olsalar da bu tanımlama kalıcıdır…

Bizim Hariciye diplomatları ilk defa 80’li yıllarda dikkatimi çekmeye başlamıştı.

12 Eylül Bülent Ulusu Hükümetinin Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan zatı muhterem bakanlığın kendi bünyesinden İlter Türkmen’di. Şimdilerde Hürriyet Gazetesinde köşeyazar…

Nüzhet Kandemir, Büyükelçi Şükrü Elekdağ, şimdi ki Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy ve daha niceleri o günlerin kalburüstü önde gelen isimleriydi.

Nüzhet Kandemir’in Dış İşleri Müsteşarı iken düzenlediği bir basın toplantısında hafızama kazınan görüntüsü ise benim için unutulmazların arasındadır…

Sonraları askeri vesayetten normale dönüş zamanlarında ağırlıkları ve etkileri belirgin bir biçimde hissedilecekti.

Bizim hariciye mensuplarının çizdiği portre her zaman bir ülkeyi temsil eden diplomatın üzerinde olmuştur…

Diplomat değil diplomat ötesi…

Rahmetli Turgut Özal’ın bu durumdan müşteki olduğu bilinirdi…

Yurtdışında yaşayan özellikle işçi olarak ülke dışına gidip de oralarda yaşamak zorunda kalanlar kendileri ile bizim büyükelçilik mensuplarının arasında kalın bir duvarın örülü olduğuna inanırlardı. Şimdilerde nasıl bilmem…

Bu kadar nostalji yeter diyelim ve mevzuya geçelim…

Malumunuz Ak Parti kapatma davası ve Başörtüsü ile ilgili Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesine taşınması meselesinde siyasi arenadan bir isim suların durulmasıyla birlikte ön plana çıktı…

Davada kumpas kuşkusunu doğuran ve özel sohbetlerde dile getirilen söylemlerle MHP Milletvekili Deniz Bölükbaşı…

Birdenbire ülke gündemine oturan meselelerin aslında arka planının olduğu şüphelerini doğrulayan iddialara kaynaklık teşkil eden söylemler tartışmalara neden oldu…

Yalanlama dolanlama derken sürekli bir sıcak gündeme sahip olan ülke yeni polemiklere ve maceralara doğru yelken açarken Deniz Bölükbaşı gündemden çekildi…

Derken Anayasa Mahkemesi üyelerinden Başkanvekili Osman Paksüt bugünlerde gündem oluşturmaya başladı…

Eşi Ferda Paksüt Hanımefendi ise çizdiği dominant tavırlarla olaylara daha ilginç bir boyut kazandırıyor.

Sayın Osman Paksüt ilginç görüşmelere imza atan bir görüntü veriyor…

Her görüşmesinin gerekçesini kendine göre gayet makul izah ediyor…

Rahat ve sorgulanamaz bir tavır…

Kendinden emin…

Yüksek Yargı organı mensubu değilmiş gibi bir tavır çiziyor…

Biz de bu işler böyle olur çelebi!!!…

Aynı rahat tavırlar Deniz Bölükbaşı’nda da var…

Tavırlardan en ilginç olanı ise ortaya atılan iddiaları önce yalanlama ve sonrasında kabullenme ile beraber hiçbir şey olmamış gibi davranabilmeleri…

Deniz Bölükbaşı siyasi bir figür ve bizim siyaset dünyamızda en rahatsız edici ve güven unsurunu yok edici unsur olan yalan meselesi sıradanlaşmış olduğu için orada mış gibi davranabiliyorsunuz…

Ama ülkenin kaderine damga vuran bir yüksek yargı organının mensubu iseniz işin rengi değişiyor…

Yargı mensupları sözlerine dikkat etmeli, ilişkilerine de…

Bir şeyi yalanlayan gerçek ortaya çıktığında kabulleniyorsa güven kaybeder…

Hele hele ülkenin geleceğini etkileyen bir kurumun bir üyesi iseniz altına imza attığınız kararları tartışmalı hale getirirsiniz…

Nitekim bugün tartışılan konulardan birisi de bu husustur…

Ama alışkanlıklar farklı bir şey demek ki?

Aynı sorgulanamaz tavırın etkisi olsa gerek…

Bütün bunlar bir yana biri siyasi, diğeri yargı mensubu bu iki siyasi figürün ortak özellikleri her ikisinin de eski diplomat olmaları yani diplomat ötesi hariciye mensupları olmaları…

Bütün bunlar yaşanırken bir de sabık Washington büyükelçisi Faruk Loğoğlu sahne almasın mı?

Kendileri emekli olduktan sonra kısa adı ASAM olan Araştırma Vakfının başkanlığına geldi…

Efendim eski cumhurbaşkanı dahil bir sürü eski bürokrat, diplomat, siyasetçi ve yargı mensubuyla evinde aile toplantısı düzenlemiş…

Zamanlama ilginç…

Kabul günü gibi…

Hani cinsi latifler evlerde gün düzenler ya…

Onun gibi bir şey herhalde???!!!

Şimdi birisi siyaset arenasından, diğeri yüksek yargı mensubu ve bir diğeri stratejik araştırmalar yapan bir vakfın başkanı şahsiyetler var…

Bugün her ne kadar farklı kulvarlarda temsil makamlarında olsalar da ortak özellikleri tekraren dediğimiz gibi geçmişlerinde hariciyeci olmaları…

Üçü de Monşer tabir edilen diplomatlarımızdan…

Tam da iktidar partisinin sıkıntılı günler geçirdiği günlerde etkiye ve tepkiye açık enteresan ilişkilerin ve görüşmelerin odağında sahne alıyorlar…

Size de enteresan gelmiyor mu?

Siyasi arenada boy gösterenleri anladık diyeceğim…

Bunlar az mı geldi, farklı kulvarlarda müdahaleler daha da gözle görülür hale geldi…

Hariciyeciler neden içişlerine müdahale ederler ki?

Hariciye mensupları satranç oynamayı severlermiş lakin bu bir satranç değil ki?

 



Bu haber 1,864 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,180 µs