Bir iktidar aracı olarak TIP! | " /> Bir iktidar aracı olarak TIP! | "/>

En Sıcak Konular

Bir iktidar aracı olarak TIP!

19 Haziran 2008 18:39 tsi
Bir iktidar aracı olarak TIP! Modern tıp dediğimiz şey sadece insanları sağlıklı bireyler haline getirmek için mi ortaya çıktı? Yoksa modern iktidar mekanizmalarının içinde belli amaçları yerine getirsin diye mi uygulanıyor? Doç. Dr Ferda Keskin'le konuştuk.

Tıpla iktidar arasındaki ilişkiyi anlayabilmemiz için evvela iktidarın ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu konuda fikirlerine en çok itibar edilen isimlerden birisi de Foucault’dur. Foucault’ya göre iktidar nedir? Klasik iktidar anlayışlarında ne türden sıkıntılar mevcuttur?

Klasik iktidar anlayışının sınırları ya da sıkıntıları, şu anda mevcut iktidar mekanizmalarını çözümleyememesidir. Klasik iktidar anlayışı, politik yaşamı ya da politik örgütlenmeyi belirli bir hükümran ve onun tebaası üzerinde tasarlar. Burada belki zımni belki açık bir anlaşma vardır hükümran ve tebaa arasında ama bu anlaşma gereği tebaa sahip olduğu iktidarı hükümrana devretmiş ve o da bunu yasal olarak formüle edip bir hakem gibi uygulamıştır.

Halbuki Foucault’ya göre 18. yy.dan sonra geçerli olan iktidar mekanizmalarını bu teoriyle açıklayamayız. Çünkü Foucault zaten iktidarın öyle tek tek kişiler tarafından alıp verilebilen, devredilebilen bir şey olmadığını, tersine, bir ilişkiler ağı olduğunu iddia ediyor. Dolayısıyla da eğer iktidarı anlayacaksak iktidarın uygulanış biçimlerine bakmak ve o şekilde bunun analizini yapmak gerektiğini düşünüyor. 

Yani iktidar dediğimiz şey belli bir merkezi olan ve sadece devlet ya da hükümran gibi belli mercilere ait olan bir şey değil mi demek istiyorsunuz?

Aynen öyle. İşte bu birey de olabilir ya da herhangi bir kurum da olabilir.

Dolayısıyla bizim normalde hiç tahmin etmediğimiz kurumlar da iktidar mekanizmaların içine dâhildir diyebilir miyiz?

Elbette. Hatta modern iktidarın esas işleyiş koşullarını oluşturan yani kurumlar belki de bizim hiç tahmin etmediğimiz kurumların ta kendisi.

Peki, moderniteyle beraber tam olarak ne değişti? Ne türden iktidar mekanizmaları ortaya çıktı?

Bu iktidar mekanizmaları hem bireyselleştirmeye hem de bütünselleştirmeye yönelik olarka işleyen mekanizmalar. Bütünleştirmek derken, bir bütün olarak toplumun üzerinde uygulanan iktidar mekanizmalarını, bireyselleştirmek derken de tek tek bireyler üzerinde uygulanan bir takım iktidar mekanizmalarını kast ediyorum. Foucault bunları biyo-iktidar diye adlandırıyor geniş anlamda. Ama dar anlamda, bir taraftan insanların tek tek bedenlerinin ve ruhlarının disipline edilmesi, öbür tarafta ise yine bir takım belli pratikler yoluyla nüfusun bütününe yönelik bir zapt-u rapt altına alma, işte onun sağlığından tutalım da güvenliğine kadar bütün ihtiyaçları üzerinden onu manipüle etmeyi de söyleyebiliriz.

Modern tıp bütün bu hikâyenin neresinde?

Foucault’ya göre modern tıp bunun baya merkezinde bir yerde. Modern tıp dediğimiz şeyi insan bedenin tıpsallaştırılması dediğimiz sürecin çok önemli bir parçası. Tıpsallaştırmaktan da kastettiğim şey şu: Özellikle modern tıbbın ortaya çıkmasıyla normal/patolojik ayrımı ve patolojik olanın tedavisi gibi anlayışlar ortaya çıkmıştır. Tabi normal/patolojik ayrımında temel olarak bir sorun yoktur. Fakat Foucault diyor ki ‘modern tıpla beraber ortaya çıkan normal/patolojik ayrımı ve patolojik olana uygulanan iyileştirme teknikleri, aslında geniş anlamda diğer alanlarda da topluma uygulanabilecek olan bir takım normal/patolojik ayrımları yapılması ve patolojik olarak görülenin ‘ıslah’ edilmesi ve ‘normalleştirilmesi’ sürecinin bir parçasıdır.’
Ve dolayısıyla modern tıp biyo-iktidarın ortaya çıkmasına belli bir katkıda bulunmuştur. Zaten adı üstünde biyo-iktidar diyoruz, yani bu iktidar aslında insan bedeni üzerinde oynayan, insan bedeni üzerinden kendini uygulayan, insan bedenine kendini uygulayan bir iktidar. Beden dediğimiz zaman onun sadece talim ve terbiye edilmesinden söz etmiyoruz; aynı zamanda o bedene nüfuz etmek üzere biyolojik varlığıyla ilgilenen bilimlerden de söz ediyoruz. Tıp bunlar arasında en önemlisi tabi ki.

Moderniteyle beraber beden üzerinde niçin bu kadar yoğunlaşıldı?

Bu aslında endüstriyel kapitalizmin ortaya çıkmasıyla ve yükselmesiyle ilgili bir şey Foucault’ya göre. Çünkü endüstriyel kapitalizmin ortaya çıkmasıyla beraber bedenin sahip olduğu soyut emek gücünün ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Burada amaçlanan şey soyut emek gücünün somuta döndüğünde üretim süreçlerine daha etkin bir şekilde girebilmesiydi. Bunun koşulu da tabi ki de o bedenin sadece uysal kılmak değil sağlıklı kılmak da. O sağlığı da iki türlü tesis etmek mümkün. Birincisi, bir bütün olarak toplumun sağlığını garanti altına alınacak kurumları itfaiyesinden kanalizasyon sistemlerine kadar oluşturmak, ikincisi de insanların tek tek bedenlerini sağlıklı kılmaktır. Dolayısıyla bedenin sahip olduğu güçlerin çoğaltılması için gerekli olan prosedür ve mekanizmalardan bir tanesi de özellikle tıptır.

Modern tıpla geleneksel tıp arasında bir fark ortaya koymaya çalışırsak merkeze neye almamız gerekir?

Modern tıbbın ve hastanenin ortaya çıkışı insan bedenine yeni bir bakış getirmiştir. Modern tıpta hastane dediğimiz kurumun yerleşik hale gelmesiyle beraber orada yapılan deneyler, tedaviler, pratikler vs yepyeni bir kurumsallaşmaya yol açmıştır.

Foucaultcu perspektifte hakikat dediğimiz şey tek ve mutlak bir şey midir?

Foucault aynı anda birden fazla hakikat vardır demiyor, hakikat rejimleri vardır diyor. Tarihin belli süreçleri veya dönemlerinde hakim olan bir hakikat rejimi hangi önermelerin doğru hangi önermelerin yanlış olduğunu söyleyen bir takım kurallar ortaya atarlar. Ve bu kurallara uygun olarak ortaya atılan ve kabul edilen önermeler doğru kabul edilir, bu kurallara uymayanlar ise yanlış olarak kabul edilir. Dolayısıyla aynı nesne üzerinde konuşan fakat farklı dönemlerde konuşan bir takım bilim adamları ve uzmanlar aslında farklı hakikat rejimleri içinden konuştukları için söyledikleri de bu anlamda uyumsuz olacaktır.

O zaman modern tıp mutlak hakikati söyleyen bir teknik değil tıpkı alternatif tıp olarak isimlendirilen tıpların da içinde bulundukları gibi belli hakikat rejimlerinin içinde var olan ve bu minvalde şekillenen bir söylem biçimidir diyebilir miyiz?

Kesinlikle!

www.iyibilgi.com özel Erkam Can     



Bu haber 1,520 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,882 µs